Translate.vc / португальский → турецкий / Porquë
Porquë перевод на турецкий
407,866 параллельный перевод
Porque são idiotas.
- Çünkü onlar aptal.
Porque estamos a falar sobre matar miúdos?
Neden çocukları öldürmekten bahsediyoruz?
Porque não?
Neden peki?
- Porque está a ser tão cretino?
Neden bir pislik gibi davranıyor?
É engraçado porque o meu nome é Cleveland.
Komik çünkü gerçek adım da Cleveland.
- Porque não lhe mandas uma mensagem?
- Ne? Neden ona mesaj atmıyorsun?
Porque arranjarias um furão?
Neden bir sansar aldın ki?
Porque estás a ser tão cretino acerca disto?
Neden bu konuda hödük gibi davranıyorsun?
Porque é uma grande chatice viver contigo!
Çünkü seninle yaşamak başa bela.
Ele encheu todas as nossas almofadas com feno porque pensou que parecia confortável nos desenhos-animados.
Tüm yastıklarımızı samanla doldurmuş çünkü çizgi filmlerde bunun daha rahat göründüğünü düşünmüş.
Espera. Porque é que está toda a gente a ir embora?
Neden herkes gidiyor?
Porque hei-de confiar em ti? Porque me amas e eu te amo.
Çünkü sen beni seviyorsun, ben de seni seviyorum.
Porque não vamos.
Ki kalmayacaksın. Sanırım annen laneti bozacak bir yol buldu.
Porque eu nunca me irei juntar a ti.
Çünkü sana asla katılmayacağım.
Chega de joguinhos. Fiz passar a minha filha por um roupeiro, porque me disseste que isso acabaria a maldição.
Onun laneti bozacağını söyledin diye kızımı dolaba koydum.
Tenho pena desses rapazes porque não têm hipótese.
Bu kadarcık mı? O zaman onlar adına üzüldüm çünkü hiç kaçarları yok.
Porque não?
O niyeymiş? Çünkü John Doe hâlâ buralarda olabilir...
Porque o Desconhecido ainda pode estar nos arbustos.
Daha her yere bakmadık.
Dr. Hopper, porque não vai lá ver com o Pongo?
Dr. Hopper, Pongo ile gidip bir bakmaya ne dersiniz?
Porque está a fazer isto? Para testar uma teoria.
Bir teorimi test ediyorum da.
Porque vai ser difícil travar-me quando tanto a mãe como o pai estiverem a dormir.
Çünkü, annecik ile babacık uyurlarken beni durdurmaları pek olası değil.
Porque é que vão sempre tão tarde para a cama?
Neden şu kahrolası uyku vakitleri gelmek bilmiyor?
Porque precisava de o fazer.
Çünkü öylesi gerekti.
Porque a nossa filha está mesmo ali! Não é justo sacrificar a felicidade dela para assegurar a de todos os outros.
Diğerleri mutlu olsun diye kendi mutluluğunu harcamasını isteyemeyiz ondan.
Não os podemos sentenciar a esta vida só porque não queremos esperar só mais um pouco.
Sırf azıcık daha bekleyemiyoruz diye herkesi ebediyen buna mahkum edemeyiz.
Porque uma vez usamos pó mágico para te encontrar quando eras criança.
Çünkü sen daha küçük bir kızken, bunu seni bulmak için kullanmıştık.
Encontrou forma de resistir à tua ordem, porque tem a mãe dele nele. A que o ama de verdade.
Emrine karşı koymanın bir yolunu buldu çünkü kalbinde o annesinin çocuğu onu gerçekten seven annenin.
Pergunta-lhes porque te escolheram para esta missão. - Problemas com o carro?
Bu görev için neden seni seçtiklerini onlara bir sor.
Vais mudar de opinião, tal como todos nós, porque é aquilo que somos, Lucy.
Hepimiz gibi sen de alışacaksın. Çünkü sen busun Lucy.
Porque dizem que as pessoas baixas têm o complexo de Napoleão? A questão é essa.
O zaman neden kısa insanlara Napolyon kompleksleri olduğu söyleniyor?
- Porque conheci-o.
- Bunu nereden biliyorsun?
É por isso que aquando do Hindenburg, me pediste que perguntasse acerca da Rittenhouse e porque me escolheram.
Bu yüzden Hindenburg olayında bana Rittenhouse'u ve beni neden seçtiklerini sormuştun.
Se sabias quem era o meu verdadeiro pai, porque não me disseste?
Başından beri gerçek babamın kim olduğunu biliyordun da, bana neden söylemedin?
Precisavas de ver com os teus próprios olhos quem eles são e porque os vais combater.
Onların kim olduğunu kendi gözlerinle görmen ve neden savaşman gerektiğini anlaman gerekiyordu.
Claro, porque todos conhecem o meu futuro exceto eu.
Bu doğru, çünkü geleceğimi benden başka herkse biliyor.
Porque já a vi antes, e o tipo da Rittenhouse que a tem é aquele que o Mason tem encontrado em segredo.
Çünkü bunu daha önce gördüğümü hatırladım, Mason'un gizli gizli görüştüğü bir Rittenhouse üyesine ait.
Porque passei por muito nestes últimos dias e lutei contra isto durante muito tempo.
Çünkü son bir kaç günde çok şey yaşadım, ve uzun zamandır da mücadele ediyordum.
Ele falou disso no funeral da mãe, então porque não?
Annesinin anma konuşmasında bahsetmişti, neden olmasın?
Porque estás a fazer isto?
Bunu neden yapıyorsun?
Não pude ir à casa de banho lá porque estava num encontro com um homem.
Orada gidemedim çünkü yanımda çıktığım adam vardı.
- Porque foram banidas aquelas pessoas?
- Neden bunlar yasaklı? - Her zamanki nedenler.
Porque eu intrigo as pessoas.
Çünkü ilgi çekiyorum.
Tenho uma cara nova porque fui com o jet ski contra um Chipotle!
Yeni bir yüz yaptırdım çünkü jetskiyle bir Chipotle'ye daldım!
Porque eu tenho algo que tu vais querer ver.
Çünkü senin görmek isteyeceğin bir şey var.
Isto é porque o Cork Rockingham soube da mortadela.
Cork Rockingham pastırmayı öğrendiği için böyle oldu!
Se alguma vez precisarem de uma chávena de açúcar, vão ter de pagar porque tenho uma loja.
Bir kâse şeker bile lazım olsa parasını ödersin, dükkân işletiyorum ben.
A minha mãe não criou nenhum parvo porque me abandonou no hospital.
Annem bir enayi yetiştirmedi çünkü beni hastanede bırakmış.
Bem, não vou falhar mais porque não vou tentar.
Artık başarısızlık yok çünkü denemeyi bıraktım.
Porque me faz ver isto?
- Neden bunları bana gösteriyorsun?
Porque é a mesma casa de banho linda depois de um psicótico a usar.
Çünkü bu, güzel tuvaletimin manyağın biri kullandıktan sonraki hâli.
Atendo sempre porque participei em concursos para viagens de barco grátis.
Hep açarım çünkü bedava tekne gezisi için bir sürü başvuru yaptım.