Translate.vc / португальский → турецкий / Pose
Pose перевод на турецкий
478 параллельный перевод
Nenhum Sengali entraria num recinto com a pose egoísta de um inglês.
Hiçbir gerçek Sangali içeriye bir İngiliz gibi kendinden emin girmezdi.
Vês a pose?
Şu poza bak.
O teu cinismo é apenas uma pose.
Alaycılığın sahte...
Ser natural é só uma pose, a mais irritante que conheço.
Doğallığın sahte, bu, bildiğim en sinir bozucu sahtekarlık.
Se quiser escolher uma pose...
Bir poz seçmekle başlayabilirsiniz.
Então o jornal pose ser vendido.
Bu durumda gazete satılabilir.
Pronto, volta a fazer a mesma pose.
Tamam, şimdi aynı poza geri dön.
Tinha uma pose e uma dignidade que não tinham idade.
Benzersiz bir havası ve asaleti vardı.
E o rei, tomado pela sua pose... oferece-lhe um palácio.
Onun verdiği pozdan mest olan kral da ona sarayda bir yer önerir!
Você impõe a sua pose, e então...
Pozunu alırsın ve sonra...
Vá lá, faz pose.
Tamam, çekelim.
Assim. Faz pose.
Tamam, çekelim.
Faz pose.
Haydi.
Essa pose é de morrer.
Çok harika.
E não olhava para mim, e assim, ocasionalmente, podia respirar e aliviar a minha pose.
Bana bakmıyordun, böylece ara sıra nefes alabiliyor ve durumumu rahatlatabiliyordum.
Qual foi a pose dela perante o Barney Quill?
Barney Quill'e nasıl davranıyordu?
A... má gramática é pose.
Kötü konuşman sadece bir maske.
Não queria perder a minha pose de amador.
Amatörlük belgemi kaybetmek istemem.
Vá lá, faz essa pose!
Haydi güzelim.
Agora faz-me aquela pose.
Evet. Haydi güzelim.
A pose, a pose, a pose!
Çalış, çalış, çalış.
Levei 15 minutos para ter aquela pose.
Onlara bu pozu verdirmek onbeş dakika sürdü.
Dá-lhe, Posey!
Sapla, Pose!
Faça uma pose.
Poz verin.
Faça a mesma pose que ela.
Onun gibi poz verin.
Faça pose, general.
Kımıldayın, General.
É uma pose espectacular, mas sei o que falta.
Harika bir duruş, fakat neyin eksik olduğunu biliyorum.
Mas sei que essa pose ridícula de caubói... não atrai ninguém. Só as vagabundas da Rua 42!
42. caddedeki ibneler hariç kimsenin seni çekici bulmayacağını bilecek kadar tanıyorum kadınları...
Mostram pose "aristogática" quando saem a caminhar
Aristokratik tavrılar sergilerler Bir havalandırma deliğinde görüldüklerinde
Mantém a pose.
Başını dik tut.
Façam pose!
Evet, evet!
Se o Chester a fotografasse nessa pose, acho que seria um trabalho fantástico.
Chester sana o pozu verdirebilirse, bence gerçekten ortaya hoş bir şey çıkar.
Bom... Não, a pose é muito ousada para o Billedstandard.
İyi.Hayır, bu poz Billedstandart için biraz fazla olur.
Vai até ali, faz a garra de tigre e a pose de garça e a asa de galinha e toda essa treta ali ao canto.
İçeri dön, Kaplan Pençesi yap Turna kuşu duruşu, Tavuk kanadı hatta bildiğin bütün zırvaları yap.
- Faz pose.
- Seksi mi?
Fiquem aqui à frente, Vamos tirar outras com uma pose...
Burada ön planda kal. Biraz farklı bir...
Mantenha essa pose.
Öyle dur.
Vá lá, faz uma pose na cama para mim.
Hadi. Yatakta bana poz ver.
Tenta outra pose.
Başka bir poz denesene.
Se pudesse provar você já não estaria aqui de cara pintada e essa pose perfeita.
Eğer geri alacak olsaydım, gözüne çektiğin farla dimdik karşımda duramazdın.
Esta é a sua melhor pose.
Bu en iyi fotoğrafın.
Passou metade da sua vida em pose, diante os pintores!
Hayatının yarısını ressamlar için oturmakla geçirdi!
Era uma pose um pouquinho mais longa, que esta.
Bizden daha uzun oturmak zorundalardı!
Pose.
Duruş.
Pose-mos mais homens na rua, mais carros em patrulha, aumentamos a eficácia em 15 % relativo ao mês passado.
Görevli memurların ve devriye arabalarının sayısını arttırıyoruz. Geçen aya göre çabalarımızı % 15 oranında arttırdık.
Amanhã eu acabo com a pose do Prof. Cameron.
Yarın Profesör Cameron'ın iddialarını biraz sarsacağız. - Confait davasından bahsedeceğiz.
Grande pose! Podemos fazer algo assim, está bem?
Poz verin, bu tarz bir şey yapabiliriz değil mi?
Ela está a fazer pose para mim.
Bana modellik yapıyor.
Confia em mim. Vai ajudar. Vá lá, não estragues a pose.
şu pozu mahvetme.
A tentar manter a pose?
Hala oyununuzu sürdürmeye mi çalışıyorsunuz?
Ponha-se em pose.
Hak ediyor.