Translate.vc / португальский → турецкий / Pow
Pow перевод на турецкий
151 параллельный перевод
- Conjunto com o Ryker?
- Ryker'la pow-wow mu?
CATRAPIMBA
POW BLAM
Pow!
Pow!
Cuidado, Mike! Pow! Whack!
Dikkat et Mike!
Simplesmente... pow!
Bunun gibi... pow!
Pow!
Tak!
Porquê esse grande "Pow-wow"?
Büyük toplantının sebebi ne?
Teremos entrevistas mais tarde, às oito horas. Entretanto, preparem os vossos machados, Cleveland.
Maç pow wow kl. saat 20.00 de başlayacak Maç saatinde savaş baltalarınızı şehir için hazırlayın
Pow!
Dıkşınnn!
# Mas nosso cavalo disparou! - Pow!
# Vurulmasaydı atımız
Eh, Archie. Pow!
Hey, Archie.
É uma "pow-wow".
Bu bir toplantı.
Levanta-o...
- Pa-pa-pa pow-pow. Havaya kaldırdı ve döndürdü.
As Rucas ficaram de corações partidos e eu deite um baile. Pow! Pow!
Rucas kalplerini kırdı ve bende kıçını tekmeledim.
Pow! 21!
Bitti.
Pow!
İşte burada.
Tudo o que temos de fazer é pintá-lo como estava e...
Tamamen onu boyuyacağız arka yoldan... pow!
Pow! - Do gueto de raíz!
- Kenar mahalle gülü!
Acho que tenho um Pai Gow!
Hey galiba pai pow'um var.
Deste-lhe cabo do canastro, não foi?
Kling! Pow! Kıçı yamulttun, değil mi?
- Dezembro de 1995. Horas depois de libertado de um campo de prisioneiros de guerra pelo Mão Direita.
- Aralık 1995'te ; Sağ El'in kendisini U Minh Ormanı'nın hemen dışındaki POW Kampı'ndan kaçırmasından sadece birkaç saat sonra.
Tem com certeza conhecimento de que, em 1973, o Departamento de Defesa determinou que não havia prisioneiros de guerra no Vietname.
Eminim hepiniz Savunma Bakanlığı'nın 1973'te Vietnam'da o tarihten sonra POW Kampı kalmayacağını bildirdiğini biliyorsunuzdur.
À sua política de negação de prisioneiros de guerra, e ao silenciar dos homens que definiram essa política.
POW'ler hakkındaki inkar etme politikalarını devam ettirmek için,... bu politikayı uygulayan adamları susturmak gerekiyordu.
- Vejam isto!
- Şuna bakın! Pow!
- Não apontes para mim.
Pow! Pow! - Bana doğru tutma.
- Merda!
- Pow! - Bu da ne?
Chamava-Ihe o cofre powwow.
Bu kasanın adı da Pow-wow kasası. - Pow-wow kasası mı? - Evet.
Pois, o cofre powwow ;
Pow-wow kasası. Kabilelerden çalınan paranın yerli dilendeki adı.
A porta é electrónica, mas o caixa conhece o código de acesso.
Giriş şifreli. Ama kasiyer şifreyi bilir. - Peki şu Pow wow kasası?
- Isso é Iá em cima.
Tabii ki Pow-wow kasasına ulaşacağız.
O cofre powwow!
Pow-wow kasası nerede?
O dinheiro já está no carro ; vem-te mas é embora.
Pow-wow kasasının nerede olduğunu söylemiyor.
Não, há um cofre powwow, sim ;
Pow-wow kasası gerçekten var. Nick'le çok zaman geçirdim.
Abre-o, despacha-te!
Pow wow. Hey Noel Baba.
Pois, muito, mais esperto do que toda a gente.
Pow-wow kasası ha? Demek o kasada bizim için bir hediye vardı ha?
- És mesmo. Mas há uma vergonha para os ricos no Casino Índio.
Ama bak, Sezar'ın Pow Wow Kızılderili kumarhanesinde bir sürü utanç verici şey var.
A não ser que os aldeões desejem entregar um prisioneiro de guerra em troca de uma taça de arroz.
Ancak köylüler POW askerlerini bir kase pirine satmışlarsa. Ancak...
Chefe da Administração Tailandesa dos Prisioneiros de Guerra.
Tayland POW yönetiminin şefi.
Veio para o Sul procurar emprego, o seu marido é prisioneiro de guerra.
İş arıyorsunuz. Kocanız bir POW.
Como alguém termina um casamento dessa maneira, apenas... buum?
Bir insan nasıl, bir evliliği bu şekilde bitirebilir? Böyle... pow? Bir anda...
E aqui está ele.
Ve işte orada. Ba-da-bing! Pow, pow.
Ao menos o cabelo dele diz alguma coisa agora. Diz " Pow!
Biraz gerginim de.
Quando fazíamos caminhadas durante a noite eles nem nos deixavam dormir.
Geceleri POW'lar, asla uyumamıza fırsat vermediler.
Olha, olha.
Bak. - Pow!
Pow! Kiss?
Öpücük mü?
Pow! Pow! Pow!
Baba bugün bizi parka götürecek misin?
É louco!
Pow!
Agora a nossa primeira parada será no grande Pow-Wow.
Şimdi, ilk durağımız büyük Yerli Konferansı.
Vamos descobrir depois destas mensagens subliminares.
Aynen şöyle olacağız, pow-pow-pow!
Se queres ter futuro, só roubando-o
Aman Tanrım. Yüce Tanrım. Pow-wow kasası.
Pow! Boom!
Ama bu daha başlangıç.