Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Preserve

Preserve перевод на турецкий

53 параллельный перевод
A Sua Real Graça - e oxalá Deus o preserve mais do que o podeis vós desejar Não pode respirar em sossego um só momento sem que vós o perturbeis com vossas queixas infames.
Kral Hazretleri ki, size rağmen Tanrı ona uzun ömür versin, haince iftiralarınızdan fırsat bulup rahat bir nefes alamaz hâle geldi.
Que a bênção do Senhor nos preserve do mal... e nos acompanhe, por toda a vida.
"Tanrım bizi kutsa, kötülüklerden koru ve ebedi hayata yönelt."
Não, Senhor. Deus te preserve.
Tanrı seni korusun, ya Rab.
O corpo de Cristo, entregue por vós preserve seu corpo e alma para a vida eterna.
Yüce İsa, almak üzerinde olduğun bu vücut. seni sonsuza götürsün. Yüce İsa, içmek üzere olduğun bu kan, seni sonsuza..
Vamos rezar para que a paz seja devolvida ao mundo e que Deus a preserve para sempre.
Barışın dünyada tekrar tesis edilmesine ve Tanrı'nın bunu hep korumasına dua edelim.
Que o Senhor vos abençoe e preserve, e que Ele deixe o Seu rosto brilhar sobre vós, que o Senhor levante a Sua abstinência e vos dê paz.
Tanrı sizi kutsasın ve korusun. Tanrının yüzü üzerinize parıldasın. Tanrı desteğini esirgemesin ve size huzur versin.
Conquistou a confiança dele. Preserve-a.
Onun güvenini kazandın, şimdi de devam ettirmelisin.
Senhoras e senhores, garantiremos cada tostão de qualquer bolsa que queiram apostar mas devo avisá-los, com toda a justiça, que o Sr. Chalker aqui... que Deus o preserve, não foi abençoado pelo Senhor com o poder da fala... é o campeão indisputável deste condado
Bayanlar ve baylar birazdan mükemmel bir maça tanık olacaksınız her türlü bahis yükseltmek mümkündür sizi uyarıyorum Bay Chalkea'yi yakından tanıyorsunuz Tanrı biliyor ki ondaki zeka bu bölgedeki en büyük gelmiş geçmiş en büyük zekadır kendisi bu çıvarda satranç ustalarını yenmenden bırakmamış olup yendiklerinin listesine
Eu suponho que preserve a vida, não destruí-la.
Sanırım benim görevim hayat kurtarmak, yok etmek değil.
Agora que sabe que tudo o que tem sentido é provocado pela vida que cresce dentro de si e pela adaptação do seu corpo a isso, preserve isso.
Bu duygularına içinde... yeşeren hayatın sebep olduğunu... ve bu duruma uymaya çalıştığını bildiğine göre... bu güzelliği yaşa. İhtiyacın olursa beni ara.
Preserve-o.
Bırak güç versin sana.
Que Minerva o preserve!
Minerva sizi korusun.
Para que preserve melhor a fragrância.
Kokularını daha iyi koruyabilmek için.
Deus preserve a Irlanda se a sua laia tomar o controlo.
Tanrı İrlanda'yı sizin başa geçeceğiniz o günden korusun.
Que Deus vos salve, preserve e vos proteja...
"Tanrı sizi korusun ve eksik etmesin."
Preserve a honra do selo Sagrado, Rodrigo.
Kutsal Mühür'ün onurunu koru, Rodrigo.
Desde que preserve o selo Sagrado, Rodrigo.
Kutsal mührün onurunu koru, Rodrigo.
Proteja a sua identidade com I.D. Preserve ".
"I.D. Preserve" ile kimliğinizi koruyun. "
A I.D. Preserve disse que foi uma "infeliz violação de segurança".
Şirket, olayı "talihsiz bir güvenlik açığı" diye geçiştirmiş.
Mecânico. - Ele entrou com um camião pela janela da I.D. Preserve.
Kamyonla şirketin camından içeri dalmış.
Subscrevi a I.D. Preserve, porque estava com medo que roubassem a minha identidade.
Biri kimliğimi çalar diye korktuğum için "I.D.-Preserve" ile sözleşme yaptım.
Desde de que a I.D. Preserve se envolveu em coisas suspeitas, fiquei um bocado paranóico.
Kimlik Koruma işi, şaibeli hale gelince biraz paranoyaklaştım.
Deixe-me adivinhar.
Tahmin edeyim : "I.D.-Preserve".
- A I.D. Preserve. - Por isso pensei : Talvez o corpo esteja num dos caixotes da I.D. Preserve, usadas para enviar coisas para o triturador.
Yani düşünüyorum da belki ceset "I.D.-Preserve" ün öğütülmeye gönderdiği malzemeler için kullanılan bu kutulardan birindeydi.
A I.D. Preserve usa um subcontratado para o transporte do lixo.
I.D.-Preserve, kutuların taşınması için taşeron bir firma kullanıyor.
O Langston e eu encontramos sangue num caixote da I.D. Preserve.
Langston'la "I.D.-Preserve" ün kutularından birinde kan bulduk. Öğütücüdeki Adam'la uyumlu çıktı.
- Pode valer, se o ladrão ameaçar deitar abaixo todo o império da I.D. Preserve.
Belki değebilir, şayet hırsız "I.D.-Preserve" imparatorluğu için bir tehdit oluşturuyorsa.
Procuramos na casa do Arlo, na casa de Julius e na I.D. Preserve, onde param os 5 milhões?
Ama bir sorun var : Arlo'nun evini,.. ... Julius'un evini ve şirketi aradık.
É o tipo que entrou com o camião pela janela da I.D. Preserve.
Bu adam şirketin camından içeri kamyonuyla giren kişi.
E graças a I.D. Preserve, obteve toda a informação do cartão.
"I.D.-Preserve" sayesinde onun tüm kredi kartı bilgilerine ulaştın.
O médico legista do condado encontrou um corpo na Reserva Glen Oak aqui perto, amarrado numa árvore.
Sorgu yargıcı bir ceset bulduklarını söyledi. Glen Oak Preserve'de bulunmuş. Fazla uzakta değil.
O cemitério onde encontrámos o corpo da Nikki é vizinho da área de caça Evergreen Preserve.
Nikki'nin cesedini bulduğumuz mezarlık, Evergreen Korusu av sahasının arkasında kalıyor.
Precisa de muito gelo, sal, talvez algo que os preserve.
Yüksek miktarda buz, tuz ya da koruyucu madde gerekir.
Por exemplo, água e ar são naturalmente recursos planetários abundantes, que apenas requerem que nós, a população humana, mantenha e preserve as suas fontes.
Mesela hava ve su doğal olarak verimli, gezegene ait kaynaklardır, tek gereken, insan nüfusunun bunları devam ettirmesi ve kaynaklarını korumasıdır.
Que o corpo de Nosso Senhor Jesus Cristo preserve a sua alma para a vida eterna.
Rabbimiz İsa Mesih'in bedenini koruduğu gibi korusun... ve ruhunu sonsuz yaşama kavuştursun.
Vamos dizer ao majestoso Sol que preserve os seus preciosos raios.
Kudretli güneşe gidin ve deyin ki o kıymetli ışınlarını bize saklasın.
Eu não acho que este novo plano preserve o estilo do prédio.
Bu yeni planların apartmanın tarzını yeteri kadar koruyacağını sanmıyorum.
Sei que querem uma explicação que preserve o Walker tal como o conheceram, mas o Walker não é a pessoa que pensam que é.
Ve hepinizin Walker'ın tanıdığınız adam olarak kalması için bir açıklama beklediğinizi biliyorum, ama gerçek şu ki Walker sandığınız kişi değil.
É importante que cuide de si, que preserve as forças.
Kendine dikkat etmen çok önemli. Gücünü korumalısın.
Que o Senhor os bendiga e preserve... a ambos nesta vida e num mundo vindouro.
Tanrı sizi kutsasın ve korusun hem bu hayatta hem de ahirette.
Agora vou dormir, e rezar para que o Senhor preserve a minha alma.
Şimdi uyumak için yatıyorum, Tanrıya ruhumu koruması için dua ediyorum.
Detective Cho, por favor, preserve os hardwares, incluindo a babysitter electrónica, como um cadáver.
Dedektif Cho lütfen bebek kamerası dahil, tüm aletlere birer cesetlermiş gibi davranın.
Aproveite-a e preserve-a.
Değerini bil.
Deus nos preserve.
- Tanrı bizi korusun.
Mas, acima de tudo, preserve o activo.
Ama her şeyden önemlisi, varlığı koruyun.
Eles foram fuzilados. Quando o detetive Liem e entrevistou a sra Aubrey Ela nos informou que não recebera diária Huckleberry Regional Preserve
" Dedektif Liem'la Bayan Aubrey'le konuştuğumuzda bize Huckleberry'de günlük olarak koşuya çıktığını ve genelde öğlen 2 civarı vardığını belirtti.
Danjel foi expulso da paróquia. O corpo de Cristo, entregue por vós preserve seu corpo e alma para a vida eterna.
Yüce İsa, almak üzerinde olduğun bu vücut. seni sonsuza götürsün.
O sangue de Cristo, que foi derramado por vós preserve seu corpo e alma para a vida eterna.
Yüce İsa, içmek üzere olduğun bu kan, seni sonsuza götürsün.
O sangue de Cristo, que foi derramado por vós preserve seu...
Kapıyı açma Danjel.
Preserve minha fé e multiplica meu amor por Você. Com meu coração inteiro eu o busquei, O Deus.
Tüm kalbimle Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'a ulaşmama yardım et Tanrım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]