Translate.vc / португальский → турецкий / Proto
Proto перевод на турецкий
62 параллельный перевод
O aparelho dispersador de protões?
proto-proton dağıtıcı aleti?
Senhoras e senhores, provavelmente todos terão ouvido falar nos meios científicos sobre as experiências relativas ao dispersador de protões do Dr. Radcliffe.
Bayanlar ve baylar, Sanırım hepiniz bilimsel telgrafımızdan Dr Radcliffe'ın proto-proton dağıtma deneylerini duydunuz.
Lá está, um proto-humano.
İşte orada. Bu bir proto-insan.
A primeira forma humana original e autêntica, minúscula, talvez apenas 1 m de altura, completamente coberto de pêlo, como um chimpanzé, mas erecto.
Bu bir proto-insan. İlk ve orjinal insan biçimi... ufacık, belki 1 metre boyunda, tamamiyle kıI kaplı... şempanze gibi, ama iki ayağı üzerinde. Yürürken ellerini kullanmıyor.
Utilizei proto-matéria na matriz do Génesis.
Yaradılış'ın matrisinde protomadde kullandım.
A proto-matéria é uma substância instável que todos os cientistas com um pouco de ética denunciaram como perigosamente imprevisível.
Protomadde. Galaksinin etiğe saygılı tüm bilim insanlarının tehlikeli ve sonuçları tahmin edilemez diye kullanmadıkları dengesiz bir materyal.
- Quase proto.
- Neredeyse hazır.
Nossa missão é uma análise rotineira de proto-estrelas em várias fases de desenvolvimento.
Üç haftalık görevimiz, çeşitli gelişim aşamalarındaki birkaç düzine önyıldızın rutin bir analizini yapmak.
Suas massas de terra contém múltiplas espécies animais, incluindo proto-hominídeos.
Toprak kütlesi, erken insanımsı bir cins de dahil olmak üzere çok sayıda hayvan türü barındırıyor.
O que temos aqui, Benjamin, é um proto-universo na fase inicial da sua formação.
Elimizdeki Benjamin, oluşumunun ilk aşamasında olan bir ilkel-evren.
Mesmo que o levemos para lá, o nodos da fenda espacial poderiam interagir com as flutuações de energia do proto-universo, provocando uma reação devastadora.
Götürsek bile, solucan deliğinin verteron düğümleri ilkel evrenin enerji dalgalanmaları ile etkileşime geçip, yıkıcı bir tepkimeye neden olabilir.
Encontrei vestígios de vida no proto-universo.
İlkel evrenin içinde yaşam belirtileri buldum.
Como é isso possível? Disse que este proto-universo tinha acabado de se formar.
Henüz oluşmuş bir ilkel evrende bu nasıl olabilir ki?
Não vai encontrar provas de explosivos porque foi um engenho implosivo de proto-matéria criado para imitar a leitura do impulso.
Bir kanıt bulamayacaksın çünkü itki izine benzemek için tasarlanmış içten patlamalı bir ön madde cihazı olduğundan eminim.
Um engenho de proto-matéria colocado na alimentação poderia ter causado a sobrecarga.
Bir ön-madde cihazı çapraz beslemelere bağlandıysa aşırı yüklenmeye neden olabilir.
"Proto-morfósica de Barclay...".
Barclay'in Protomorfoz Sendromu nasıl? Barclay'in Protomorfoz...
Nós alteramos o curso para investigar alguma actividade fotonica estranhamente intensa numa proto-estrela próxima
Kaptanın Seyir Defteri Yıldız Tarihi 48734.2. Kaptan olmaktan uzaklaşmak, bazen çok iyi bir fikir.
Temos agora provas de que seres fotonicos vivem naquela proto-estrela Formas de vida que possuem inteligência.
Kaptan, nebula nın içinde yüksek tutarlı biyo matris içeren, enerji çarpıtmaları tespit ediyorum.
Vou relatar à Capitã o que me disses-te. De alguma forma, vamos conseguir perceber isto dentro em pouco.
Şu anda iyi bir kanıtımız var, bu fotonik oluşumlar proto yıldızının içinde yaşıyorlar- - zekaya sahip bir yaşam formu.
Iniciar prοduçãο de prοtões.
Proto-generation başlatılıyor.
Certo, ouçam todos, verifiquem o stock de protosangue.
Dinleyin, millet. Proto-kan stoklarını kontrol edin.
Tenho uma hora para achar uma maneira de predizer a taxa de expansão desta protonebulosa ou a Janeway vai puxar o plugue de toda esta pesquisa.
Proto-nebulanın genişleme oranını önceden bilebilmek içi sadece bir saatli zamanım var, yoksa Janeway bu araştırmanın fişini çekecek.
Eu acho que, existe uma proto-estrela tipo 6 lá fora, e a capitã está planejando detoná-la e abrir um wormhole para o Quadrante Alpha.
Orada düşünceme göre tip 6 prototip yıldız var, Kaptan onu patlatmayı planlıyor ve Alfa çeyreyine solucan deliği açmayı.
Algumas partes mostram sinais de desgaste... quase como se tivessem ficado perto de um... proto buraco de minhoca.
Bazı parçalar brell faz bozunumu gösteriyor. sanki bir erken kurt deliğine yakınlaşmış gibi.
Proto buraco de minhoca?
Erken-kurt deliği?
Faz um tempo, quando era oficial cientista na Albatany, tratamos de navegar por uma densa protonébula que nos deteve por completo.
Bir kaç yıl önce, Al-Batanide bir bilim adamıyken....... yoğun bir proto nebulayı incelemeye çalıştık. İncelmelerimizi tamamen sonuçsuz bıraktı.
Oh, e eu também acho que você deve apreciar uma recitação de um clássico drama proto-Vulcano.
Ve aynı zamanda bir Vulkan dram ası olan Ateş Ovalarının Çarpışmasını getirdim.
Se não é Phygiano mas descende do Magyars antigo, então a raiz é Proto-Ugárica.
Ege'ye ait değilse ve onun yerine eski Macar soyundan geldiyse o zaman kökü İlk-Macarlara ait.
O mais antigo é o Proto-Bantu.
En eski kaynak Proto-Bantu.
E depois, lembra-se da proto-estrela que vimos na semana passada?
Diğer yandan geçen hafta yeni oluşan bir yıldızla karşılaşmıştık hatırladın mı?
num prova litográfica das culturas proto-humanoídes... para a aula de Paleontologia do Comandante Chakotay.
Komutan Chakotay'ın paleontoloji dersinden... ilk insanımsı kültürler hakkında bir rapor. Aha.
E se isto for alguma partida, na qual me drogaram... e me deixaram com uns proto-falhados... então os meus pais vão processar toda Sunnydale.
Ve eğer bu benim ilaçla sersemletilip bir sürü salakla başbaşa bırakıldığım bir çeşit münasebetsiz son sınıf şakasıysa ailem bütün Sunnydale'e dava açar. Anlaşıldı mı?
Vais suspender as actividades cerebral, cardíaca e pulmonar, por forma a induzir um estado proto-comatoso.
Serebral ve kardiyak aktivitelerimizi askıya alacaksın ve ve bizi koma durumuna sokacaksın.
Metade desta treta é um cuniforme proto-demoniaco arcaico.
Bu saçmalıkların yarısı eski dilde yazılmış, eski iblis çivi yazısıyla.
Já trabalhaste em suspensão celular proto-plástica?
Daha önce proto-plastik hücre süspansiyonu üzerince çalıştın mı?
Chamam-se Novos Humanos e Proto-Humanos e Digihumanos e até Humanoides.
Kendileri Yeni İnsanlar, İnsanüstü, Dijital İnsanlar, hatta İnsancıklar diyorlar.
E esse fundo, esse fundo de proto-realidade, é um real mais denso, mais fundamental que a realidade narrativa, que a história que observamos.
Ön gerçekliğe ait bir zemin. İzlediğimiz hikayeden, alnatıcı gerçeklikten daha yoğun bir gerçeklik.
Proto. Liga a energia e levanta a persiana.
Proto.Gücü aç ve perdeleri kaldır.
O "Mestre das Marionetas"... Se o Proto se quisesse realmente matar, ele podia ter puxado o gatilho em qualquer altura.
Kuklacı "... uzun zaman önce tetiği çektirirdi.
Tragam o Proto para o Laboratório.
Proto'yu analiz odasına götürün.
Sim, sem dúvida que pertence a um período antigo.
Evet, kesinlikle Proto-Zoquean dilinde.
Por acaso, fui o membro fundador - de um conjunto de rock proto-glam.
Aslında, Proto-Glam rock ekibinin, kurucu üyelerindendim.
Está a falar de proto-encriptação?
- İlkel bir şifrelemeden bahsediyorsunuz.
É preciso dizer que os artistas pintaram este bisonte com oito pernas sugerindo movimento, quase uma forma de Proto-cinema.
Sanatçının bu bizonu 8 ayaklı resmettiğini dikkate almalıyız. hareketi gösterir gibi, nerdeyse sinemanın ilk örneği olacak bir biçim.
Mas encontrei um código antigo que liga a escrita dos anjos ao cuniforme proto-Elamita, e assim fui capaz de traduzir a tábua... e as anotações para Elamita, que são...
Elam öncesi çivi yazısı ile yazılmış meleklerin yazdığına benzer bir eski kitap buldum. Sonra tableti ve diğer notları Elam diline çevirdim bu da...
A maioria do proto-Elamita é abstracto, mas fui capaz de decifrar uma frase das notas do Metatron.
Yeniden düzenlenen Elam soyut bir yazı ama Metatron'un notlarından bir bölümü çözmeyi başardım.
Proto-Cubistas?
Kubist resimler mi?
Lá está, um proto-humano.
İşte orada.
Ele parece quase um... proto-humano. Sim, senhor.
- Neredeyse ilk insan gibi.
Que tal "Síndrome Proto-morfósica de Barclay"?
Evet.
Ela pode guardar o embrião por até sete ciclos até começar a gestação.
Böylece bu proto fetüsü gebeliğin başlamasından önce yedi devreye kadar saklayabiliyor.