Translate.vc / португальский → турецкий / Rapé
Rapé перевод на турецкий
94 параллельный перевод
O rapé daqui só serve como tabaco de cachimbo barato.
Kökünden elde edilen su da çok şifalıdır.
É melhor mudar de marca de rapé, Jonesy.
Enfiyeni değiştirsen iyi olur, Jonesy.
Importa-se de tirar o dedo da minha caixa de rapé?
Parmağınızı enfiye kutumdan çeker misiniz?
Isso é porque o rapé do pobre homem foi roubado.
Evet, zavallı adamın enfiyesi çalındığı için.
Rapé?
Enfiyesi mi?
Não a caixa, embora seja valiosa. Só o rapé.
Enfiye kutusu değil, oysa o da değerli ama sadece enfiye.
Rapé... roubado?
Enfiyesi mi... çalındı?
De qualquer forma, que tipo de ladrão rouba rapé?
Ayrıca ne tür bir hırsız tutup enfiye çalar?
- Rapé do Folly Hardwicke.
- Ffolly Hardwicke'in enfiyesi.
"Jacob Rushton sofreu mesmo um enfarte, mas foi induzido por uma substância nociva no rapé."
"Jacob Rushton gerçekten kalp krizi geçirdi ama buna enfiyesindeki tehlikeli bir madde neden oldu."
Não retirou o resíduo incriminatório da caixa do rapé. "
"suçu belirtecek maddeyi enfiye kutusundan çıkarmadı."
Rapé...
Enfiye.
Não quer o seu rapé?
Enfiyenizi istemiyor musunuz?
Isto sugere uma mente diferente da do comum criminoso, uma mente capaz de conceber algo tão diabólico como envenenar um homem com o seu próprio rapé.
Bu adam sıradan suçlulardan farklı biri, bir adamı enfiyesiyle zehirlemeyi düşünecek kadar şeytani bir zeka.
Então, Miss Marple, morreu com estricnina no rapé?
Enfiyesindeki strikninle öldürülmüş olabileceğini.
O método é descrito neste livro, "A Caixa da Maldição", tal como, já agora, o princípio do homicídio com rapé.
Bu yöntem bu kitapta yazılı : Kıyamet Kutusu, enfiyeyle cinayet yöntemi de öyle.
- Rapé.
- Enfiye.
Tinha a cara encostada ao colarinho engomado da camisa dele e sentia-lhe o cheiro / a goma, a loção da barba e o rapé, e, finalmente, o ténue cheiro a uísque da mistura que ele bebia na cama de manhã, antes de se levantar.
Yüzümü sert yakası ve gömleğine yaslamıştım, kokusunu alabiliyordum : kola, tıraş losyonu ve çiğnediği tütün ile viskinin güçsüz kokusu. Yataktan kalkmadan önce her sabah içtiği o bir yudum viski.
Geralmente, fareja tudo, mas hoje enchi-lhe as narinas de rapé sem que ele espirrasse.
Kendisine verilen her şeyi koklama alışkanlığı var. Ama bugün, onu hapşırtmadan burun deliklerine tütün doldurmayı başardım.
Não me apetecia rapé, então fui a um cirurgião.
Kendimi kötü hissedince, Bir doktoru görmeye gittim.
Sirva-se de rapé no chinelo Persa.
İran terliğinden bir sigara al.
Tinha sete caixas de rapé aí.
7 tane tütün kutusu vardı.
Que fez trabalho manual durante algum tempo, toma rapé, esteve na China e, ultimamente, tem escrito bastante.
Bir zamanlar el işleriyle uğraşmış ama fazla sürmemiş. Yine bir zamanlar Çin'de bulunduğunu da söyleyebilirim. Ve son zamanlarda çok fazla yazı işiyle uğraştığını.
Nestas alturas, um pouco de rapé pode ser muito eficaz.
Böyle bir zamanda bir tutam enfiye çok yararlı olabilirdi.
Diz-me a experiência que um pouco de rapé pode ser muito eficaz.
Bir tutam enfiyenin çok faydalı olabileceğini öğrendim.
Posso interessá-lo em rapé de besouro hupyriano?
Biraz Huprian böceği enfiyesi ister misin?
Penso que vai achar o rapé muito mais salutar do que tabaco de Alexandria.
Bence İskenderiye tütününden daha faydalı bir şey bulabilirsin.
A propósito, não mencione o rapé a Watson.
Watson'a enfiye'den söz etme.
Recebemos agora um bom rapé de escaravelho hupyriano.
Daha yeni bir parti kaliteli Hupyrian böceği enfiyesi getirttik.
Na verdade, já não gosto de rapé de escaravelho.
Canım artık böcek enfiyesi istemiyor.
Devia deixar de usar rapé de escaravelho.
- Böcek enfiyesi kullanmayı bırakmalısın.
Por falar em cheirar, onde está o meu rapé?
Bu arada nerede benim böcek enfiyem?
Uma caixa de rapé.
Enfiye kutusu.
E onde está o meu rapé de besouro?
Böcek tozum nerede?
Ou tem andado a cheirar demasiado rapé de besouro, ou é o maior visionário que já se sentou no cimo da Torre do Comércio.
Ya çok fazla böcek tozu çekiyorsun ya da Ticaret Kulesi'nin zirvesinde oturan en vizyon sahibi kişisin.
Coroas e dobrões são meus. Caixas de rapé e camafeus, teus.
Taç ile altınlar benim enfiye kutusuyla taşlar senindir.
Veja se esse ferengi tem mais deste... rapé de besouro.
Bak bakalım şu Ferengide bu böcek tozundan daha var mı?
Nunca a rape, alguém pode pensar que está vivo. Induziria em erro.
Onu asla kesmeyin Bay Alacakaranlık, yoksa canlı olduğunuzu sanabilirler.
Não deixes que a ambição te rape a madeixa de príncipe.
Hırsının, prens lülelerini kesmesine izin verme.
Rape! Rape!
Kes, kes, kes kes, kes, kes.
Rape!
Bilin diye söylüyorum, Danielle bu 10 bin dolari gögüs implanti için kullanacak.
Não me rape o cabelo.
Kabak etme kafamı.
Não me rape o cabelo.
Kafayı kabak etme, tamam mı?
Rapé.
Enfiye.
Rape-lhe a cabeça, e limpe e desinfecte a ferida.
Harika. Kafasını traş et, yıka ve yarayı temizle.
Estuprar ( em inglês ) é uma palavra com quatro letras.
"Rape" ( Tecavüz ) dört harflik bir kelime.
Chuny, rape o escalpe.
Chuny kafasını tıraş et.
A minha patroa quer que eu o rape.
Benim hanım tıraş olmam için ısrar ediyor.
A minha coleção de rapé de besouro?
Sağ ol, kalsın.
Não tarda vais querer que te rape os tomates.
Yakında hayalarını da tıraşlamamı istersin.
- Que Deus rape a rainha.
- Kraliçemiz çok yaşa.