Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Reality

Reality перевод на турецкий

447 параллельный перевод
Devíamos ter feito aquele reality show :
Bize teklif ettikleri TV programini kabul edecektik.
Em honra ao grande caçador de monstros dos reality shows :
Hayır. Olağanüstü yaratık avcısının televizyon programı onuruna.
Reality Bites
Sizin
Isto parece o 60 Minutes quando, primeiro se está fulo com a farmacêutica que fabricou a droga.
Bu aynı "60 Dakika gibi" ( Reality Show ) Başlangıçta ilacı yapan ilaç firmasına kızarsın.
Parece a cadeia da humilhação.
Reality kanalı gibi.
Chama-se Reality lnterface Transference.
Arayüzeyde Gerçek Yönelmesi.
Na Fox vai dar um daquele reality shows às 8 : 00.
Fox'un 8 : 00'de yeni bir realite programı var.
Acho que devemos fazer um reality show de culinária.
Diyelim ki biz bir aşçılık Reality şovu yapıyoruz.
Um "reality show". ( show da realidade )
Bir reality şov.
Este é um folder sobre um novo programa da realidade de tiras.
Bu bir reality-polis şovunun ilanı.
Os "reality shows".
Reality şovlar.
Detesto reality shows
Reality şovlardan nefret ediyorum.
As estações adoram reality shows pois não pagam a escritores nem a actores.
Yapımcılar reality şovları seviyorlar. Çünkü bu programlarda yazarlara ve aktörlere bir şey ödemeleri gerekmiyor.
No novo "reality-show" deixam-vos viver numa casa à borla.
Bedava yeni bir eve taşınmanıza izin verebilecek yeni bir reality şov duydum.
Bem-vindos ao Canal da Realidade.
Reality şova hoş geldiniz.
Chateiam-se por todo e por nada. São perfeitos para o nosso canal.
Bunca zaman boşu boşuna tartıştılar, reality şov için harikalar.
Éramos uma tribo noutro "Reality Show" mas perdemos o último desafio.
Başka bir reality şovda yarışıyorduk fakat son yarışmayı kaybettik.
Foi vitima do novo reality show "Foste tramado!"
Homer Simpson, yeni televizyon programı Suç At'ın son kurbanı sizsiniz!
Surfar na auto-estrada! O Timmy era fã dos Reality Shows.
Timmy bütün realite şovlarının hastasıydı.
É um "reality show" filmado aqui em Vegas.
- Realite dizisi. Vegas'ta çekiliyor.
O nascimento da TV de realidade?
Reality şovların artışı mı?
Estás a tornar isto num programa sobre a vida real.
Bu işi bir reality şova çeviriyorsun ahbap.
E faremos se desesperadas chamadas por celular a nossos seres queridos enquanto vemos os últimos dias da Mãe Terra em reality TV.
Biz de TV'de Dünya Anamızın son günlerini realite şovlarında izlerken sevdiklerimize ümitsizce telefonlar açacağız.
Este é um daqueles reality shows em que tentam assustar um tipo?
Adamın çıldırtıldığı, realite şovlarından biri mi bu da?
Posso-vos apresentar o maior fenômeno de reality shows deste planeta?
İşte, bu gezegenin son gerçek öyküler fenomeni...
Brian Fantana acabou por ter um grande sucesso como apresentador do reality show Ilha da Malícia, na Fox.
Brian Fantana Fox Yayın Ağı'ndaki popüler reality televizyon şovu "Cinsel İlişki Adası" nın sunucusu olarak büyük başarılarına devam etti.
Trabalhamos com realismo na televisão.
Reality TV'de çalışıyoruz, Ira.
Tu és um'reality show'sem a equipa de filmagem.
Sen talk show'suz kameraman ekibisin.
- Foi como um filme ao vivo.
- Reality show gibiydi.
Então é isso, "reality tv"?
- Demek konu buymuş. Gerçek hayat şovu. - Bana bakmayın.
Tem de ser enviada uma mensagem aos advogados de que o nosso nível é mais alto do que um episódio de reality show.
Böylece avukatlık mesleğinin onurunun, televizyonlardaki alelade reality show... bölümlerinden daha kaliteli olduğu mesajı baro'ya iletilmiş olacaktır.
Seria de esperar que fossem os demónios a inventar os reality shows, mas, vá-se lá saber como, os humanos fizeram-no primeiro.
Ama nedense insanlar ona bizi yendi Sen iblisler gerçeği televizyon icat olurdu, düşünürdüm.
Um reality show demoníaco.
Peki, bu şeytani oyun gösterisi olduğunu.
Não é mais doentio do que qualquer outro reality show.
Başka reality TV show daha yok düşkün.
Um reality, quê?
Bir gerçek ne?
Como sabes, todos os bons reality shows têm uma reviravolta final.
Bildiğiniz gibi, tüm iyi reality TV şovları son bir büküm var.
As tuas estrelas de novela de segunda, os argumentistas de Reality TV.
İkinci sınıf yıldızlarını ve yazarlarını bile.
Tive uma grande ideia para um reality show. Manda-se encostar os dos autocolantes...
- Bir reality programı için harika bir fikir buldum.
Este tipo adorava reality shows.
Televizyon programlarını seviyormuş.
Adormeci em casa a ver um reality show.
- Evet. Reality show izlerken evde uyuya kaldım.
... sinceramente, parece-me apropriado avisá-lo de que ninguem aqui quer participar no seu pequeno reality show.
Dürüst olmak gerekirse, sizi uyarmanın uygun olduğunu hissediyorum, burada kimse sizin küçük reality show'unuzun bir parçası olmak istemiyor.
Ninguem aqui quer participar no seu pequeno reality show.
Burada kimse sizin küçük reality show'unuzun bir parçası olmak istemiyor.
É um daqueles reality shows onde as pessoas são obrigadas a fazer coisas idiotas, como dar o carro ou dinheiro a um estranho.
İnsanları aptalca şeyler yapmaya kandırdıkları bir reality programı. Yabancı birine araba veya para filan verdiriyorlar.
E isto é algum "reality show" ou algo assim?
Bu bir tür köylü reality şovu mu?
Tenho a certeza que todos já assistiram a reality shows... mas no meu show, tudo o que têm que fazer para ganhar o prémio... é ser o único que consiga sair vivo desta casa.
Eminim hepiniz çeşitli şovlar izlemişsinizdir ama benim şovumda, ödülü kazanmak için tüm yapamanız gereken bu evden canlı olarak ayrılan tek kişi olmaktır.
Sim, é um produtor de reality shows.
Bir realite programları yapımcısı.
Sophie, isto é um reality show.
Sophie, bu bir realite programı.
Somos de um novo reality show. Chama-se "Bounty Squad".
Yeni bir realite programındanız, adı Ödül Ekibi.
Bacanal no Barco, o novo "reality show".
Teknede Ganimet, yeni gerçekçilik programı.
- Ela vai estrear um reality show na MTV, no ano que vem,
- MTV ona bir reality şov yaptı Önümüzdeki sene cd'si çıkacak.
- Acabaram-se os "reality-shows".
Bizim için başka reality şov yok!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]