Translate.vc / португальский → турецкий / Safi
Safi перевод на турецкий
69 параллельный перевод
Falo a partir de pura lógica.
Ben safi mantık konuşurum.
Mentalidade pura?
Safi akıl?
As casas delas, nojentas!
İnsanların evleri. Safi çöp!
Aposto que juntos igualam o PIB do Texas.
Bahse girerim Teksas'ın gayri safi milli hasılasına eşittir.
Com muita energia natural.
Safi doğal enerji.
A soma dos ordenados é maior do que o produto nacional bruto... de metade das nações do Mercado Comum.
Bunların maaşlarının toplamı, Ortak Pazar ülkelerinin yarısının gayri safi milli hasılasından fazladır.
Isso são disparates!
Bunlar safi deli saçması.
Vai 9, divide pelo Produto Nacional...
9'u ayır, gayri safi milli hasılaya böl...
O tipo é testosterona pura!
Herif safi testosteron!
Aquele rato das cavernas era só pele e osso.
Şu mağara faresi safi kemikti.
"Dez por cento do nosso produto nacional bruto anual." É inconcebível.
"Yıllık gayrı safi milli hasılamızın yüzde onu." Bu akıl almaz.
Não há linguagem, apenas força bruta.
Dil önemli değil, safi güç.
Satisfação completa?
Safi memnuniyet mi?
Logo para começar, os primeiros três. A mais pura treta.
Hiç gecikmeden, ilk üçü, safi saçmalık.
- Habilidade pura.
- Safi yetenek.
A alteração afecta 37 mil trabalhadores em 160 países, e tendo lucros mais elevados do que o PIB do Paquistão ou da Dinamarca, dará origem à 23ª economia mais poderosa do mundo.
Bu olay, 160 ülkedeki 37,000 işçiyi etkileyecek Pakistan veya Danimarka'nın gayri safi milli hasılatından... daha büyük bir gelirle, dünyanın 23. büyük ekonomik gücü olacak.
Há 20 anos, tínheis o maior PNB do mundo, hoje, estais empatados com a Albânia.
Yıllar önce, dünyanın en büyük gayri safi milli hasılası senindi. Bugün ise, Arnavutluk'a bağlısın.
Enriquecemos a vossa existência, enquanto contribuímos para o PIB através dos nossos feitos na América empresarial.
Varlığınızı daha da zenginleştiriyoruz, gayri safi milli hasılaya katkıda bulunarak Amerika'nın iş hayatında zaferlere imza atıyoruz.
Um ponto de que o Presidente não falou foi do aumento dos preços da gasolina, que começam a ameaçar o PIB da economia da Califórnia.
Başkan'ın ilgilenmediği tek soru ise gaz fiyatlarındaki yükselişin California ekonomisinin gayri safi milli hasılasına olan etkisiydi.
Estou certo que funciona para coisas que as pessoas geralmente aceitam, mas quando se trata de proibir algo para o qual há uma demanda, que as pessoas desejam, é um impropério.
İnsanların genellikle kabul ettiği şeyler için bu uygun olabilir ama ama talep olan, insanların istediği bir şeyi yasaklamaya çalışırsanız o zaman bu safi aptallık olur.
Tenho Fayrouz, Wadih Safi ou Oum Koulsoum...
Fayrouz, Wadih Safi, Oum Koulsoum var.
Não sou todo olhos.
Safi göz değilim ya.
Força bruta, músculo a sério!
Safi kas... Bindir.
Cleveland, o teu miúdo é um talento natural.
Vay be Cleveland, senin çocuk safi yetenek.
A KAOS ofereceu pagar 50 milhões pela capa invisível o que é o dobro do nosso produto interno bruto.
KAOS görünmez kumaşa 50 milyon dolar teklif etti. Bu gayri safi milli hasılamızın iki katı.
- Só motor, sem peso.
- Safi motor, ağırlığı yok.
- Têm camarões, são sopas deliciosas.
Safi lezzet. Karides?
Porque eu chamei ao senhor Clarke um grande cabrão.
- Hayır. Ben Bay Clarke'a "safi dallama" dedim ama.
Conhecemo-nos uma destas noites. Passei a minha vida em busca do conhecimento puro.
Hayatımı safi bilginin peşinden giderek geçirdim.
Fico contente por teres decidido rejeitar o teu cérebro posterior e regressar ao domínio do intelecto puro.
Hayvansal yamuk beynini reddedip yeniden safi zeka alemine dönmene sevindim.
Estamos a especular sobre os motivos de al-Safi para nos dar esta entrevista.
El-Safi'nin röportaj vermesinin sebebi hakkında tahminde bulunuyoruz.
Em muitos lugares no mundo, os planos de saúde são 10 % do PIB.
- Çok kolay aslında. Dünyanın pek çok yerinde sağlık hizmetlerine Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın % 10'u harcanıyor.
e é por isso que afirmam que se se vendessem mais bens, se houvesse um crescimento do PIB e assim por diante...
Bu yüzden daha fazla mal satılması durumunda Gayri Safi Yurtiçi Hasılaları yükselirse refah seviyesi daha da yükselmiş olacak derler.
Haveria um incremento de bem-estar e assim, poderíamos considerar o PIB como o principal indicador de saúde social...
Gayri Safi Yurtiçi Hasılası toplumsal sağlığın... temel göstergesi olarak kullanılabilecekmiş.
Temos o produto interno bruto, o índice de preços no consumidor, o valor do mercado de acções, taxas de inflação... e assim por diante.
Gayrı safi yurt içi hasılamız, tüketici fiyat içeriğimiz menkul kıymetler borsamız, enflasyon oranlarımız ve daha da fazlası var.
Por exemplo, o Produto Interno Bruto de um país é uma medida de valor dos bens e serviços vendidos.
Örneğin, bir ülkenin Gayrı safi Yurtiçi Hasılası eşyaların değeri ve satılan servislerin değer ölçüsüdür.
Na verdade, se recuarmos no tempo, perceberemos que o PIB não só não reflecte a verdadeira saúde, pública ou social, de forma verdadeiramente tangível, como é, na verdade, principalmente uma medida de ineficiência industrial e de degradação social.
Hatta, yeterince geri adım atarsak gayrı safi yurtiçi hasılasının herhangi bir maddi düzeyde yalnızca kamusal ve sosyal sağlığı göstermediğini aslında daha çok, endüstriyel verimsizliğin ve sosyal bozukluğun bir ölçüsü olduğunu fark etmiş olursunuz.
É por essa razão que cada vez que o PIB aumentar em qualquer país estaremos a assistir a um aumento das necessidades sejam elas reais ou artificiais e, por definição, uma necessidade está enraizada na ineficiência.
İşte bu nedenle herhangi bir ülkede gayri safi yurtiçi hasılanın yükseldiğini her gördüğünüzde ihtiyaçlardaki gerçek veya yapay bir artışa şahit oluyorsunuz... Tanımlarsak, bir ihtiyaç verimsizlikten doğar.
Portanto, a negociação de títulos fraudulentos de um lado para o outro entre bancos para gerar comissões e bónus, tornou-se o motor de produção de crescimento do PIB da economia dos Estados Unidos, embora estarem essencialmente a comercializar títulos fraudulentos
İşlem harcı üretmek için ikramiye üretmek için bankalar arasında sahte taleplerin gidip gelmesi ABD ekonomisinin gayri safi milli hasıla üretim geliştirme makinesi haline geldi. Gerçekte tamamen sahte talepleri takas ediyorlar ve bunların geri ödenmesi kesinlikle mümkün değil.
Um montante que ascende a 10 vezes o produto interno bruto de todo o planeta.
Tüm dünyanın gayrı safi milli hasılasından on kat daha büyük bir değer.
para aumentar o PIB e criar postos de trabalho... agravando o declínio.
Böylece insanlar gidip iş ve gayri safi milli hasıla yaratmak için daha fazla benzinle çalışan araba alacaklar... yıkılma ve düşüş...
O fornecimento total de dinheiro dos EU M3, era apenas cerca de 12 triliões em 2007, enquanto o PIB anual dos EU era apenas de cerca de 14 triliões.
Amerika Birleşik Devletlerinin toplam para bütçesi yani M3, 2007 yılında sadece 12 trilyon dolar civarında iken, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılası ( GDP ) ise yaklaşık olarak 14 trilyon dolar idi.
É um raro momento na história em que temos um momento de pura felicidade entre dois personagens.
Tüm hikaye boyunca iki karakterin safi bir mutluluk yaşadığı ender anlardan biri de bu.
Vamos, Safi.
Gidelim, Saw.!
Não te esqueças. É o aniversário do Safi!
Unutma, bugün Safi'nin doğum günü!
- Ayham Al Safi.
Ayham Al Safi.
Acredita-se que o Farooq recrutou os amigos, Al Safi e Ramzi.
Arkadaşları Al Safi ve Ramzi'yi onun eğittiğini düşünülüyor.
Está na base de Bahid.
Bahid'te yaşıyor ve Şafi ismini kullanmayı tercih ediyor.
O escritório interceptou uma das mensagens do Shafi.
Efendim istihbarat birimleri. Şafi'nin çektiği bir mesajı ele geçirdi.
Mas conhece o Capitão Shafi.
Yüzbaşı Şafi için ne diyecek siniz?
Depois você e o Shafi podem ir.
Sonra sen ve Şafi gidebilirsiniz.