Translate.vc / португальский → турецкий / Saito
Saito перевод на турецкий
173 параллельный перевод
O próximo é Saito-san, o gerente.
Sıradaki Saito-san, yönetici olan.
Saito, Saito seria...
Saito, Saito...
A maior virtude de Saito é não ter virtudes.
Saito'nun en büyük özelliği özelliksiz olmasıdır.
Bem, isto acaba com a teoria de Saito.
Evet. Bu Saito'nun teorisini çürütüyor.
Um destes dias, o Coronel Saito apanha-te a suborná-lo e em que pé ficaremos?
Bir gün Albay Saito ona rüşvet verdiğini anlarsa ne olacak?
Sou o Coronel Saito.
Ben Albay Saito.
Fome, trabalho a mais, feridas de balas, mordidas de serpentes Saito.
Açlık, aşırı çalışma, kurşun yaraları, yılan ısırıkları Saito.
Saito.
Saito.
Há muitas coisas que podia chamar ao Saito mas sensato... essa é nova!
Saito için söyleyecek pek çok şey bulabilirim ama "makul", yeni bir kelime.
O Saito tem razão.
Şu adam, Saito, o haklı.
Chamo a sua atenção, Coronel Saito para o Artigo 27 da Convenção de Genebra.
Binbaşı Saito, size Cenevre Anlaşmasının 27. Maddesini hatırlatmak isterim.
Coronel Saito, vi e ouvi tudo.
Albay Saito, herşeyi gördüm ve duydum.
O Coronel Saito diz que os oficiais vão todos para a cabana do castigo.
Albay Saito tüm subayların ceza kulübesine gitmesini istiyor.
Falei agora com o Saito.
Az önce Saito ile konuştum.
Mas o Saito cortou-lhes as rações e se obrigar os doentes a trabalhar...
Ama Saito yemeklerinden kesti ve eğer hastaları çalıştırırsa...
Aviso-o já, Coronel Saito.
Şunu söylemeliyim, Albay Saito :
Temos de elaborar os nossos planos e organizar uma conferência com o Saito e elucidá-lo.
Planları çizdikten sonra Saito ile toplantı ayarlayıp onu yola sokmalıyız.
Se aumentarmos o número de grupos e especializarmos as funções deles... Coronel Saito, tenho mais um ponto...
Ekipleri çoğaltıp, vazifelerini uzmanlık alanlarına göre saptarsak eminim ki günlük randıman 30 % civarında artış gösterecektir.
Obrigado, Coronel Saito, pela sua atenção.
İlginize teşekkürler, Albay Saito.
Mas com o Saito, os oficiais trabalhavam como os outros.
Ama Saito, subayları da diğerleri gibi çalıştırdı.
Se tivesse de operar o Saito, faria o seu melhor ou deixava-o morrer?
Saito'yu ameliyat etsen, elinden geleni mi yapar, ölümemi bırakırdın?
Por que não pede alguns homens ao Saito?
Neden Saito'dan adam istemiyorsunuz?
O Coronel Saito permitiu simpaticamente que eu ficasse cá e iremos ter convosco dentro de alguns dias.
Albay Saito, Binbaşı Clipton ve hastalarla beraber kalmama izin verdi sizlere birkaç gün içinde katılacağız.
Se o Saito está correcto, o comboio chega dentro de 5 ou 10 minutos.
Saito yanılmıyorsa, tren 5-10 dakika içinde gelecek.
Estou avisando, Coronel Saito.
Sizi uyarıyorum Albay Saito.
Saito, faça seus homens inacapacitarem todos os carros deles.
Saito, adamlarına söyle tüm arabaların bağlantılarını kessinler.
Eu e Ishikawa também juntamente com Saito e outros todos necessitam manutenção e coisas assim.
Ben, Ishikawa ve saito, hatta diğerlerinin tüm ihtiyacı, biraz bakım ve onarım.
Saito, esse teu ataque é a Gatotsu.
Saito, Gatotsu da senin bu tarzdaki saldırın.
Quanto tempo passou desde que o Sr. Saito entrou naquele dojo?
Bay Saito o dojo'ya gireli ne kadar oluyor?
Ganha juízo, Saito!
Aklını başına al, Saito!
Sr. Saito...
Bay Saito...
Espera, Saito!
Bekle, Saito!
Saito é um dos cães de Okubo...
Saito, Okubo'nun köpeklerinden biri...
Vou subornar o Saito para encontrar uma fraqueza em Okubo, e terei a hipótese de me tornar Secretário do Interior...
Eğer Saito'ya Okubo'nun zayıf bir yönünü bulması için rüşvet verirsem içişleri bakanı olmak için bir şansım olur...
Shinsen Gumi, Hajime Saito...
Shinsen Gumi, Hajime Saito...
! Sr. Saito bastava apenas ter pedido.
Bay Saito... az önce isteyebilirdiniz.
Saito-sensei... bebe um copo.
Saito-san... bir şeyler iç.
De que terra é, Saito-sensei?
Saito-san. Hangi topraklardansın?
Saito-sensei... Há algo que gostaria de lhe perguntar.
Saito-san... size sormak istediğim bir şey var.
Mas as nossas regras proíbem estritamente as vendettas privadas Saito-sensei.
Ama kurallarımız... kan davalarını yasaklar... Saito-san.
Porque tenho medo do seu braço esquerdo, Saito-sensei.
Sol kolundan korkuyorum Saito-san. Sana kılıç çekmeyeceğim.
Saito-sensei Os meus humildes agradecimentos!
Saito-san... teşekkürlerimi sunarım!
Só tu.
Saito-san!
Saito-sensei! Assim.
Kıpırdamayın.
Sr. Saito a meu ver, o Tokugawa Shogunato está morto.
Gördüğüm kadarıyla Tokugawa Shogunate öldü. Diğerleri Katsura'yı terk etti ;
Aluno Saito está de volta! Saito-sensei?
Saito Efendi dönüyor!
Porquê? Eu não sei.
Saito-san?
Sai do caminho!
Saito Efendi!
Yoshimura...
Bay Saito...
A não ser que o Sr. Saito ajude.
Bay Saito... yardım etmezse.
Come devagar! Saito-sensei...
Yavaş ye!