Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Segurança

Segurança перевод на турецкий

38,842 параллельный перевод
E desrespeitar uma ordem judicial num assunto de segurança nacional, é mais do que o suficiente.
Ulusal güvenliği ilgilendiren bir sorunda mahkeme emrine karşı çıkmak da oldukça geçerli.
Vamos apenas dizer que certos órgãos da segurança de estado seriam envolvidos.
Milli Güvenlik Bakanlığı'nın belli kolları dahil olur diyelim.
Segurança à entrada.
Lobi güvenliği.
Acho que toda a plataforma de segurança nacional dela veio direitinha da tua cabeça.
Onun tüm ulusal güvenlik stratejisinin senin başının altından çıktığını düşünüyorum.
Que esta grande ameaça à segurança nacional era apenas mais um miúdo muçulmano que andou a enganar.
Şu büyük ulusal güvenlik tehdidinin sadece tuzağa düşürdüğün başka bir Müslüman çocuk olduğunu.
Segurança nacional até ao fim.
- Evet. Devreye ulusal güvenlik girdi.
Então, o quê, ele é segurança?
Güvenlik görevlisi miymiş yani?
Honestamente, não sei o que é isto... Um segurança.
Açıkçası bunun ne olduğunu bilmiyorum, güvenlik görevlisidir.
Será que todos em Northern Virginia tem autorização de segurança?
Kuzey Virginia'da.. ... herkesin güvenlik izni var mıdır?
Nem a Sra. Diehl nem o veículo dela estão equipados para transportá-la em segurança.
Bayan Diehl da aracı da sizi güvenle götürmek için uygun değil.
Não, não posso. Mas quero agradecer às pessoas dedicadas que trataram da minha segurança e da segurança desta grande cidade.
Hayır söyleyemem ama, benim ve bu büyük şehrin güvenliğini sağlamaya kendini adayan kişilere teşekkür etmek istiyorum.
Vou começar a instalar o sistema de segurança logo de manhã.
Güvenlik sistemini yarın sabah kurmaya başlarım.
Aparentemente há imagens de uma câmara de segurança que ainda não tornaram públicas do camião, mesmo antes de explodir.
Henüz halka sunmadıkları bir güvenlik kamerası kaydı varmış. Patlamadan hemen önce minübüs görünüyor.
O Presidente elevou os protocolos de segurança quando estávamos no ar para as pessoas chave.
Başkan biz havadayken kilit personel için güvenlik önlemlerini arttırdı.
Protocolos de segurança elevados, Eu sei.
Arttırılmış güvenlik önlemleri. Biliyorum.
Neste momento, és um activo importante na segurança nacional.
Şu an ulusal güvenlik için önemli birisin.
Rompes os termos e passas a ser um risco para a segurança nacional.
Anlaşmayı ihlal edersen ulusal güvenlik için risk olursun.
Tinha razões para temer pela minha segurança, e pela da Franny, meritíssimo.
Kendi güvenliğim ve Franny'nin güvenliği için....... korkmamı gerektiren bir sebep vardı sayın yargıç.
A segurança estava activa.
Emniyeti açıktı.
Segurança. Temos um paciente agitado e não cumpridor.
Burada ajite ve uyumsuz davranan bir hasta var.
Importo-me mesmo com a segurança deste País.
Bu ülkenin güvenliğini gerçekten önemsiyorum.
E claro, as câmaras de segurança estavam fora de serviço.
Güvenlik kameraları da kapalıymış elbette.
Hardware, software, certificado de segurança.
Donanım, yazılım, güvenlik izinleri...
Ele tinha a obrigação de relatar não só a violação de segurança...
Rapor verme zorunluluğu vardı.
Segurança.
Güvenlik.
Significa, não vá para a guerra com o seu próprio sistema de segurança nacional.
Kendi Ulusal Güvenlik Kurumunuzla savaşa girmeyin demek.
Não vá para a guerra com os seus próprios departamentos de segurança nacional.
Kendi ulusal güvenlik kurumunuzla savaşa girmeyin.
Segurança, temos um paciente agitado e não obediente.
Güvenlik. Burada telaşlı, uyum sağlamayan bir hasta var.
Estão a rever protocolos de segurança extras.
Ekstra koruma işlemlerini gözden geçiriyorlar.
Uma equipa de deltas está a fornecer uma camada adicional de segurança. Espera um minuto.
Bir delta ekibi ekstra güvenlik hizmeti veriyor.
Porque eu estou colocando um sistema de segurança.
Güvenlik sistemi kuruyorum çünkü.
- Uma facção de Israel, e alguém em sua própria instituição de segurança nacional, cujas preocupações, receio, sejam válidas.
- İsrail'de bir grup tarafından ve kendi ulusal güvenlik kurumunuzdan biri tarafından. Endişeleri maalesef geçerli olan biri tarafından.
Não vá para a guerra com os seus próprios departamentos de segurança.
Kendi Ulusal Güvenlik kurumunuzla savaşa girmeyin.
Este local é bem financiado, emprega centenas de pessoas que usam protocolos de segurança especiais, onde foi filmado o Dar Adal.
Bu tesisin sermayesi büyük. Yüzlerce insan çalıştırıyorlar. Özel erişimli güvenlik protokolleri kullanıyorlar.
É feito uma cópia de segurança todos os dias, de fora.
Tesis dışında günlük yedek tutuluyor.
Nenhum nome verdadeiro, nenhum número da segurança social, nenhum endereço, nenhum trabalho, apenas um fluxo de ódio.
Gerçek isimleri, sigorta numaraları, adresleri, işleri yok. Nefret yağmurundan ibaretler.
Encostámos. Estamos em segurança.
Arabayı kenara çektim.
Dei-lhe antiveneno para ambas, por segurança.
Sana her ikisi içinde panzehir verdim.
Senhoras e senhores, o sinal do cinto de segurança está desligado e já é permitido circular livremente pelo avião.
Hanımlar ve beyler kemer ışığınız şimdi söndü içeride hareket etmekte özgürsünüz.
Ficarei em segurança.
Ben iyi olacağım.
Todos queremos a mesma coisa, garantir que o Kevin regresse a casa em segurança.
Hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Kevin'ın eve sağsalim dönmesini...
E como vai passar ele pelas portas de segurança?
Güvenlik kapısından nasıl olacak da geçecek?
E como isto era claramente um assunto de Segurança Nacional, não tive outra escolha senão obtê-lo.
Bu çok bariz bir ulusal güvenlik meselesi olduğu için de bunu ele geçirmekten başka çarem kalmadı.
A única forma de libertá-los em segurança é fazê-lo ao mesmo tempo, revoltas simultâneas ao longo da ilha.
Onları güvenli bir şekilde özgür bırakmanın..... tek yolu, aynı anda yapmak..... tüm ada boyunca eşzamanlı bir ayaklanma başlatmak.
Podemos confiar... na tua garantia de que será lá recebida em segurança?
Oraya güvenli..... bir şekılde varabileceğini.. .. garanti edeceğine güvenebilir miyiz?
Ficou acordado... Além de garantir a partida em segurança da ilha, dela e de todos os que estão com ela, iríamos buscar e entregar-lhe o estoque das joias que sobraram do ouro do Urca.
Anlaşmaya göre adadan kan dökülmeden ayrılmalarının yanı sıra Urca zulasındaki taşları istiyor.
Disse-me que receava pela segurança da mulher e da filha, portanto mudou-as para um sítio onde estivessem em segurança.
Karısıyla kızı için endişelendiğini söyledi. Onları güvende olacakları bir yere göndermiş.
Segurança Colonial.
Sömürge İstihbaratı.
O trabalho alimenta o comércio e o comércio alimenta a segurança.
İş gücü olmazsa ticaret, ticaret olmazsa güvenlik olmaz.
- Vou deixar-te em segurança.
- Seni koruyorum.
As câmaras de segurança apanharam-no...
Kendini patlattğı an güvenlik kamerasına yakalanmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]