Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Serendipity

Serendipity перевод на турецкий

27 параллельный перевод
- Se calhar não foi culpa sua.
Bunu nasıl yapabildim? - Serendipity'nin faturasını bile ödemedim! - Belki de sizin hatanız değildir.
- Nem sequer paguei a conta no Serendipity! É a tua mamã?
- Bu senin annen mi?
- "Serendipity"!
- Serendipity.
Serendipity não é verdadeiramente um anjo.
Bethany, Serendipity teknik olarak bir melek değildir.
Não me digas que nunca questionastes o Seu juízo!
Bana kararı hiç sorgulamadığını söyleme, Serendipity.
- Hmm. - Serendipity.
- Serendipity.
Serendipity.
Serendipity.
Eu tornei-me num recipiente para salvar Serendipity.
Kurtulmamızı sağIıyacak bir şans için kendimi kap yaptım..
O tipo de homem que usa um cinto com ferramentas mas não o sabe soletrar.
Aman Tanrım. Serendipity oldu.
É o que se chama uma questão de sorte.
İşte biz buna şey deriz... * serendipity.
Uma questão de sorte.
"Serendipity." * beklenmedik şeyleri tesadüfen bulma yeteneği
Escute, eu e os pequenos vamos a Serendipity para, comemorar o aniversário da partida do pai.
Çocuklarla birlikte babalarının bizi terkedişinin... yıldönümünü kutlamak için Serendipity'e gideceğiz.
Elas convidaram-nos para Serendipity.
- Bizi Serendipity'ye davet ettiler.
Tenho clube de Matemática até às 18 : 00, depois queria levar o Owen ao Serendipity para um de aniversário.
Saat altıya kadar matematik klübü toplantısı var. Ben de Owen'ı doğum gününe özel "genç kız rüyası" yemeğe "Tesadüfler Tatlıcısı" na götürecektim.
Mesmo no táxi de regresso, continuou a dizer que tinha sido fantástico eles encontrarem-se no Serendipity ( ao acaso ) depois de tantos anos.
Taksiyle dönerken bile o, aşkın gelmesini bekledikleri yıllardan sonraki tanışmalarını anlatıp durdu.
Um acaso no Serendipity? Sim.
Tesadüf üstüne tesadüf falan...
Foi mais um "subterfúgio" no Serendipity.
Daha çok dolaplar üstüne tesadüfler.
Cliente do Plaza quer levar o filho a Serendipity.
Plaza müşteri oğlunu Serendipity'ye sıcak çikolata sundeasına...
O que dizes de sairmos daqui... irmos até ao Serendipity?
Ne dersin buradan çıkıp Serendipity'ye gidelim mi?
Nem Serendipity.
Ya da Serendipity.
Desculpa se não vou à Serendipity beber chocolate quente gelado com a namorada do teu tio, uma hospedeira chamada Eledy.
Serendipity'e gidip amcanın hostes kız arkadaşı Eledy'le sıcak çikolata içmek istemediğim için de kusura bakma.
Depois disto, vamos para a baixa ao Serendipity's, comemos gelados e conversamos. - Não tenho fome.
Bundan sonra Serendipity'e doğru ineriz kendimize birer dondurma alırız ve konuşuruz biraz...
"Serendipity," a tatuagem nova da Carrie, era o nome do barco em que estavam quando a melhor amiga dela se afogou.
"Rastlantı". Carrie'nin yeni dövmesi bindikleri teknenin ismiyle aynı. Carrie'nin en iyi arkadaşının boğulduğu gece.
Alguém no Serendipity matou a Carrie.
O tekneden biri Carrie'yi öldürdü.
Beber um chocolate quente no Serendipity?
Belki Serendipity'de bir buzlu sıcak çikolata?
Serendipity?
Tesadüf mü?
Temos Serendipity?
Tesadüf de mi var?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]