Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Sloane

Sloane перевод на турецкий

1,145 параллельный перевод
Vi-te sair do gabinete do Sloane.
Sloane'un odasından çıktığını gördüm.
Pediste ajuda ao Sloane para encontrares a tua mãe.
Sloane'dan anneni bulmak için yardım istedin değil mi? - Evet.
Já devias ter aprendido a não pedir favores ao Sloane.
Sloane'dan iyilik istenmeyeceğini çoktan öğrendiğini sanıyordum.
O Marshall é o chefe do departamento técnico, e o Sloane é um filho da puta sem sentido de humor.
Marshall operasyonlar teknisyeni Sloane da espriden hiç anlamayan bir or... pu çocuğu.
Nem quero ver a cara do Sloane quando souber que trouxemos o Noah.
Noah'ı götürdüğümüzü öğrenince Sloane'un yüzünü görmek için hiç heves etmiyorum.
O Sloane é que me disse que tinhas sido transferido.
İşe gittim ve Sloane bana senin gönderildiğini söyledi.
O Sloane?
Sloane'la mı?
Teu pai está informando que Sloane está muito tempo em casa.
Baban Sloane'un evde çok vakit geçirdiğini bildirmişti.
Esses escritórios têm uma possibilidade de colocar uma tecnologia de contra-vigilância.
Şirket her türlü güvenlik tekniğini kullanıyor. Sloane'un evi...
Mr. Sloane.
Bay Sloane?
Sloane tem um escritório na casa dele.
Sloane'un evinde bir bürosu var.
Sloane levou o livro Rambaldi para casa.
Sloane, Rambaldi Defteri'ni eve götürmüş.
Não parece um pouco arriscado para ti? Fazendo um movimento como este na casa do Sloane, enquanto ele está lá, sem auxilio.
Sloane'un evinde, o içerdeyken, desteğim olmadan böyle bir şeye kalkışmam size de biraz riskli gelmiyor mu?
Tu vais pedir desculpas, e vais para o escritório do Sloane, entra no cofre dele, e faz a troca.
Sen izin isteyip, Sloane'un odasına gidip kasayı açıp, sayfayı değiştireceksin.
A valvula de Sloane é um modelo avançado de'cushion'.
Sloane'un kasası gelişmiş bir Cushion modeli.
Arvin Sloane.
Arvin Sloane.
Você está aqui para desejar-me boa sorte por ser o meu primeiro dia no trabalho ou está convencida de que eu posso revelar ao Sloane que conspirou para o matar?
İşteki ilk günümde bana şans dilemeye mi geldin? Yoksa Sloane'a onu öldürme komplosuna karıştığını söylememden mi korktun?
Sydney, Eu não poderia revelar ao Sloane que conspirou matá-lo sem revelar o meu envolvimento.
Sydney, Sloane'a onu öldürme işine karıştığını söylersem benim ilgim olduğunu da anlayacaktır.
Claro, eu nunca tive intenção de ir para a frente com isso.
Tabii ki Sloane'u öldürmek gibi bir niyetim yoktu.
O Sloane não concordaria fazer sociedade se o Sark não mostrásse valer a pena.
Sark bir şeyler vaat etmese Sloane onu ortak etmezdi.
Ontem, o Sark fez um acordo às escondidas com o Sloane que o coloca dentro do SD-6.
Dün Sark Sloane'la anlaştı. Bu da ona SD-6'ya soktu.
Então foi assim que o Sloane e o Sark apresentaram a sua sociedade.
Demek Sloane ve Sark yeni ortaklıklarını böyle sundu.
Diga-me, que informação ele deu ao Sloane?
Söyle, Sloane'a nasıl bilgiler verdi?
Ambas sabemos que o Sloane não se importa em preservar a estabilidade na Ásia então a minha pergunta é :
Sloane'un Asya'daki durumu önemsemediğini biliyoruz.
A única forma de manter o meu valor é dizer-te apenas o que precisas de saber de maneira a estar à frente do Sloane.
Değerimi koruyabilmemin tek yolu, Sloane'dan bir adım önde olmanız için sadece bilmeniz gerekenleri söylemek.
O Sloane deu-lhe a tarefa de adquirir os códigos de comunicações do grupo terrestre do Uzbekistão. e como o sucesso ou o risco de falha o que nós temos...
Sloane seni Özbekistan'daki askerlerin iletişim şifrelerini almakla görevlendirdi.
O Sloane e o Sark deram-nos meia verdade.
Sloane ve Sark her şeyi anlatmamış.
E tudo o que sabemos sobre isso é que está a trabalhar com o Sloane e o Sark?
Tek bildiğimiz Sloane ve Sark'la çalıştıkları.
Porque é que o Sloane o deixou às escuras nisto?
Sloane niye bunları sana anlatmadı?
Então o Sloane e o Sark têm de facto sociedade com esta organização?
Yani Sloane ve Sark bu örgütle ortak mı oldu?
Como esclareceu isto com o Sloane?
- Sloane'a ne söyledin?
Eu já resolvi tudo com o Sloane.
- Sloane'u hallettim.
Olá, Sr. Sloane, sou eu. O Marshall.
Merhaba Bay Sloane, ben Marshall.
Ainda bem.
SLOANE :
E depois conheci o Arvin Sloane.
Sonra Arvin Sloane'la tanıştım.
Sou o Arvin Sloane.
Ben Arvin Sloane.
O Sloane quer reunir-se com a Sydney na terça de manhã.
Sloane, Salı sabahı Sydney'yle görüşmek istiyor.
Por isso roubei algo que sabia que o Arvin Sloane queria.
Ben de Arvin Sloane'un istediğini bildiğim bir şeyi çaldım.
O Arvin Sloane era amigo dos meus pais muito antes de se casarem.
Arvin Sloane, daha evlenmeden önce annemle babamın dostuymuş.
Recrutar-me foi ideia do Sloane.
Beni işe almak Sloane'un fikriydi.
E porque é que o Sloane foi atrás de si?
Peki Sloane neden seni istedi?
E tem a certeza que o Sloane a levou para a SD-6?
Sizi SD-6'ya babanız değil de Sloane'un soktuğundan emin misiniz?
Normalmente, o Sloane define o objectivo da missão.
Genelde Sloane görevi amacını açıklar.
E antes de deixar o aeroporto, o Vaughn tem de me devolver os originais para eu os entregar ao Sloane.
Havaalanından ayrılmadan önce Sloane'a götürebilmem için Vaughn'un orijinalleri bana vermesi gerekiyordu.
- O Sloane?
Sloane mu?
- Sim, o Sloane.
Evet! Sloane!
Ainda não recuperei a confiança do Sloane.
Sloane'un güvenini kazanamadım.
Ele andava a investigar a morte do Danny.
Danny'nin ölümünü araştırıyordu. Sloane öğrendi.
O Sloane descobriu. Meti-me, para evitar que a Secção de Segurança o matasse.
Güvenlik bölümünün onu öldürülmesini önlemek için karışmak zorundaydım.
Por favor, diz-me que não estás com pena do Arvin Sloane.
Lütfen bana Arvin Sloane'a sempati duymadığını söyle.
O Sloane quer o Sark vivo.
Sloane Sark'ı canlı istiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]