Translate.vc / португальский → турецкий / Sten
Sten перевод на турецкий
54 параллельный перевод
- Cala a boca, Sten.
- Kapa çeneni Sten.
Christo, Sten e Karl.
Christo, Sten ve Karl.
Sten, é tudo para ti. Christo...
Hepsi bu kadar.
Estamos hoje aqui reunidos para prestar a última homenagem ao Sten.
Bugün burada toplanmamızın nedeni arkadaşımız Sten'e olan son görevimizdir.
- Sim, um ouriço chamado Sten.
- Burdan ayrılmamamı söyledi ama
É uma arma inglesa, 9 mm, chamada Sten.
9 mm'lik Sten adında bir İngiliz silahı.
Nunca digam as palavras "arma" ou "Sten".
Asla "Silah" ya da "Sten" isimlerin kullanmayın.
O Stan é detective.
Sten bir dedektif. Gerçek bir casus.
- Porque o Sten ter uma igualzinha?
Sten'de de mi aynısından var? Hayır.
Tu preveniste-os sobre o Bin Laden. Eles não tinham fuzis Sten.
Onları Bin Ladin konusunda uyardın.
O autor Sten Egil Dahl convenceria Erik a ir para o estrangeiro escrever.
Yazar Sten Egil Dahl, Erik'i gidip yurt dışında yazmaya ikna edecekti.
Erik e Phillip descobriram Sten Egil Dahl quando tinham 17 anos.
Erik ve Phillip Sten Egil Dahl'ı 17 yaşında keşfetmişlerdi.
Sten Egil Dahl escreveu o seu primeiro romance quando tinha 20 anos.
Sten Egil Dahl ilk romanını 20 yaşında yazmıştı.
Sten Egil Dahl mudou-se para Paris, onde escreveu o seu segundo romance.
Sten Egil Dahl Paris'e taşındı ve ikinci romanını burada yazdı.
- Já viste o Sten Egil Dahl?
- Sten Egil Dahl'ı gördün mü?
- E o Sten Egil Dahl?
- Sten Egil Dahl ne olacak?
Sten Egil Dahl?
Sten Egil Dahl?
Tudo o que eu fiz foi reinventar Sten Egil Dahl e Tor Ulven.
Benim tek yaptığım Sten Egil Dahl ve Tor Ulven'i harmanlamak.
- Isto também é reinventar Sten Egil Dahl?
- Bu da mı harmanlanmış Sten Egil Dahl?
Sten Egil Dahl e Erik Hoiaas.
Sten Egil Dahl ve Erik Hoiaas.
- Olá, Sten Welander.
- Selam, Sten Welander.
Tobias Ek, Sten Welander e o Jan-Olof Abrahamsson também submeti propostas de melhoria que merecem ser consideradas.
Tobias Ek, Sten Welander ve Jan-Olof Abrahamsson da dikkate almaya değer iyileştirme önerileri göndermişler.
Stan, seja o que for que tenhas ouvido sobre mim, não é verdade.
Sten, yemin ediyorum, hakkimda her ne duyduysan, dogru degil.
Vá lá, Stan.
Yapma Sten.
Eu é que nunca tive uma arma Sten à mão.
Sadece elimle daha önce hiç makineli tüfek tutmamıştım.
Sten, viste a Alde?
Sten, Alde'yi gördün mü?
Sten Falström, feito. Este está feito.
Sten Falström, tamam.
Há uma Sten sob os legumes.
Sebzelerin altında bir Sten var.
Não te armes em superior, Westen!
Bana bilmişlik taslama, Sten!
E aqui na Holanda, roubou a actuação do nosso adorado palhaço "Van Kru Stein".
Ve Hollanda'da herkesin sevgilisi Palyaço "Van Kru Sten" in bir oyununu izinsiz kullanmak.
Metralhadora Stan, conheces?
Sten hafif makinalı. Biliyor musun?
O seu nome deriva do sueco Tung Sten, que significa'pedra pesada'.
İsveç kökenli bir kelime, wolf ram'dan geliyor. Anlamı ise ; "ağır taş" demek.
Uma metralhadora Sten da 2ª Guerra Mundial.
Onu aşağıya doğru tut.
Como é que não conheces as Stens?
Sten'leri nasıl bilmezsin?
Conheço as Stens.
Sten'leri biliyorum.
Não terás dificuldade em usar uma Sten na noite da festa?
O gece Sten kullanırken iyi olacak mısın peki?
Uma metralhadora britânica Sten Mark II.
Britanya yapımı Sten Mark II makineli tüfek.
A esta distância, a metralhadora Sten deve atingir tudo dentro do carro.
O mesafeden Sten tüfeği arabadaki her şeyi vurabilir.
Quando o carro abrandar para dobrar a esquina, vou sair e abrir fogo com a metralhadora Sten.
Araç köşeyi dönmek için yavaşlayınca ben devreye girip Sten tüfeğiyle ateş açacağım.
A metralhadora Sten...
Sten tüfeği...
Eles são treinado nos EUA, então, provavelmente são muito melhores que os MFP, não acha?
Amerıka'da eğıtıldıklerınden bızım polısten ıyıdır değıl mı?
Mas se os quer tirar da prisão, tudo o que tem de fazer é trazer ao procurador, o verdadeiro criminoso.
Hapısten çıkmalarını ıstıyorsanız savcıya gerçek katılı sunmalısınız.
Olha. Comida chinesa do "Chang's". E trouxe o teu preferido.
Chang'sten Çin yemeği ve en sevdiğinden aldım.
Esse mel é do Kovelsky, é de graça.
- O bal Kovelsky'sten. Bedava. - Konu dışı.
- Ele ainda não está sem trabalho, linda.
- ışten çıkmadı daha, hayatım.
Por um milhar de mineiros indemnizados e um pobre.
ışten çıkarılan bin işçi ve bir tane hasta için.
Ela foi despedida, por já não ser capaz de fazer o seu trabalho.
şten çıkarıldı, çünkü artık işinin gereklerini yerine getiremiyordu.
É Keer-sten.
- Adım Kirsten.
Sten, é tudo para ti.
Hepsi bu kadar.
- Acabei de sair do trabalho.
İ şten yeni geldim de.
Sten? Diamantes brutos.
Ham elmas.