Translate.vc / португальский → турецкий / Sundown
Sundown перевод на турецкий
42 параллельный перевод
ENTARDECER SANGRENTO
SUNDOWN'DAKİ KARAR
- É alguém importante em Sundown?
- Sundown için önemli biri mi? - En önemlisi.
Comeremos quando chegarmos a Sundown.
Sundown'da vardığımızda karnımızı doyururuz.
Lucy Summerton, a mais fina e mais bonita jovem de Sundown.
Kendisi Sundown'ın en güzel kızıdır.
Vou sair de Sundown esta noite.
Bu akşam Sundown'dan ayrılıyorum.
Pensa ficar em Sundown muito tempo?
Sundown'da bir süre kalmayı mı düşünüyor musun?
- Que os trazem a Sundown?
- Sizi Sundown'a sürükleyen şey nedir?
Algumas pessoas por aqui pensa que Sundown não necessita de mais amigos de Tate Kimbrough.
Burdaki kimi insanlar Tate Kimbrough'un arkadaşlarına artık Sundown'ın ihtiyacı kalmaz diye düşünüyor.
Senhor, se está pensando em ficar em Sundown, comete um grande erro.
Bayım, Sundown'da kalmayı içinizden geçirmekle büyük bir hata işliyorsunuz.
Não acredito na violência, mas talvez seja o único modo de poder desfazer-se de Tate Kimbrough.
Şiddetle çözüleceğine inanmıyorum, ama belki de, Sundown'ın Tate Kimbrough'dan kurtulmasını tek yolu budur.
Gostei muito de Sundown pela primeira vez que a vi.
ve bu kasabaya ilk görüşte vuruldum.
Quando me disse que verificasse em Sundown um tipo chaamado Tate Kimbrough, não me disse que se propunha matá-lo por causa da Mary.
Bart, bana Sundown'da Tate Kimbrough diye bir adam var, git bir kontrol et dedin. Ama asıl amacın Mary'nin öcünü almak için onu öldürmekmiş. Bunu bilmiyordum.
Eu vim oferecer-lhe uma oportunidade para sair de Sundown.
Bu kasabadan sağ olarak ayrılman için sana bir şans vermek için geldim.
Kimbrough não poderia ter mudado Sundown se não o houvéssemos ajudado.
Eğer bizler Kimbrough'a yardım etmeseydik Sundown'ı bu hale çeviremezdi.
Mas isso é onde você está errado, porque passe o que passar entre você e o Allison, Você acabou em Sundown.
Fakat yanlış yerde duruyorsun Allison ile aranda ne olduysa bunlara önemli değil diyorsan senin Sundown'da sonun geldi demektir.
Nenhum de nós jamais esquecerá o dia em que Bart Allison passou por Sundown.
Hiçbirimiz Bart Allison'un Sundown kasabasında geçirdiği bu günü unutamayacak.
Um Ed Butler que trabalha para uma empresa de segurança?
Sundown Güvenlik, Ed Butler'a yazılmış. Anlamadım.
É a cidade que teme o pôr do sol.
"The Town That Dreaded Sundown." daki gibi
"Encontro. Pôr-do-sol. Calor."
BULUŞMA SUNDOWN / HOT..
Pôr-do-sol, calor.
Sundown, hot.
Olá, preciso do número de um Sundown Hotel, por favor.
Merhaba, Sundown Hotel'in telefon numarasını öğrenebilir miyim acaba?
Anteriormente em Prison Break : Preciso do telefone de um Hotel Sundown, no México, por favor.
"Sundown Hotel" in numarasını öğrenebilir miyim acaba?
Ao pôr do sol, nós vamos resolver isto.
sundown anda, bu kadar kare olacak.
Ao pôr do sol.
- Sundown.
Poderia ir embora ao pôr do sol, se me emprestar a sua pistola para um feitiço.
- Ben sundown tarafından bırakabilirim Eğer kredi Beni isterseniz o senin tabanca bir büyü için.
A ordem para acabar com a Operação Sundown.
Gün Batımı Operasyonu sonlandırma emri.
Sundown portador resfria o corpo e olhar para outra vítima.
Sahipleri öldüğünde beden soğuyor ve yeni bir kurban için onu terkediyorlar.
- Pôr-do-sol.
- Sundown.
Todo ano, no dia do Halloween, "The Town That Dreaded Sundown" é exibido algures de Texarkana em tributo ao legado de sangue e morte do Fantasma.
Her yıl, Cadılar Bayramında, Texarkana'da Hayalet'in ölüm ve kan efsanesi anısına "Gün Batımından Korkan Şehir" filmi gösterildi.
Como um carretel perdido o "The Town That Dreaded Sundown" o ataque na noite de Halloween aconteceu num local seguro próximo de uma floresta saindo da autoestrada 6. Numa área que era conhecida como "Pista dos Amantes".
"Gün Batımından Korkan Şehir" filminin kayıp sahnesi gibi saldırı, Cadılar Bayramı gecesi 6. otoyolun yanındaki ıssız, ağaçlık çıkmaz yol olan "Aşıklar Patikası" diye bilinen bölgede gerçekleşti.
"The Town That Dreaded Sundown"?
- Gün batımından Korkan Şehir.
És tu a falar ou eles, Sundown?
Bunu sen mi söylüyorsun yoksa onlar mı, Sundown?
Diga-o, Sundown.
Söyle ona, Sundown.
Pois, diga-o, Sundown, diga-o...
Evet, söyle, Sundown, söyle.
Toma, Sundown.
Al şunu, Sundown.
Sundown fez-te isso.
Sundown yaptı.
Quatro meses de lutar contra um filhos da puta como o Sundown.
Sundown gibi orospu çocuklarıyla savaşmak için dört ay.
O álbum "Sundown", de Gordon Lightfoot.
Gordon Lightfoot. Sundown.
Está a ouvir o "Sundown".
Sundown'ı dinliyor.
- Pôr do sol, Ottawa.
- Sundown, Ottawa.
O Sundown e seus rapazes não é do tipo de pessoas que vais querer ter dívidas
Müşterilerin bizden uzak durmasına yarıyor. Akıllı küçük kalleş.