Translate.vc / португальский → турецкий / Tarô
Tarô перевод на турецкий
139 параллельный перевод
Alguns aconselham os seus clientes utilizando cartas de tarô.
Bazıları tarot kartlarını kullanarak müşterilerine akıl veriyor.
Ela faz isso tudo com cartas de tarô?
Bütün bunları tarot kartlarıyla mı söyledi?
- Cartas de tarô, não são.
- Bunlar tarot kartları değil.
Anda cá, precisas de um casacão ; deixo lá que um namorado meu ande por aí com este tarô sem um casacão apropriado.
Erkek arkadaşım eksi beş derecede iyi bir ceket olmadan ortalıkta dolaşamaz.
- Cartas de Tarô?
Tarot kartları mı?
Menina Taro, os ficheiros sobre o Dr. No.
Bayan Taro, Dr No'nun dosyalarını getirin.
- Certo, Menina Taro.
- Tamam Bayan Taro.
Está bem, Menina Taro.
Tamam Bayan Taro.
Isto não são cartas de Tarô.
Bunlar tarot kartları değil.
A voz do Taro fez-me despertar. Vi os meus amados filhos.
Taro'nun sesi, beni ıssızlığın içinden çekip aldı ve işte, sevgili oğullarım tam karşımda.
Taro, o meu primeiro filho,
Taro, oğlum benim!
Eu, Hidetora, cedo toda a minha autoridade ao meu filho mais velho, Taro.
Bu nedenle, hükmüm altındaki her yerin, her şeyin üzerindeki yetkilerimi en büyük oğlum Taro'ya devrediyorum.
Esta é a minha vontade. De agora em diante, Taro é o representante da Casa de Ichimonji e tornar-se-á no senhor destas terras.
Şu andan itibaren, İchimonji hükümranlığının başı Taro'dur.
Mas a verdadeira chefia fica a cargo de Taro.
Ancak fiili liderlik tamamen Taro'nun olacaktır.
Serão o reforço de Taro no Primeiro Castelo.
Birinci kaledeki Taro'ya destek olacaksınız.
Estás a dizer que o Taro pretende lisonjear-me?
Yani sence Taro bana dalkavukluk mu yapıyor?
Eu sinto o mesmo que Taro.
Ben de Taro gibi düşünüyorum.
Sempre que Taro não consiga defender-se sozinho, se unirem as vossas forças, a Casa de Ichimonji estará segura.
Taro zora düşüp yardıma ihtiyacı olduğunda güçlerinizi birleştirirseniz Ichimonji'nin namı da halkı da güvende olur.
Os teus irmãos? Ele deve estar com ciúmes da posição do Taro.
Taro'nun konumundan dolayı kıskançlık duyuyor.
As minhas mulheres ajoelham-se perante a esposa de Taro?
Kadınlarım, Taro'nun karısının önünde diz mi çöküyor?
É uma ordem do Senhor Taro!
Efendi Taro'nun emri böyle!
O Senhor Taro prepara uma reunião de família para celebrar a transferência de poder.
Efendi Taro yetkilerin ona devredilmesini kutlamak üzere bir aile toplantısı düzenledi.
" cedo a Taro Takatora os domínios de Ichimonji.
"Ichimonji hükümranlığının tüm yetkilerini Taro Takatora'ya devrediyorum." "Madde 2 :"
"Em segundo lugar, " instauro-o como único governante da Casa de Ichimonji.
"Taro Takatora'nın, Ichimonji ailesinin başı olduğunu kabul ediyorum."
" embora eu seja pai de Taro,
"Babası olmama rağmen..." "...
" devo submeter-me à sua autoridade
Taro Takatora'nın otoritesine boyun eğmeyi... "
A carta do meu irmão Taro diz que não é prudente acolhê-lo aqui.
Babamın tuhaflaştığını söyleyip duruyor burada kalmasına izin vermek çok akıllıca olmayabilir.
Ikoma, o conselheiro de meu pai, é cúmplice nos planos de Taro.
Babamın danışmanı Ikoma ise ağabeyimin planlarından tek söz etmiyor.
Tal severidade nem parece obra do Senhor Taro.
Bu sert tavırlar, Efendi Taro'ya has işler değil.
O Senhor Taro é um fraco.
Efendi Taro, bir zavallıdan başka bir şey değil.
Digo-vos que não acho justo ter nascido 12 meses depois de Taro e que por isso tenha de rastejar toda a vida a seus pés.
Aslında, bu durumu ben de pek adil bulmuyorum. Taro'dan sadece 12 ay sonra doğdum diye hayat boyu ayaklarına secde etmek zorunda kalıyorum.
Taro não constitui problema. Mas a mulher dele, a Senhora Kaeda, é outra história.
Taro kolay lokmadır ama karısı Kaede, şeytan gibidir!
Taro desapontou-me.
Taro beni hayalkırıklığına uğrattı, hem de nasıl!
Taro escreveu-te?
Taro sana mektup mu gönderdi?
Pedir perdão a Taro?
"Taro'dan özür dile" mi dedin?
Finalmente compreendo. Também tu és igual a Taro.
Anlıyorum senin de senin de Taro'dan farkın yok!
Segundo ordens do Senhor Taro Takatora, chefe da Casa de Ichimonji, eu, Ogura, me apodero deste castelo!
Ichimonji ailesinin başı Efendi Taro Takatora'nın vermiş olduğu yetkiyle bu kalenin idaresine el koyuyorum.
Eles fugiram para não terem de obedecer ao decreto de Taro.
Taro'nun fermanına uymaktansa, dağlara kaçmayı uygun gördüler.
Que decreto?
Ne fermanı çıkarmış Taro?
Mas o general de Taro já se apoderou dele.
Ama Efendim, kale şu anda Taro'nun generalinin elinde. Ogura mı?
O Senhor Taro foi morto.
Efendi Taro öldürüldü. - Ne?
Eu, Hidetora, fui atacado por Taro e Jiro, os meus próprios filhos.
Ben, koca Hidetora kendi oğullarımın saldırısına uğradım.
Trago vestida a armadura de Taro. Decerto a reconheces.
Üstümde olduğunu görüyorsun ve gördüğün halde neden soruyorsun?
Senhor Jiro, a morte de Taro não me interessa.
Sevgili Jiro! Taro'nun ölümü, benim zerre kadar umurumda değil.
O Jiro matou o Taro.
- Jiro, Taro'yu öldürttü. - Ne?
O Jiro matou o Taro.
Jiro, Taro'yu katletmiş.
Ele é o vilão que matou Taro e o herói que salvou a Sue...
Taro'yu öldürürken hain, Sue'yu kurtarırken kahraman!
Isso é inhame.
Bu taro kökü.
Os outros atravessarão pelo oeste o desfiladeiro Taro.
İkinci grup ise batıdan Taro Geçidi'ni geçecek.
Os outros atravessarão pelo oeste o desfiladeiro Taro.
ikinci grup ise batıdan Taro geçidini geçecek.
Raiz de taro, erva mágica.
Gulgas kökü, büyülü bir bitki.