Translate.vc / португальский → турецкий / Trip
Trip перевод на турецкий
861 параллельный перевод
No Aeroporto Lethbridge, Kenyon Field, foi estabelecido que um homem parecido com o homem procurado, o tenente Hirth, embarcou ontem no Voo 22 de Edmonton em Calgary.
"Lethbridge Havaalanı, Kenyon Sahası'nda... " aranan kişi "Lieutenant Hirth" e benzeyen birisi, dün... Edmonton ve Calgary'da Trip 22 uçağına binerken görüldü "
# # Vamos deslizar na nossa viagem motorizada
# # We'll glide on our motor trip
Vamos dar uma volta pelo Strip com o Kip.
Hadi Kip'le tribe girin, gerçek trip neymiş, olayı çözün.
Ele começou essa viagem com 4 anos de idade.
İlk trip'ine 4 yaşında başlamış.
Eu experimentava sempre à frente dele, para ele ter a certeza de que não... era uma má trip.
Böylece boktan şeyler olmayacağından... emin oluyordu.
O livro dos mortos é uma viagem ( trip ) e o Apocalipse descreve uma experiência com mescalina.
Ölümün Kitabı bir esrimedir, ve İncil'in Apokalips bölümü, bir meskalin içme deneyiminin tasviridir.
Los Angeles, o hip trip...
Los Angeles, müthiş yer...
Uau, que grade trip!
İnanılır gibi değil!
Parecia-me que estava a ter uma "trip" má.
Sanki keyfi pek yerinde değilmiş gibi geldi bana.
- Uma trip romana.
- Roma Kızılı.
- Uma trip romana?
- Roma Kızılı?
Pois, era uma trip.
Evet, bu harika olurdu.
Trip?
Trip?
- Cala-te, Trip.
- Kapa çeneni, Trip.
Para trás, Trip!
Olduğun yerde dur, Trip.
Chama-se Trip, não é?
Trip, değil mi?
Ontem combateu muito bem, Trip.
Dün çok iyi çarpiştin, Trip.
Trip!
Trip?
Prometa levá-la a uma visita a Lourdes.
- Şarkı mı? - "A trip to Lourdes" dışında.
# It's a nice trip to a candy shop... olá, eu vim para a audição.
Şekerci dükkanına hoş bir gezinti bu Meraba ben seçmeler için gelmiştim.
No meu primeiro "trip" com ácido vi Deus.
İlk asit kullandığımda Tanrı'yı gördüğümü biliyor muydun?
O meu último "trip" foi horrível.
- Son seferim felaketti adamım.
Vai um "trip" esta noite? - Para mim não.
Hey, bu akşam asit yapmaya ne dersiniz?
Não, vamos fazer um "trip", e depois comemos o banquete.
Hayır, sorun değil. Yolculuk yapacağız ve bir ziyafet çekeceğiz.
É a parte mais bela do "trip".
Bu, yolculuğun en zevkli bölümü.
Que passa, Trip?
Ne var ne yok, Trip?
Ei, Trip, meu, você me dissesse O que há de acontecer', homem.
Trip, adamım belki neler olduğunu bana söylersin.
Não quero uma má viagem.
Kötü bir trip istemiyorum.
Aquela viagem aos penhascos de Bole?
That trip to the cliffs of Bole?
Quando por fim acontece, te atacam e te insultam.
Sonunda yaptık ve elimize ne geçti? Trip ve hakaret.
Tanta chatice só por causa dum dedo mindinho.
Bir serçe parmak uçtu ve herkes trip atıyor.
Trip McNealy.
Trip McNeely!
Mas o único rapaz de confiança que conhecia mesmo Lux, era Trip Fontaine que apenas 8 meses antes dos suicídos tinha largado as fraldas, para delícia tanto das raparigas como das mães.
Ama Lux'u gerçekten tanıyan tek güvenilir erkek Trip Fontaine idi. İntiharlardan yalnızca sekiz ay önce hiç yoktan ortaya çıkmıştı. Kızlar, hatta anneleri bile bayılırdı ona.
TRABALHO DE BIOLOGIA DE TRIP FONTAINE
Biyoloji Ödevi Hazırlayan :
Todas as miúdas da nossa escola estavam apaixonadas por ele.
Okuldaki bütün kızlar Trip'e âşıktı.
Contou-nos que a sua paixão por Lux começou quando entrou para a aula de História errada.
Lux hariç. Trip bize Lux Lisbon için hissettiği tutkunun beşinci saatte yanlış tarih sınıfına girdiği zaman başladığını söyledi.
Este é o 4.º período.
Bu dördüncü ders, Trip.
Trip, senta-te por um segundo.
Trip, neden bir dakika şöyle oturmuyorsun.
Tu és um rapaz bem parecido.
Sen yakışıklı bir delikanlısın, Trip.
Eu vou falar com a minha mulher.
Bunu hanımla konuşacağım, Trip.
O Trip Fontaine e mais uns miúdos da equipa de futebol, pediram para levar as raparigas ao Baile Anual.
Trip Fontaine ve bazı diğer... Futbol takımındaki bazı diğer gençler kızları okul partisine çıkarmak istiyor.
Dou-te três ganzas.
Sana üç cıgara veririm, Trip.
Se me escolheres a mim, podemos levar o carro do meu pai.
Hadi ama Trip, dostum. Beni seç, böylece babamın Cadillac'ını alabiliriz.
Estás a dever-me essa!
Trip, adamım, bana borçlusun.
No fim, Parkie tinha ganho por causa do Cadillac, Kevin por causa da marijuana e Jake Conley porque tinha ganho prémios escolares, o que Trip pensou que impressionaria os Lisbons.
Sonuçta kazananlar, Cadillac sayesinde Parkie sonra Kevin Head, çünkü en kral ot ondaydı ve Joe Hill Conley çünkü okulun bütün ödüllerini kazanmıştı ;
Vamos aplaudir os Reis do Baile Anual deste ano Trip Fontaine e Lux Lisbon.
Teşekkürler. Hepinizin el ele vermesini istiyorum, bu senenin kral ve kraliçesi için. Trip Fontaine ve Lux Lisbon.
E Lux nunca mais falou com Trip.
Ve Lux, Trip ile bir daha hiç konuşmadı.
" Digam ao Trip que já o esqueci. É um cretino.
" Trip'e onu artık atlattığımı söyleyin.
O que há de acontecer, Trip?
Nasıl gidiyor, Trip?
Fica bem, Trip.
Görüşürüz Trip.
O pai de Trip não foi uma grande ajuda.
Trip'in babası pek yardımcı olamadı.