Translate.vc / португальский → турецкий / Táis
Táis перевод на турецкий
2,430 параллельный перевод
Eu me recuso a ficar para tais alegações.
Bu iddiaların karşısında durmayı reddediyorum.
Não sei nada sobre tais coisas, e, se soubesse, não te diria!
Böyle şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorum, zaten bilsem de sana söylemem!
Não que esteja familiarizado com tais transacções, mas ouvem-se boatos.
Böyle alışverişlerle işim olduğundan değil tabii, insan dedikoduları duyuyor.
Durante anos, o seu médico proibiu tais prazeres.
Yıllardır hekimi böyle zevklerden onu mahrum ediyor.
É uma pena que uma mulher tão bonita tenha de se preocupar com tais coisas.
Güzel bir kadının öyle meselelerle uğraşmak zorunda olması ne kötü.
Eu... Eu odeio-me por ter dito tais coisas.
Size o tür şeyler söylediğim için kendimden nefret ediyorum.
Tais como...
Örneğin "Kâhin sizi dinliyor. Sorunuz var mı?"
Talvez estas palavras não sejam adequadas nalguns espaços, tais como, palavras cruzadas ou jardins-de-infância. Mas, entre amigos e num esgoto estas bocas são perfeitamente aceitáveis.
Bu kelimeleri bulmaca ya da anaokulu gibi yerlerde kullanmak uygun olmayabilir ama lagimda arkadaslarinlayken bu kelimelerin agza alinmasi kesinlikle kabul edilebilir.
Para ouvires precisas do lobo frontal, e outras coisas, tais como o colículo e giro temporal, que tu não terás, porque ficam feitos em sopa.
Duyabilmek için, beyninin ön lobu olması lazım. Kolikulus ya da temporal girus denilen şeyler lazım. Ama sende olmayacak, çünkü hepsi çorba olacak!
- Tais como?
- Ne gibi?
Tais venturas não se ganham sem decisões difíceis.
Büyük işler zor kararlar verilmeden yapılamaz.
Sir Robert interessa-se por tais frivolidades?
Sir Robert böylesine havai konularla ilgilenir miydi?
que somos os tais, eu e a Gina.
Gina ve Ben.
- Os tais que...?
- Ne için uygun? ...
A ilha é uma quinta virtual de corpos, com ruas oportunas com nomes na cidade, tais como "Great Kills,"
Pek münasip cadde ve semt isimleri söz konusu ceset varlığına işaret eder.
O quê, tais como servir no teu governo corrupto?
Yozlaşmış bir hükümetinizde çalışmak gibi mi?
- Baixas... - E assim tais como soldados mortos...
- Bir savaşta şehit olan kayıplar gibi.
Depois de tais palavras maravilhosas, tenho a certeza que vós não duvidais da credibilidade da minha Madre.
Bu kadar muhteşem sözlerden sonra rahibenin inanılırlığından şüphe duymadığınıza eminim.
Desde os santos profetas, nenhum homem ou mulher fez tais afirmações!
Kutsal peygamberlerden beri hiçbir erkek ya da kadın böyle iddialarda bulunmadı.
É interessante que a pessoa que aplica tais limites de censura raramente sinta ameaçada a sua saúde física ou moral.
İlginç olansa, böylesine bir sansür uygulayan kişi nadiren kendi fiziksel veya manevi sağlığının tehlike altında olduğunu düşünüyor.
A Acusação afirma que tais palavras não são necessárias e que seria de melhor tom usar outras mais agradáveis.
Bazıları bu tür kelimeleri gereksiz görürken diğerleri hoşuna giderek, beğeniyle kullanmaktadır.
Honestamente, estou mais inclinado e mais para vender on-line tais itens.
Doğruyu söylemek gerekirse, bu tarz malları daha çok internetten satmaya yöneliyorum.
Tais como, por que Mike McAra tinha o seu telefone?
Neden Michael McAra'da numaranız var?
Tais declarações por mais incríveis que sejam podem confinar a fé daqueles menos instruídos que o senhor ou eu.
Böyle iddialar ne kadar gerçeği yansıtmasa da, sen ve benden daha cahil insanlar bunlara inanıyor.
Fazer tais feitos valentes é algo comum para mim.
Böyle şeyler bizim için sıradan şeyler.
Os tais fantasmas ou anjos de que ele fala... É com eles que ele fala.
Hayaletleri veya melekleri, artık her neyse onunla konuşuyorlar.
Mas tais eventos não me tocam a mim, pois sou tão poeta quanto sou guerreiro.
Bu tür şeyler beni etkilemez çünkü hem şair hem savaşçıyım.
Preocupa-me as tais sobras de que eles falaram.
Sözünü ettikleri şu metal beni endişelendiriyor.
Negligência ou fazes de mau grado o que mando e cubro-te de cãibras, encho-te os ossos de tais dores que até as feras tremerão de ouvir os teus uivos.
Emrettiğim işi savsaklar ya da gönülsüz yapacak olursan, öyle bir işkence yaparım ki sana bütün kemiklerin sızlar, vahşi hayvanlar da böğürtünden titrer!
Para quê queres tais andrajos?
Bu tür bir yük ile ne demek istiyorsun?
Motivo esse, Sebastian, para sofreres tais dores.
Bu yüzden vicdanın sızlıyor şimdi, Sebastian.
Admirável mundo novo, que tem tais habitantes.
Hey güzelim yeni dünya, şu insanlarına bak!
Só de pensar naquele tipo, um rapaz, a fazer tais coisas.
Şu çocuk... Bu kadar kötü şeyler yapmış olması.
ERIK DAVIS ESCRITOR que não havia nada como ela, que não era como outros psicadélicos, e que a sua intensidade e velocidade eram tais que produzia mesmo um tipo de resposta diferente.
O kadar yoğun ve hızlıydı ki, neredeyse farklı bir tür tepki oluşturdu.
- Como pode ele dizer tais coisas? - Quem pensa que é?
Böyle konuşmaya nasıl cesaret eder?
Toda a minha vida conheci tais sinais e maus agouros.
Hayatım boyunca, bu tür işaretleri ve kehanetleri gördüm.
Perante tais bestas, o meu coração afundou-se.
Bu yaratıkları gördüğümde, bütün kalbim acıyla doldu.
Mas acredito que vai descobrir que não sou responsável por tais alegações.
Ama böyle iddialara karşı sorumlu olmadığımı düşünüyorum.
Mattie, gostava que deixasse esses assuntos inteiramente para mim ou pelo menos fizesse a gentileza de me consultar antes de entrar em tais acordos.
Mattie, bu konuları tamamen bana bırakmanızı ya da en azından bu tür anlaşmaları yapmadan önce bana danışma nezaketini göstermiş olmanızı dilerdim.
Tais como?
Ne gibi?
Não sinto necessidade de revelar tais segredos
not feel the need to reveal such secrets
- Tais como?
- Ne gibi mesela?
Tais são os triunfos dele contra os trácios.
Trakyalılara karşı büyük zaferler kazandı.
Os tais ímanes desintoxicam-nos.
Bu mıknatıslar da zehri temizliyorlar.
Eu nunca teria feito tais coisas se não estivesses na minha vida.
Sen hayatımda olmasaydın, onların hiçbirini yapmamış olurdum.
Mas ponhamos de parte tais divergências, unindo-nos por uma justa causa.
Fakat şimdi sorunları bir kenara bırakıp, birlik olmanın vaktidir.
O Senhor reuniu-nos com a promessa de que acabaria com tais tácticas.
Böyle taktiklere bir son vereceğiniz konusunda bizi desteklediniz.
Estamos também a solidificar alvos de alto valor, tais como o distrito financeiro, marcos, metros.
Ayrıca hedef olabilecek değerli yerleri güçlendiriyoruz. Finans bölgelerini, kent simgelerini, metroları.
Muito sol e Mai Tais a mais.
Çok fazla güneş, çok fazla içkiden.
Pedem-se tais coisas de um campeão?
- Şampiyondan böyle şeyler mi istenir?
Mandei as escravas prepararem-me um banho de leite, para lembrar o tempo quando te agradava que pudéssemos fazer tais coisas...
Seni mutlu ettiği zamanlar aklıma geldiği için hazır yapabiliyorken kölelere süt banyosu hazırlattım.