Translate.vc / португальский → турецкий / Tęm
Tęm перевод на турецкий
29 параллельный перевод
Tu e o Sam năo precisam dessa drogadita, já que tęm o dinheiro.
Sen ve Sam o kuş beyinliyi aranızda istemiyorsunuz, değil mi?
Mas há uma vida que se deve viver, um sonho que a minha măe e o meu pai tęm para mim, e embora isto me esteja a matar...
İleride yasamamız gereken bir hayat var, tamam mı? Bu beni öldürse de,
Só nos bairros mais pobres que năo tęm qualquer interesse para os gangs, é que ainda se consegue viver em paz.
Sadece çetelerin ilgisini çekmeyen en fakir mahallelerde insanlar huzur içinde yaşayabiliyordu.
Năo sejas como estes mendigos. Olha para eles...! Năo tęm ambiçăo...
Şu yaşam azmini yitirmiş dilenciler gibi olmayacağız.
Todos tęm as suas razőes.
Herkesin kendi sebebi vardır.
Tęm de trabalhar amanhă.
Yarın işe gitmeleri gerek.
Tęm soldados!
Asklerler!
Porque é que vocęs tęm regras se as quebram?
Madem uymayacaksın neden kuralların var öyleyse?
Eles tęm a rapariga.
- Kız ellerinde.
Mademoiselle. As coisas tęm uma determinada sequęncia.
Matmazel, biraz ilerleme var.
Muitas pessoas pensam que năo tęm que se preocupar com o seu abastecimento de Água porque compram Água engarrafada.
İnsanların çoğu su kaynakları için endişe duymamaktadır. çünkü çoğu şişelenmiş su almaktadır.
Existem áreas onde as pessoas năo tęm sistema de esgotos por isso os vizinhos tęm que utilizar os rios.
Burada su şebekesi yok ve herkes nehri kullanmak zorunda. Anlamama yardımcı olun,
Dizemos que as "Aguas del Illminani" tęm que se ir embora.
Aguas del Illimani'nin gitmesi gerektiğini söylüyoruz.
Os nossos vizinhos năo tęm Água, năo tęm sistema de esgotos.
Bir çok komşumuzun suyu ve kanalizasyonu yok.
Por isso, quando o povo de El Alto diz : "Năo privatizem a água!", é porque se eles năo a tęm acesso a Água limpa, a saúde dos seus filhos está em perigo.
Bu nedenle, El Alto'lular "su özelleştirilmesin" diyorlarsa temiz suya ulaşamazlarsa çocuklarının sağlıklarının risk altında olacağıdır.
Uma das resoluçőes das Naçőes Unidas, um dos objectivos do milénio, eles querem reduzir pela metade o número de pessoas que năo tęm Água potável, até ao ano 2015.
Birleşmiş Milletler'in milenyum hedeflerinden biri, 2015'de içme suyuna erişemeyen insan sayısını yarı yarıya azaltmak.
Históricamente, a maioria dos fundos provenientes de Instituiçőes de Ajuda tęm ido para países mais pobres pró-inversăo ao tratamento de Água mas apenas para os sectores economicamente mais poderosos.
Yardım kuruluşlarının fonlarının çoğu fakir ülkelere verilir, ama bu ülkelerde sadece politik ve ekonomik güç sahibi olanlara su sağlanır.
Quando tęm a sua Água potável, o seu desejo de distribuir a Água para o resto do país diminui substancialmente.
Kendileri güvenli suya kavuşur kavuşmaz, ülkenin kalan bölümü için su sağlama istekleri bir anda isteksizliğe dönüşür.
Quando os meus filhos tęm fome, nada tenho para lhes dar de comer.
Burada çocuklarım aç olduğu zaman onları besleyecek hiçbir şeyim yok.
Fazem-se promessas, as pessoas mudam-se, constroiem os projectos e, após um ano, as pessoas ainda năo tęm a sua terra e năo podem fazer nada.
Sözler verilir, insanlar yer değiştirir, proje gerçekleşir. ve aradan bir yıl geçse bile, insanlara söz verilen topraklar verilmez. Artık onların yapabilecekleri hiçbirşey yoktur.
Em nome do desenvolvimento, estas pessoas enfrentam destruiçăo, remoçăo, depravaçăo, porque as comunidades de Tikli tęm a melhor agricultura, horticultura, igrejas, mesquitas, monumentos culturais e tudo vai ficar debaixo de Água.
Gelişme adına, bu vadilerdeki insanlar yıkıma, yoksulluğa ve mahrumiyete mahkum edildiler. tarlaları, bahçeleri, tapınakları, camileri, kültür anıtları ve herşeyleri su altında kaldı.
Tęm o direito a utilizar a Água, como os outros donos da terra.
Su üzerinde, ancak burada yaşayanlar kadar hakkı var.
Tęm a autorizaçăo para utilizá-la, engarrafá-la e dizer que a Água é deles e vendę-la?
şişelemek, sahip olmak ve satmak mı demek?
Năo se pode fazer, năo tęm poderes para fazę-lo e ordenou-lhes para parar as bombas.
"Bu yapılamaz, bunu yapmak için gereken haklara sahip değilsiniz, pompalarınızı kapatın" dedi.
Por favor, junta-te a nós. ARTIGO 31 TODOS TĘM DIREITO Ŕ ÁGUA POTÁVEL E LIMPA
Madde 31 Herkesin, kendisi ve ailesinin yaşamını sürdürmek için temiz ve yeterli miktarda suya ulaşma hakkı vardır.
A primeira coisa que temos que fazer é conseguir uma legislaçăo federal para estabelecer um financiamento federal para melhorar a nossa antiga infra-estrutura. Mais de 2.4 milhőes de quilómetros de tubos em que a maioria tęm mais de 100 anos.
Öncelikle çoğu 100 yıllık olan ve eskimiş altyapımızın 2.5 milyon km'lik kısmını düzeltecek bir fon kurulması için kanun çıkartılması gerekmekte.
Mentem. Todas tęm a cabeça no traseiro, porque o amor é.
Hepinizin kafası kıçlarınızda,
Eles năo tęm escolha.
Bu insanlar yoksul, seçme şansları yok,
Estas pessoas săo pobres, năo tęm escolha, năo foram instruídos sobre estas implicaçőes.
Bu sürecin sonuçları hakkında bilgi verilmiyor.