Translate.vc / португальский → турецкий / Ulysses
Ulysses перевод на турецкий
207 параллельный перевод
Por mim, ele vai ter o pior cadastro de um cadete... ... desde Ulysses S. Grant.
Bence Ulysses S. Grant'ın zamanından beri gelen öğrencilerin en kötüsü.
Quanto ao seu cadastro... ... George Custer tem as piores notas e as piores reprimendas... ... de sempre, de todos os cadetes da academia, incluindo Ulysses Grant.
Karnesine gelince George Armstrong Custer Ulysses S. Grant dahil burada okumuş olan herkesten daha düşük not alıp en çok kusuru işledi.
Já que essas acusações só danificaram a sua administração... ... Ulysses S. Grant odeia o som do seu nome.
Suçlamaların onun yönetimini sarstığından Ulysses S. Grant senden nefret ediyor.
O jornal diz que a peça no Her Majesty é'Ulysses'.
Gazetelerde Kraliyet Tiyatrosu'nda Ulysses'in oynadığı yazıyor.
Phill Sheridan, William Tecumseh Sherman e ulisses Simpson Grant,
Phil Sheridan, William Tecumseh Sherman ve Ulysses Simpson Grant,
Ulysses S. Grant.
Ulysses S. Grant.
- De certeza que o Ulisses vem?
- Ulysses'in geldiginden emin misiniz?
Ulisses, Rei de Ítaca!
Ulysses, Ithaka Krali!
A guerra que planeamos é justa, Ulisses, é uma guerra de ataque defensivo.
Adil bir savas planliyoruz, Ulysses. Müdafaali bir hücum savasi.
Ulisses, que faz sentado?
Ulysses, neden oturuyorsun?
Ulisses.
Ulysses.
Ulisses tem razão.
Ulysses hakli.
O conselho sábio de Ulisses prevaleceu.
Ulysses'in uyanik plani etkili oldu.
Está a sonhar com o quê, Ulisses?
Ne hayaller kuruyorsun, Ulysses?
Muito bem, em nome do presidente dos Estados Unidos da América, Ulysses S. Grant, estão todos presos.
Pekala, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ulysses S. Grant adına, hepinizi tutukluyorum.
Disem que Ulisses voltou para Penélope, mas... pode ser que antes já tivesse se cansado de Penélope.
Denilene göre Ulysses Penelope'yi görmek için eve dönmüştü, ama belki de Ulysses Penelope'den fena halde sıkılmıştı.
que a Odisséia é a história de um homem cuja mulher já não o quer.
Ulysses'nin karısını sevdiği, ancak karısının onu sevmediği.
Acho que é tolice mudar o caráter de Ulisses.
Bence Ulysses'nin karakterini değiştirmek çok aptalca.
Ulisses levou dez anos para voltar para casa... porque não queria voltar.
Ulysses'nin evine dönmesi 10 yılını alır... çünkü istemez.
Ulisses não se apressa a voltar para casa em Ítaca, porque é infeliz com Penélope,
Ulysses evine, Ithaca'ya dönmek için acele etmez
Isso se pode justificar... pelo fato de que Ulisses havia dito a Penélope que cedesse e aceitasse os presentes.
Bunun böyle olduğu... Ulysses'nin Penelope'ye ; razı gelmesini ve hediyeleri kabul etmesini söylemesinden çıkarımlanabilir.
Deixou de querê-lo por causa de sua conduta... e lhe disse.
Ulysses'i bu tavrı yüzünden artık sevmez, ki kendisine de bunun böyle olduğunu demiştir zaten.
O primeiro olhar de Ulisses quando vê de novo sua terra natal.
Ulysses'in, vatanını tekrardan ilk olarak gördüğündeki bakışını.
E como Ulisses, ele continuou a viajar.
Ve Ulysses gibi, devamlı seyahat etmek zorundaydı.
Eu nunca quero deixar minha propriedade... como "o andarilho Ulisses."
Tıpkı "Amaçsız Ulysses" gibi olan şehrimi asla terk etmek istemedim.
Ah, Ulisses.
Ulysses ha?
Digam-lhes que eu sou Ulisses!
"Söyle onlara ben Ulysses'yim!"
"Tal como Ulisses, no dia em que abandonou Penélope..."
Ulysses'nin Penelope'u terk ettiği gün...
Reynolds e meu velho amigo, Ulysses Sam Grant.
Reynolds... Eski arkadaşım, Ulysses Sam Grant.
Após uma discussão com o seu general Ulysses S. Grant foi preso em 1862.
Üstü olan generalle anlaşamadığı için Ulysses S. Grant 1862'de... kısa bir süre için tutuklandı. O sırada kuzey ordusunun...
Após ter discutido com o seu Comandante, Ulysses S. Grant foi temporáriamente preso em 1862.
Üstüyle tartıştıktan sonra General Ulysses S. Grant... 1862'de kısa bir süre tutuklandı.
Isso é do Ulysses S. Grant.
Bu Ulysses S. Grant.
Você não tem de ler Ulysses para compreendê-lo.
Nereden geldiklerini anlamak için Ulysses okumana gerek yoktur.
A mais próxima é a Ulysses.
En yakın olanı Ulysses.
Tenente, transmita uma mensagem ao Capitão Entebe, na Ulysses.
Yüzbaşı, Ulysses Kaptanı Entebe'ye mesaj gönder. De ki...
Paga. 50 dólares, com a cara de Ulysses S. Grant.
Uçlan. 50 dolar. Ulysses S Grant.
Ele está a dizer que viajou pelos mares, tal como Homero e Ulisses antes dele. Aquele semblante carregado de Homero.
Tıpkı kendisinden önceki Homeros ve Ulysses gibi denizleri aştığını söylüyor.
Xena, porque é que não me mostraste isto quando estávamos no barco do Ulisses?
Zeyna, neden bunu bana Ulysses'in gemisindeyken göstermedin?
Ulisses... obrigado pela ajuda.
- Ulysses. Yardım için teşekkürler.
Estes tipos não gostam muito de ti, Ulisses.
- Bu adamlar senden çok fazla hoşlanmıyorlar, Ulysses.
És esse Ulisses?
- Ithaca. Sen o Ulysses misin?
O que tens contra o Ulisses, Poseidon? Ele cegou o meu filho, Polifemo.
- Ulysses'e karşı neyin var, Poseidon ( Deniz Tanrısı )?
Ulisses, não faças com que esta mulher morra por uma causa perdida.
Ulysses, bu kadının kaybedilmiş bir davada ölmesine izin verme.
Ulisses... há algo que deverias de saber.
- Ulysses... bilmen gereken birşey var. Truva'da...
Vais encontrar o amor outra vez, Ulisses.
- Yeniden aşkı bulacaksın, Ulysses.
Ulisses, não!
Ulysses, hayır!
Prepara-te para morrer, Ulisses!
Ölmeye hazırlan, Ulysses!
O Ulisses está a aproximar-se.
Ulysses yaklaşıyor.
Pensa em qualquer coisa, Ulisses... tipo...
Başka birşeyi düşün, Ulysses.
Ulisses, o que estás a fazer?
Ulysses... ne yapıyorsun? Ulysses!
É o combate contra os deuses, o combate de Ulisses
Prometheus ve Ulysses'nin savaşı.