Translate.vc / португальский → турецкий / Ver
Ver перевод на турецкий
351,636 параллельный перевод
Estou surpreendido em ver-te.
Seni gördüğüme şaşırdım. Niye?
Já viste tudo que precisavas de ver?
Görmen gereken her şeyi gördün mü?
Vamos ver se é verdade.
Doğru muymuş bakalım.
Rezo aos Deuses para te voltar a ver a ti e a eles.
Seni ve onları tekrar görmek için tanrılara dua ediyorum.
Todos iremos voltar a ver-te.
Hepimiz tekrar görüşeceğiz.
Isto não tem nada a ver com Deus!
Bunun Tanrı'yla hiçbir ilgisi yok!
Tem a ver convosco. E comigo.
Bu seninle ilgili ve benimle.
Ragnar ajudou-me a ver isso.
* Ragnar helped me to see it.
Você viu o que queria ver.
* You saw what you wanted to see.
Podemos esperar ver-nos livres destes pagãos facilmente?
Bu kâfirlerden kolayca kurtulacağımızı düşünemez miyiz?
Infelizmente, não vou estar aqui para ver esta nova colonização crescer e prevalecer.
Ne yazık ki burada kalıp bu yeni yerleşkenin büyüyüp, geliştiğini göremeyeceğim.
Quero ver o Mediterrâneo.
Akdeniz'i görmek istiyorum.
Isto não tem nada a ver contigo!
Bu seni ilgilendirmez!
- Relatório.
- Rapor ver.
- Precisas ver por ti mesmo.
- Bunu kendiniz görmeniz gerekiyor.
- E o fato de que ela é boazona, não tem nada a ver com isso.
Onun seksi olmasının bununla hiçbir ilgisi yok.
- Consuela, dá-me esse bolo!
Consuela, ver bana şu pastayı! Ben de gitsem iyi olacak.
Queres vir ver?
Gelip görmek ister misin?
Mas como pode ver, Sou sempre vitorioso.
Ama gördüğün gibi galip olan her zaman benim.
Nós viemos para ver como estavas.
Kontrol etmeye gelmiştik.
Deixa-me acalmar a tua mente. - Não!
- Zihnini sakinleştirmeme izin ver.
Se precisares de falar Deixa-nos ajudar-te.
Eğer konuşmaya ihtiyacın varsa yardım etmemize izin ver.
Nós podemos ver isso. - São os para mim?
Evet, bunu görebiliyoruz.
A ver com o que descobrimos esta noite, todos nós precisamos de ser extra vigilantes e não correr nenhum risco.
Bu gece yaşadığımız şeyle birlikte artık hepimizin daha tetikte ve risk altına girmemesine ihtiyacımız var.
Eu posso ver por que o queres vê-lo morto.
Neden onu öldürmek istediğini anlıyorum.
Eu estava destinado, tu não podes ver?
Bu benim kaderimdi, göremediniz mi?
Não quero voltar de casa da Rachel e ver Green Gables em cinzas.
Rachel'dan döndüğümde evi yanmış bir harabe olarak bulmak istemiyorum.
Estou a ver o que têm em mãos.
Neyle karşı karşıya olduğunuzu görüyorum.
Estou a ver qual é o problema.
Sorunun ne olduğunu anladım.
Sim, estou a ver.
Evet, gerçekten anladım.
Vais ao celeiro ver se há que fazer?
Ahıra gidip yapılması gereken bir şey var mı diye bakar mısın?
- Encostem a escada!
- Andrews'a ver! Merdiven!
O pão nosso de cada dia nos dá hoje.
Bize yine günlük ekmeğimizi ver ve günahlarımızı bağışla
Vou ver-te em breve, está bem?
Yakında ziyarete gelirim olur mu?
Podes ver o Gilbert.
Gilbert'ı görürsün.
Quando me virar, quero ver os compêndios abertos.
Arkamı döndüğümde kitaplarınız açılmış olsa iyi olur.
Se vires alguém com ar suspeito a rondar o jardim, dá-lhe de comer.
Bahçende meyvelerle beslenen şüpheli bir tip görürsen lütfen ona biraz yemek ver.
- Deseja ver modelos de vestidos?
- Modellerimize bakmak ister misiniz?
Permite-me.
Lütfen izin ver.
Quantos berlindes têm?
Ver. Sizde kaç bilye kaldı?
Foi bom ver-te.
Seni gördüğüme sevindim.
Como pode ver, é uma situação lamentável.
Gördüğün üzere, bu utanç verici bir sahne.
Diz-lhe que tive pena de não o ver.
Lütfen bugün onu göremediğime üzüldüğümü söyle.
- Não está, foi ver o Ministro.
- Evde değil. Vali'ye gitti.
Foram todos a Charlottetown ver o Primeiro-Ministro.
Herkes Charlottetown'a Vali'yi görmeye gitti.
Posso ver a sua maravilhosa e extraordinária Ana?
Senin o muhteşem, yetenekli Anne'ini görebilir miyim?
Até a tia Josephine te quer ver, e ela não gosta de ninguém.
Josephine teyze bile seni görmek istiyor. Üstelik o kimseyi sevmez.
Saiba que o que acabou de ouvir não tem nada que ver com romance.
Şunu söylemek istiyorum. Biraz önce duyduğunuz şeyin aşkla ilgisi yok.
Por favor, diz que "sim".
Lütfen aşkım, lütfen bir cevap ver.
- Estás a ver.
- İzliyorsun.
Bem, então tens de ir dizer "olá".
- Git bir selam ver madem.