Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / португальский → турецкий / Vlad

Vlad перевод на турецкий

399 параллельный перевод
- Bom dia, Vlad.
- Günaydın Vlad.
Vlad, este e o tio da Lúcia, Sal.
Vlad, bu Lucia'nın amcası Sal.
Vá lá, já cá estamos.
Hadi Vlad, geldik artık.
Lar de Vlad, o Empalador, também conhecido por... Drácula.
Kazıklı Voyvoda'nın, namı diğer Drakula'nın evi.
Muitos historiadores tentaram encontrar o túmulo não identificado onde Vlad Tepes alegadamente repousa.
Birçok tarihçi, Vlad Tepeş'in yattığı söylenen kayıp mezarı bulmaya çalıştı.
Mas Bram Stoker não se baseou em Vlad, o Empalador?
Bram Stoker'ın Drakula karakterinin Kazıklı Voyvoda'ya dayandığını sanırdım.
Mas por que razão, se não há relatos de que Vlad bebia sangue, é que o Drácula de Stoker consome sangue e parece mais jovem após o fazer?
Voyvoda'nın kan içtiğini söyleyen hiçbir şey yokken, Stoker'ın Drakula'sı neden kan içiyor ve kan içtikten sonra neden gençleşiyor?
A arma com que terão matado Vlad, o Empalador, isto é, o estupor do Drácula.
Kazıklı Voyvoda'yı, namı diğer Drakula'yı öldürdüğü söylenen kazık.
Sou o Príncipe Vlad de Sachait.
Sachaid'li Prens Vlad'ım.
Dou-me bem com Vlad.
- Vlad. Bu güzel, onu severim, çok güzel.
Não vai ter uma segunda oportunidade.
- Vlad. - Başka fırsatımız olmayabilir.
É descendente de Vlad Tepes, o primeiro Drácula? - Tepes?
Siz ilk drakula vlad tepes soyundanmısınız?
Vi o Vlad no lugar onde se vende peixe graúdo.
Büyük balıkları sattıkları yerde Vlad'a rastladım.
- Vlad.
- Vlad.
Imagina, Vlad, acabaram-se as falsificaçöes e roubos.
Artık sahte, çalıntı mallarla uğraşmak yok.
Nós encontramo-la.
Onu bulacağız, Vlad.
Vlad, vês o mesmo que eu?
- Gördüğümü sen de görüyor musun?
Vlad, Vlad, bilhetes.
Biletler.
Tive uma ideia, Vlad.
Bir fikrim var.
- Vlad está ocupado.
- Vlad'ın işi var.
Vlad, pára de falar nela.
Vlad'ın sevgilisi.
Vlad, que fizeste?
Vlad, bunu nasıl yaparsın?
- Vlad. Vlad.
- Vlad.
Ela é a verdadeira, Vlad.
Bu kız gerçek Prenses.
Adeus, Vlad.
Hoşça kal, Vlad.
Dimitri está chateado.
Dimitri memnun değil. Bunu duyduğuma üzüldüm, Vlad.
Está com tempo livre demais.
Çok boş vaktin var, Vlad.
Calma, Vlad, só estamos a brincar.
Rahatla, Vlad. Dalga geçiyoruz.
Não acredito que se está a preocupar com a mercadoria.
Vlad, şimdi malları düşündüğüne inanamıyorum.
Não sou eu que acabo de voltar à vida, Vlad.
Az evvel diğer tarafa giden ben değilim, Vlad.
Vlad, pense nisto.
Vlad, bir düşün.
- Está a dizer a verdade?
- Bana gerçeği mi söylüyorsun, Vlad?
Dias se passaram desde que socorri Vlad... e só pensava na falta que me fazia ser médico.
Vladimir'i tekrar bir araya getirmemin üzerinden günler geçmişti ve bu sefer doktor olmayı ne kadar çok özlediğimi düşünmediğim tek bir saat bile geçirmemiştim.
Por falar nisso, o trabalho que fez em Vlad ficou óptimo.
Bu arada Vlad için yaptıkların çok iyiydi.
Vi o Vlad no lugar onde se vende peixe graúdo.
O büyük balık satılan yerde Vlad'ı gördüm.
- Coronel? - Vlad.
Albay?
O seu marido ciumento queixou-se ao Califa, que me nomeou embaixador para a terra dos Tossuk Vlad, um país muito ao Norte.
Kıskanç kocası Halifeye şikayet etti... O da beni elçi yaptı Tossuk Vlad ülkesine- - bir ülke ki Kuzeyin ötesinde.
Ná época, eles eram como Átila, o Huno... Genghis Khan e Vlad, o Empalador, todos juntos.
O zamanlar onlar Atilla, Cengiz Han ve Kazıklı Voyvoda'nın birleşimi gibiydiler.
Willow, tu e a Tara descubram tudo o que podem acerca da lenda do Vlad o Impalador na Internet e eu vou consultar a biblioteca.
Willow, sen Tara'yla birlikte Internet'ten Kazıklı Voyvoda hakkındaki her şeyi araştır. Ben kütüphaneye bakacağım.
A história de Vlad o Empalador é treta.
O Kazıklı Vlad hikayesi palavra.
Eu sei que há coisas que parecem impossiveis e, contudo, a maldição do túmulo do Tutankhamon, por exemplo, a realidade do Drácula e o Vlad, o Empalador...
Bakın, inanılması güç bir şey oldu. Lanet gibi. Yada Dracula'nın gerçekliği gibi.
Vlad, mostra-me as modificações.
Vlad, bana modifikasyonları göster.
Vlad, a palavra "ergonomia" diz-te algo?
Vlad, "ergonometri" sözcüğü sence ne demek?
Ele referia-se ao sistema de segurança, Vlad.
Bu bir çeşit güvenlik sistemi mi Vlad?
- Boa escolha, Vlad. O sistema de segurança funciona como?
Şu kontrol sistemi nasıl çalışıyor adamım?
- Olá. Eu sou o Vlad.
- Merhaba ben Vlad.
- Então para que nos contactou?
- Selam Paul... - Aramızda bir anlaşma yapalım mı Vlad?
O sistema do Vlad só pode ser torneado pelo sistema do Vlad!
- Sen. - Evet ben. Bu sistemin sorumluluğu tümüyle bana ait.
- É espantoso, Vlad.
- Heyecan verici. işe yarayacak mı?
Lamento, Vlad.
Bize yolladığın son mallar için ne diyeceksin?
Não precisa falsar inglês, Vlad.
Bu gece İngilizceye gerek yok Vlad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]