Translate.vc / португальский → турецкий / Vêz
Vêz перевод на турецкий
22 параллельный перевод
Façam as vossas apostas. Vês. É optimo ser a número 1 outra vêz.
Yine bir numara olmak harika.
Dessa vêz vocês precisam.
Bu sefer buna mecbursunuz.
Pela primeira vêz na minha vida vi onde vivemos.
Hayatımda ilk defa nerede yaşadığımı görüyorum.
Até que enfim posso para de pensar, por uma vêz na vida.
En azından, hayatımda bir kez düşünmeyi bırakmalıyım.
Mas você, Fernão, aprendeu tanto numa única vêz que não precisou atravessar mais 100 vidas para alcançar esta.
Ama sen Jonathan, sen bir yaşamda öylesine çok şey öğrendin ki buraya ulaşabilmek için binlerce yaşamdan geçmek zorunda kalmadın.
Alguma vêz já se sentiu mais vivo?
Daha önce hiç daha canlı hissettiğin oldu mu?
Uma de cada vêz ou as três ao mesmo tempo?
Ayrı ayrı mı, hep beraber mi kullandılar?
E podes reave-lo em vêz de a mim
Ve benim yerime onu geri alabilirsiniz.
Desta vêz terei a certeza que ficas morto.
- Bu sefer öldüğünden emin olacağım.
Maravilha. Tu não vêz nada?
Hiçbir şey görmedim.
Tu estás com a Jamie, eu posso ir pra Paris na tua vêz.
- Sen Jamie ile takılmak istiyorsan, neden Paris'e senin yerine gitmeyeyim?
A primeira vêz que percebi, foi quando levei seu presente de aniversário na sua casa.
İlk kez senin evine doğum günü hediyeni getirdiğim zaman hissettim.
Diz que você não informou seu desaparecimento após uma semana porque de vêz em quando ela ficava dias no trabalho.
Bir hafta boyunca kaybolduğunu bildirmediğin yazıyor. Çünkü günlerce iş yerinde kaldığı oluyordu.
Diz-lhe que a vêz no próximo mês.
Gelecek ay görüşelim de ona.
Deram-me forte na última vêz no Vietnam.
Vietnam'daki son seferimde sağlam sikildim.
Em honra da minha mãe, que fazia tarte de maçã, em vêz de bolo de aniversário a minha mãe fazia tarte de maçã.
Çünkü annem bana turta alıyor, doğum günümde turta alıyor. Bir turta yerine, Marvin...
Uma vêz derramei...
Az kalsın sikimi yakıyordum ya.
Olá, outra vêz.
Tekrar hoş geldin.
Se alguma vêz tiver uma filha... desejava que fosse como tu.
Sana bir şey söyleyeceğim. Eğer bir kızım olsaydı tıpkı senin gibi olmasını isterdim.
escutei da primeira vêz.
İlk sorduğunda da duydum.
Ainda bem que é assim que me vêz.
Durumu böyle görmen güzel.
Mostra-me outra vêz.
Kafam karıştı.