Translate.vc / португальский → турецкий / Waits
Waits перевод на турецкий
57 параллельный перевод
# # E o vosso barco espera junto ao cais
# # And your boat waits down by the quay
Agora lembrem-se : Somos os Waits, pessoas do campo.
Şunu da hatırlayın ; biz çiftçi Waits'leriz.
Indica o caminho, agricultor Waits.
Devam et çiftçi Waits.
A bela Holly Waits ou os teus miudinhos pequenos.
Güzeller güzeli Holly Waits veya küçük şirin dostların.
- Escute, sr. Waits.
- Dinleyin bay Waits.
- Escute, sr Waits!
- Dinleyin bay Waits!
Que prazer em revê-lo, sr Waits.
Sizi tekrar görmek ne büyük zevk bay Waits.
Podes ficar na pista de dança a ouvir o Tom Waits, com um borrachinho qualquer a olhar-te tão fixamente, que nem repararás que a Paris e o Tristin acabaram de ser devorados por ursos.
Dans pistinde dikileceksin. Gözlerini senden ayırmayan... bir çocukla Tom Waits'i dinleyeceksin. Öyle ki Paris ve Tristin'i ayılar yese bile fark etmeyeceksin.
- Um Tom Waits jovem?
- Genç bir Tom Waits.
- Tom Waits.
- Tom Waits.
Bom... tenho "The Doors", seu primeiro disco "Morrison Hotel", Alguns de Dylan, Tom Waits, e claro "The Boss".
Evet... "The Doors" ilk albümleri, "Morrison Hotel", bir kaç Dylan, Tom Waits, ve elbette "The Boss".
Eu não... Há uma canção do Tom Waits.
Pardon.
"Se te afastares o suficiente, estarás de regresso a casa."
Bir Tom Waits şarkısı vardır :
Desires are less in life. Time has stopped such that.. .. it seems as if it waits for you.
Zaman, senin gelmeni beklercesine durmuş gibi görünüyor.
The rain is a little less wet. Time has stopped such that.. .. it seems as if it waits for you.
Zaman, senin gelmeni beklercesine durmuş gibi görünüyor.
Dylan, o Tom Waits está aqui para o ver.
- Bay Dylan, Tom sizi görmeye geldi.
I know someone who waits to kill you.
Seni öldürmek isteyen birini tanıyorum.
Tu e o pretenso Tom Waits já curtiram ou quê?
Tom Waits özentisiyle takıldınız mı hiç?
E além disso a Caroline é bem mais sensual que a voz na minha cabeça que parece o Tom Waits a dizer-me que sou um falhado e fico mal de chapéu.
Ayrıca, Caroline kafamdaki Tom Waits'in sesine benzeyen ve bana başarısız ve şapka takınca kötü gözüktüğümü söyleyen sesten daha seksi.
Eu sei que não queres ficar sozinho, mas eu vou estar lá e vou dizer à voz do Tom Waits na tua cabeça para se calar.
Yalnız kalmak istemediğini biliyorum. Fakat ben senin yanında olacağım ve kafanın içindeki Tom Waits sesine çenesini kapatmasını söyleyeceğim.
T-Shirt do Tom Wades...
Tom Waits tişörtü.
Adoro o Tom Wades.
Çünkü Tom Waits'e bayılırım.
Callum Waits, condenado por posse de narcóticos, com intenção de distribuição e produção.
Callum Waits... İki defa uyuşturucu dağıtma ve üretme amacıyla uyuşturucu bulundurmaktan hapse mahkum edilmiş.
- Callum Waits usa chapéu...
- Callum Waits her zaman fötr şapkası takar.
Callum Waits usa o que eu mando ele usar.
Callum Waits ona ne dersem onu takar.
- Pensava que era Callum Waits.
Adın Callum Waits sanıyordum.
- Sim. Callum Randolph Waits.
Callum Randolph Waits, evet.
Tenex, Tycom-X, ITS, Waits, Tops-20, etc., etc., simultaneamente.
Tenex, Tycom-X, ITS, Waits, Tops-20 vesaire vesaire, hem de hepsini aynı anda.
Um dos primeiros espetáculos que organizei no meu primeiro ano de produtor foi... o Tom Waits, que não tinha absolutamente nada a ver com música country ou com Austin.
Yapımcı olarak ilk yılımda hazırladığım ilk programlardan biri Tom Waits'ti. Country müzikle ya da Austin'le hiçbir alakası olmayan biri.
O Tom Waits foi uma espécie de mudança... noutra direção para o programa.
Tom Waits, programın aldığı yeni yönde önemli bir adımdı.
Um espetáculo do Tom Waits com 40 anos.
40 yıl sonra hâlâ Tom Waits konseri.
- Estava cá para o Tom Waits e assim?
Herkes. - Tom Waits geldiğinde de bu mu vardı?
- De certeza que sim.
Tom Waits de bunu çalmıştır.
Senhor Waits... Vamos acusá-lo de homicídio.
Bay Waits, cinayetle suçlanacaksınız.
A sua carrinha foi apreendida como prova e está acusado de homicídio Sr. Waits.
Kamyonetinize kanıt olarak el konuldu ve cinayetle suçlanıyorsunuz, Bay Waits.
Segundo os investigadores, ADN de um número indeterminado de outras...
Dedektiflere göre, sayısı belli olmayan birkaç cesetten alınan DNA'ların... Waits.
A polícia ainda não confirmou se o homem... Raynard Waits, é suspeito de ser um serial killer.
Polis, Raynard Waits adlı şahsın olası bir seri katil olup olmadığı konusunda yorum yapmıyor.
Daqui em diante será cada vez pior, Sr. Waits.
İşler bu noktadan sonra daha da kötüye gidiyor, Bay Waits.
Precisa do Sr. Waits para descobrir onde estão enterrados os outros corpos.
Bay Waits'in cesetlerin nereye gömüldüğünü söylemesine ihtiyacınız var.
- Raynard Waits.
- Raynard Waits.
O nome Raynard Waits diz-lhe alguma coisa?
Raynard Waits ismi tanıdık geliyor mu?
Waits confessou o homicídio.
Waits onu öldürdüğünü itiraf etti.
Encontramos pelo menos sete perfis de ADN na carrinha do Waits...
Waits'in aracında en az yedi DNA profili bulduk.
Interrogue o Waits.
- Waits'i sorgulayın.
Temos uma testemunha que julga tê-lo visto a entrar numa carrinha acinzentada com um tipo que, mais ou menos podia ser o Waits, talvez.
Maktulü, grimsi bir kamyonete, az buçuk Waits'e benzeme ihtimali olan biriyle girerken görmüş olabileceğini söyleyen bir tanığımız var.
Waits vive em Hollywood, apanho o Gutierrez em Hollywood, mas é preso em Echo Park.
Waits, Hollywood'da yaşıyor, Gutierrez'i de Hollywood'dan alıyor ama gidip Echo Park'ta yakalanıyor.
Não há nada sobre o Waits antes de 94 altura em que abre um negócio.
94 senesinde işe başlamadan önce Waits'e dair hiçbir belge yok.
O'Shea planeia concorrer a presidente da câmara, portanto este caso do Waits...
O'Shea belediye başkanlığına oynamayı düşünüyor. Bu yüzden, Waits davası resmen siyasi Viagra onun için.
Pensa que o Waits está a contar a verdade... sobre ter matado miúdo?
Sence Waitsi şu oğlanın cinayeti konusunda doğruyu mu söylüyo?
- E porque iria o Waits mentir?
- Waits neden yalan söylesin? - Bilmiyorum.
Raynard Waits.
Raynard Waits.