Translate.vc / португальский → турецкий / Yorker
Yorker перевод на турецкий
222 параллельный перевод
Music Hall, ou ao terraço do New Yorker, talvez.
Music Hall binasına, belki de New Yorker sahnesine.
Li três das tuas histórias - duas no New Yorker e uma naquela revistazinha esquisita.
Hikayelerinden üçünü okudum... İkisini The New Yorker'da, diğerini de eğlenceli küçük bir dergide.
- Ela vem ai. - Obrigado. - A rodar.
Walter, New Yorker övgüyle bahsetmiş.
Comprei aquela camisa que vinha no New Yorker.
New Yorker'daki gömleği aldım.
A "New Yorker".
New Yorker.
Toda a gente no New Yorker tem de saber quantas vezes fazemos amor?
Buradaki herkes cinsel ilişki sıklığımızı bilmek zorunda mı?
Devem-se ter encontrado por anúncio na secção de livros do New Yorker.
New York Kitap İncelemeleri İlanları'ndan tanışmış olabilirler.
Está lá fora gente do New Yorker!
Dışarıda New Yorker dergisinden insanlar var!
De facto estava a pensar se poderia pagar a conta com um artigo no New Yorker?
Aslına bakarsan Daphne, hesabımla New Yorker'da çıkacak... harika bir yazıyla değişir misin diyecektim.
O New Yorker disse que a minha enfermeira em Romeu e Julieta foi a melhor desde Edith Evans.
New Yorker'a göre Romeo ve Juliet'te dadı rolünü Edith Evans'tan beri en iyi oynayanım.
Tem variação de lançamento, o "chinês", e uma bola muito rápida que se torna uma bola de ressalto.
Hafif falsodaki ustalığı, kendi "China man" vuruşu, hele de "yorker" a gönderilecek iyi bir topla buluştuğunda?
Foi noticiado por Daniel Lang na revista The New Yorkerem 1969.
İlk kez 1969'da The New Yorker dergisinde Daniel Lang yazdı.
"Chicago Tribune", "New Yorker"!
Yazıyor! Yazıyor!
Prometo-vos, concidadãos nova-iorquinos, que o Pres. da Câmara Giuliani tudo fará para libertar a cidade deste iogurte sem gordura, falsificado.
Gene söz veriyorum, sevgili New Yorker halkı Başkan Giuliani elimden gelen herşeyi yapıp bu şehiri yağsız diye lanse edilip, yağlı olan yoğurtlardan temizleyeceğim.
Vamos arrumar duma vez com a merda da Vanity Fair e o meu amigo no New Yorker diz que a Tina se está a borrar toda.
Vanity Fair'i battığı çamurdan çıkaracağız hayatım. The New Yorker'daki arkadaşım Tina'nın korkudan altına yaptığını söyledi.
Vão dizimar a população. Estou a citar "The New Yorker".
Herkesi öldürecekler. "New Yorker" gazetesinden alıntı yapıyorum.
A The New Yorker tem poesia.
New Yorker'da var şiir.
Sim, a The New Yorker.
Doğru ya, New Yorker.
Encomendamos os bifes pelo New Yorker.
Bifteklerimizi New Yorker'den sipariş ediyoruz.
Uma rejeição das assinaturas do "The New Yorker".
New Yorker üyelik bölümünden ret mektubu.
Com o The New Yorker.
Son günlerde hiç görmüyorum.
Quando eu tinha 20 anos, trabalhando na "New Yorker", eu passava um dia todo trabalhando numa frase.
Ben 20 yaşında, New Yorker'da çalışırken koca bir günümü, tek cümle üzerinde çalışarak geçirirdim.
Olha para esta banda desenhada no The New Yorker.
New Yorker'daki şu karikatüre baksana.
Aposto que consigo entrar, se disser que sou do The New Yorker.
New Yorker'dan olduğumu söylediğim de gireceğime bahse varım.
- Do The New Yorker?
- New Yorker mı?
- Sim, do The New Yorker.
- Evet. New Yorker.
Passei a noite em branco, mas consegui desenhar algo fabuloso para o New Yorker.
Bütün gece ayakta kalmam gerekti ama sonunda harika bir New Yorker karikatürü oldu.
O The New Yorker.
New Yorker.
É o último número do The New Yorker.
New Yorker'ın yeni sayısından.
"O The New Yorker anda a roubar as minhas ideias."
"New Yorker benim fikirlerimi çalışyor."
Apanhou um táxi para uma zona da cidade nunca referida no'New Yorker'.
Taksiye atladı ve New York'un adı hiç anılmayan bir yerine gitti.
Continuava céptica e já lera todas as "New Yorker" na sala de espera.
Hala kararsızdım ve bekleme odasındaki bütün New Yorker dergilerini okumuştum.
Essa "New Yorker" é do ano passado.
O geçen yılın New Yorker'ı.
Publicado na New Yorker e escrito por...
New Yorker dergisinde yayınlanmış. Yazarı da...
"Mantém este aqui porque foi publicado na New Yorker."
"Bunu kendine sakla çünkü New Yorker onu bastı" demen yeterliydi.
Nikola Tesla, inventor da bobina de Tesla, o motor de indução e centenas de outros aparelhos elétricos morreu a noite passada na sua suíte no Hotel New Yorker.
Tesla bobini, endüksiyon motoru ve daha yüzlerce elektrik aletinin mucidi Nikola Tesla, dün gece New Yorker Oteli'ndeki süitinde hayata veda etti.
Devia escrever para o New Yorker e ser pago para ter graça.
Muhtemelen, "New Yorker" dergisinde yazar olurdum. Esprilerim için para alıyor olurdum.
Vi o Regis Philbin, a Madonna e todos os redactores despedidos do "New Yorker". - Obrigada.
Regis Philbin, Madonna ve New York'un kovulan bütün yazı işleri müdürleri oradaydı.
Ok, o "New Yorker" adora-nos.
Tamam, New Yorker bizi seviyor.
O New Yorker.
New Yorker.
Aqui tens chiclete, água, o New Yorker e fio dental.
İşte sakızın, gazozun, New Yorker'ın ve diş ipin.
Trouxe o The New Yorker.
Aslında New Yorker'ı getirdim.
Emite um aviso para o Marvin e o Chrysler New Yorker da tia dele.
Marvin ve Mary Teyze'nin mavi Chrysler'i için tutuklama emri çıkartın.
Localizámos um Taurus azul e um Chrysler New Yorker na entrada de uma quinta a cerca de 800 metros para Sul.
Yolun 1 km aşağısındaki çiftlik evinin önünde mavi Taurus ve bir Chrysler New Yorker'ın park edilmiş olduğunu tespit ettik.
Nessa noite, a Miranda baixou a guarda com o Doug, um "cartoonista" de N.I.
O gece Miranda, New Yorker'da karikatürist olan Doug'la sınırlarını kaldırmaya karar verdi.
A escrita é típica do New Yorker e gostava de me manter fiel a ela.
Harika bir New Yorker çalışması. Kitaba sadık kalmak istedim.
Revista New Yorker, Três Anos Antes "John Laroche é um tipo alto, magro como um cipó, " de olhos claros, ombros caídos e muito bem-parecido,
John Laroche uzun bir adam, sopa kadar zayıf donuk bakışlı, düşük omuzlu ön dişleri olmamasına rağmen yakışıklı.
" Fui à Florida há dois anos escrever um artigo para o New Yorker,
İki yıl önce New Yorker dergisine bir hikâye yazmak için Florida'ya gittim.
Chamo-me Susan Orleães.
Ben Susan Orlean. New Yorker'da yazarım.
Walter, a New Yorker disse bem do filme.
- Adı ne dedin?
Pai, não devias ter comido o arenque.
New Yorker'la yelpazele.