Translate.vc / португальский → турецкий / Zona
Zona перевод на турецкий
11,728 параллельный перевод
Sem electricidade durante três horas na zona este, devido a linhas hídricas caídas e a polícia dá conta de 200 acidentes.
Merkez ilçenin doğu kesimlerine üç saattir elektrik verilemiyor. Polisin verdiği bilgiye göre en azından 200 kaza gerçekleşti.
Cada um destes mísseis consegue atingir Washington, D.C., o Canal do Panamá, o Cabo Canaveral, a Cidade do México, ou qualquer outra cidade na zona sudoeste dos Estados Unidos.
Her füze Washington DC'yi, Panama kanalını, Cape Canaveral'ı Meksika Şehrini ya da Birleşik Devletler'in güney doğusundaki herhangi bir şehri vurabilecek kapasiteye sahip.
Qual é a zona?
Nerenin?
Os helicópteros da Polícia cercam a zona.
Polis helikopterleri bölgeyi tarıyor.
Zona Nove.
Bölge 9.
Não há ninguém na zona.
Kimsecikler yok.
- Podiamos ir a um sitio na zona antiga da cidade.
- İstersen ünlü bir yere gidebiliriz.
Moramos na mesma zona.
Aynı bölgede yaşıyoruz.
Esta é a zona, espalhem-se.
Bölge burası, dağılın.
Sim, parece uma zona de guerra.
Şu anda eve bomba düşmüş gibi.
Basicamente controlou a venda da droga zona após zona.
Blok blok giderek tüm uyuşturucu ticaretini eline aldı.
Mas não nesta zona.
Ama burada değil. Şehir dışında.
Temos um avião de passageiros na zona norte do rio.
Nehrin kuzeyinde bir yolcu uçağı var.
Procurem todas as instalações do MI6 na zona.
O bölgedeki tüm MI-6 yerleşimlerine bakın.
Quanto mais cedo acabarmos com isto, mais possibilidades temos de impedir que Londres se torne numa zona de guerra aberta.
Buna ne kadar çabuk son verirsek Londra'nın savaş alanına dönmesini engellemekte o kadar çok şansımız olur.
Não pode estar nesta zona.
Bu bölgeye giremezsin.
Eu e a Muriel fomos evacuadas para a zona rural mas não aguentávamos o tédio.
Muriel ve ben kırsal kesime götürüldük ancak ben can sıkıntısına dayanamadım.
Eles levam os brinquedos para a zona de jogos. É aí que eles entregam os brinquedos.
Ve sonra bölgede ki çoçukların oyuncak oynadığı, oyun mağazasına götürüyor.
A polícia não verificará uma zona de jogo.
Polis hiç bir zaman bu alanı kontrol etmiyor.
Os sapatos são entregues na porta dos fundos da zona de jogo.
Bu ayakkabılar tekrar oyun mağazasına teslim edilir.
Há 18 meses atrás, a operação militar especial Gina Thorn, deixou uma zona de guerra no Afeganistão, para ofercer assistência humanitária no Camboja.
18 ay önce özel kuvvetler çalışanı Gina Thornton insanı yardım götürmek amacıyla Afganistan'daki savaş bölgesinden Kamboçya'ya gitti.
Tu gostas de ficar dentro da tua zona de conforto. Está bem.
Sense rahatlığından taviz vermek istemiyorsun, sorun değil.
Quando estiver em zona de guerra com os meus homens, não irá distraí-los de nenhuma forma, entendido?
Adamlarımla birlikte üssün dışındayken dikkatlerini dağıtmayacaksınız, anlaşıldı mı?
Aquilo era uma zona de homens, Kim!
Orası erkek parkıydı, Kim!
O seu novo livro, "Zona de Conflito"
Yeni kitabı Çatışma Bölgesi
Desculpe, não é a minha zona.
Pardon, burası benim bölgem değil.
A minha zona, vendes revistas.
Benim bölgemde dergi satıyordun.
Ainda não localizámos a morada de origem do sinal, mas vem da zona de Highgate, no norte de Londres, e a informação diz respeito às actividades das redes do SOE em França.
Sinyalin adresini henüz tespit etmedik ama Londra'nın kuzeyinden, Highgate bölgesinden geliyor ve istihbarat Fransa'daki Özel Operasyon İdaresi birimlerinin eylemlerini ilgilendiriyor.
Os problemas parecem estar ligados ao surto de energia catastrófica que paralisou o trânsito na zona.
Sorunlar yetkililerin yıkıcı güç dalgalanması dediği olguyla bağlantılı görünüyor. Bu da bölgedeki trafiği felce uğratıyor.
Essa é a zona de lazer.
Burası da ortak alan.
Na teoria, pode ser uma antiga zona de serviço, deixada de fora do mapa do Projeto.
Teorik olarak, proje haritasına alınmamış eski bir hizmet alanı olabilir.
- Estamos na zona de salpicos.
Sıçrama bölgesindeyiz.
- É uma zona muito bonita.
- Çok güzel bir bölge.
É uma zona de guerra.
Bir savaş bölgesine.
E um objecto desfocado entra na zona de ataque.
Bulanık bir nesne çatışma alanına yaklaşıyordu.
Ouçam, há aqui uma zona onde podemos ter privacidade, conversar.
Bakın, şurada boş masa var. Biraz özelden konuşabiliriz.
Para a semana que vem, vou fazer uma remodelação num negócio aqui da zona.
Gelecek hafta, yerel bir işletmeyi yeniden düzenleyeceğim.
Aqui é a zona concessionada.
Burası yiyecek-içecek bölümü.
Ia da zona sul de Manhattan, onde cumpria prisão perpétua...
Ömür boyu hapse mahkum olduğu Manhattan'dan sevk ediliyordu...
Tomar conta de uma zona da cidade.
Şehirde kendi bölgemizi kurabiliriz.
- É uma zona de acesso restrito.
- Bu yasak bölge.
Desliguei a unidade e as comunicações assim que fugimos da zona de destroços.
Enkaz alanını temizler temizlemez sürücüyü ve uydu vericisini kapattım.
Acho que está mesmo fora da zona de bloqueio.
Sanırım sinyal bozucunun kapsamı dışında kalıyor.
MINA DE ASTERÓIDES ABANDONADA ZONA DE COMÉRCIO MARCIANA NO CINTURÃO
Terk Edilmiş Asteroit Maden Ocağı, Mars Ticaret Bölgesi
Mas agora... Não passarão através da zona restrita no vosso regresso a casa, bosmain.
Eve giderken yasak bölgeden öylece geçip gitmeyeceksiniz ahbap!
AGRICULTURA COLECTIVA, MONTANA ZONA DE COMÉRCIO AMERICANA
Tarım Topluluğu Montana, Kuzey Amerika Ticaret Bölgesi
Quando fazia transportes para a ARCM, cruzamo-nos com uma nave-cisterna descaracterizada a agir de modo suspeito numa zona de pirataria.
MKCD için nakliye gemisi uçururken korsan bölgesinde şüpheli davranışlar sergileyen bayraksız bir tanker gemisiyle karşılaşmıştık.
Só vou pôr uma anestesia para adormecer a zona, por isso só vai sentir uma pequena pressão mas não vai sentir os pontos, sim?
Sadece ağrı kesici iğne yapacağım. Bölgeyi uyuşturmak için. Hafif bir basınç hissedeceksiniz ama sonrasında dikişi hissetmeyeceksiniz.
- Chamamos de "Zona Segura".
- Buraya güvenli bölge diyoruz.
Estão a ir na direcção da zona de segurança.
Direkt güvenli bölgeye gidiyorlar.
Então, voltamos directamente para a zona de guerra?
Tekrar o savaş alanına mı gidiyoruz yani?