Translate.vc / португальский → турецкий / Ácil
Ácil перевод на турецкий
16,973 параллельный перевод
Gideon, em nome do Ministro dos Assuntos Internos e do Ministro das Situações de Emergência, todos lhes damos as boas-vindas.
Gideon... İç İşleri Bakanı ve Acil Durumlar Bakanı adına hepinize hoş geldiniz diyoruz.
Imediatamente.
- Acil.
O Departamento de Saúde foi notificado pela Agência Federal de Emergências de que uma infeção viral afetou severamente a população.
Sağlık bakanlığı, FEMA ( federal acil yönetim kurumu ) tarafından viral bir enfeksiyonun insanlar arasında ciddi şekilde bulaştığı konusunda uyarıldı.
Se exibe os sintomas ou conhece alguém que exiba, contacte já os serviços de emergência médica.
Siz veya tanıdığınız biri bu semptomları sergiliyorsa, hemen acil tıbbi hizmetlerle iletişime geçin.
Tinhamos pacientes na Urgência a pingar sangue e pus.
Acil servise cerahat ve kan sızdıran hastaları kabul ediyorduk.
Preciso urgentemente de um segurança na cama 4.
Dördüncü yatağa acil güvenlik istiyorum.
É uma emergência.
Acil bir şey çıktı.
Foi de última hora.
Acil dedin.
A SHIELD escuta chamadas de emergência?
S.H.I.E.L.D ekranları acil çağrıları da mı alıyor?
O que era tão urgente que não podia esperar uns dias, Gideon?
Birkaç gün daha bekleyemeyecek kadar acil olan ne Gideon?
- Agora não, número oito. Senhor, na instrução, tem um código 9-59B para emergência.
- Efendim, talimatlara göre, bu bir 9-tire-5-9-B acil durum kodu.
Permissão para paragem de emergência.
Acil durmak için izin alıyorum. Tamam!
A iniciar protocolo de emergência de aterragem.
- Acil iniş protokolü başlatılıyor.
A segurança do perímetro está no gerador de emergência.
Çevre güvenliği acil durum jeneratörüne bağlı.
Espero que sim, mas precisamos de um Plano B.
Umarım ama acil durum planımız olmalı.
Esqueça o plano reserva.
- Acil durum planını unut.
- Disse que era urgente?
- Acil olduğunu söylemiştin.
Ele é, ele... Ele era paramédico.
O acil servis doktoruydu.
Temos coisas mais urgentes a tratar.
Meşgul olmamız gereken daha acil ihtiyaçlarımız vardı.
É um assunto com alguma urgência.
- Acil bir durum söz konusu.
É uma emergência.
Acil durum.
Eu disse que era apenas para emergências.
Sadece acil durumlar için demiştim.
- Eu tive uma emergência.
- Acil bir durum vardı.
Cerca de dois anos atrás, ainda na Terra 2, a polícia de lá recebeu uma chamada de emergência sobre uma situação com reféns. Mas quando a SWAT chegou lá, não havia reféns.
Oradaki Central City Polis Departmanı rehine alma ile ilgili bir acil durum araması aldı,... ama * SWAT ekibi oraya ulaştığında, * ( Özel harekat )... hiç rehine bulamadılar.
" S.O.S.
Acil durum.
Sim, estava só a meio de uma conversa, agora...
Tabii, su anda bir konusmanin tam ortasindayim... Acil durum.
A enfermeira tirou-te isto nas Urgências.
Hemşire acil servisteyken bunu parmağından çıkarmış.
- Pediste ajuda, está tudo bem?
Acil durum aramanı aldım. Her şey yolunda mı?
Recebemos o teu 911.
- Acil durum mesajını aldık.
Então porque recebi uma mensagem da Thea a dizer que vais sair da corrida?
Peki. O halde neden Thea bana yarıştan çekildiğini söyleyen bir acil mesaj attı?
A polícia mandou um esquadrão da ESU.
SCPD'nin acil ekibini gönderdiğini haber aldık.
O departamento enviou a ESU.
Bekle, bekle, bekle. Departman az önce bir acil ekibi göndermeye çalıştı.
Uma paciente que deu várias entradas nas emergências.
Nasıl yani? - Sık sık acil servise uğrayan bir hasta.
Ele acha que tem uma pista sobre uma mulher que visitou as emergências várias vezes recentemente.
O da sık sık acil servise uğrayan bir kadın hakkında bir tür ipucu bulduğunu söyledi.
Preciso do carro de emergência e da equipa de traumas!
Acil destek ve travma ekibi gerekiyor, hemen.
O serviço de emergência e a Gestão de Emergências... O que está a acontecer?
FEMA ve şehrin acil birimleri karantinaya almaya devam ederken...
Qual é a emergência?
Acil durum nedir?
Precisamos de reforços.
Bize acil takviye gerekiyor!
- Emergência familiar.
Acil bir ailevi durum var.
Tragam o equipamento de emergência.
Acil durum teçhizatları ortaya çıkıyor.
Em caso de emergência, ligue para a sede dos Kree.
Acil bir durumda, Kree üssünü arayın.
Evacuação de emergência!
Acil tahliyeye ihtiyacımız var!
Preparem-na para um transfusão sanguínea imediata e um "scanner" craniano completo.
Acil kan nakli ve kafa taraması için hazırlanın.
O guia traz sat-fones para emergências.
Rehberler, acil durumlar için uydu telefonu taşırlar.
Qual é a emergência?
Acil durum ne?
Recentemente, quer fazer um depósito de provisões fora de Berk para o caso de uma emergência.
Son zamanlarda Berk'in dışında gizli bir acil durum gıda ve malzeme deposu planı için ısrar ediyor.
É uma emergência.
Çok acil bir durum var.
O que precisavas de fazer de tão urgente que precisaste de me trancar?
Beni kilitlemeye sebep olacak kadar acil olan ne vardı öyle?
Pronto. Eis a questão mais urgente.
Evet, en acil mesele buydu.
A questão mais urgente é a minha necessidade de um café americano.
En acil mesele bir fincan kahveye olan ihtiyacım.
Entende porque é que precisamos da aprovação imediata do Papa?
Papa'nın acil onayına olan ihtiyacımı şimdi anladınız.