Translate.vc / португальский → турецкий / Ùltimas
Ùltimas перевод на турецкий
6,302 параллельный перевод
Quais foram as suas últimas palavras?
- Son sözleri neydi?
As suas últimas palavras foram uma morada.
Son sözleri bir adresti.
Foram as últimas palavras que me disse e você... você sabia-as.
Bana son sözleriydi ve sen sen bunu biliyordun.
E estão a ouvir os "Boyz-N-The-Hood", a música no topo da tabela nas últimas seis semanas.
"Boyz-N-The-Hood" dinlemektesiniz. Altı haftadır en çok istek alan şarkı.
Ele pode viver as últimas semanas connosco.
İnce. O dışarı onun birkaç yaşayabilir Bizimle hafta kalan.
As manchas indicam que foi exposto a material radioactivo nas últimas 24 horas, o que significa que eles conseguiram enriquecer o urânio.
Bu bulanık çizgiler son 24 saatte radyoaktif madde yakınında bulunmuşlar demek yani uranyumu zenginleştirmeyi başarmışlar.
- Somos as duas últimas.
- Tam bir hanım efendisin. - Bir ikimiz kaldık!
Olá, e bem-vindos ao Book News, o programa em que vocês têm as últimas novidades dos livros e os autores têm o que merecem.
Merhaba ve hoş geldiniz Kitap News, Olsun göstermek kitaplar size geliyor olduğunu bilmek için Ve yazarlar onlara ne geliyor olsun.
As últimas rondas parece que pertencem a Miguel Escobar.
İlk raundların kazananı Miguel Escobar gibiydi.
O enorme bloqueio de rocha chama-se "mega pedra". Duas vezes o tamanho do Empire State. Parece ter-se deslocado nas últimas horas.
Empire State Binası'nın iki katı büyüklüğündeki "Mega Taş" olarak adlandırılan bu büyük taşın geçtiğimiz birkaç saat içerisinde yerinden oynadığı düşünülüyor.
As últimas no mundo.
Dünyadaki son insanlar.
E essas serão as últimas palavras que ouvi.
Bunlar da benim duyduğum son sözler olacaklar.
- nas últimas 24 horas.
Hem de son 24 saatte.
Passei as últimas horas sem, fazer nada,
Saatlerimi hazırlanıp bunu yaptığıma pişman olmamak için harcadım...
Fui ao Folsom nas duas últimas noites e parecia um fantasma.
Son iki gecedir Folsom'a geliyorum ve hayalet gibiyim.
Nas últimas páginas, escreve sobre a namorada do Ben, Diondra, como se fosse uma cabra malvada.
Son sayfalarda Ben'in kız arkadaşı Diondra'yı şeytani fahişe olarak yazmış.
Foi uma das últimas coisas que fez antes de morrer, uns dias depois.
Son anlarında yaptığı son şeylerden biriydi.
A Bak Industries estava nas últimas, destruída por fraude e escândalo e pela morte do seu pai, que criou a empresa há 25 anos.
Bak Endüstri önce yolsuzluk ve skandal haberleri ile sarsıldı ve ardından da, 25 yıl önce şirketi kuran babanızın ölüm haberi geldi.
- Acende as últimas três.
- Son üçünü de yak.
Queres dizer as tuas últimas palavras, Faca Romba?
Son sözün var mı Hiç Bıçak?
As últimas notícias vindas da República Democrática do Congo, onde o assassinato não reivindicado do Ministro das Minas provocou confrontos violentos na capital de Kinshasa.
En son haberler Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden. Henüz üstlenilmeyen Madencilik Bakanının suikasti, başkent Kinshasa'da şiddetli cepheleşmelere neden oldu.
Nem últimas palavras.
Son sözlerimi söyleyemedim.
Essas foram também as últimas palavras da mãe.
Annemin de son sözleri bunlardı.
Leal até às últimas consequências.
Sadık bir dostsun.
Últimas notícias :
Dikkat, dikkat!
A GRAVAR ÚLTIMAS PALAVRAS
SON SÖZLER KAYDEDİLİYOR
Foi o trânsito e o tempo e agora, as últimas notícias.
Trafik ve hava durumu böyle, şimdi de son haberler.
Agora descansa, maninho, enquanto ajusto as tuas últimas contas.
Şimdi dinlen kardeşim ben de son intikamını alayım.
As últimas injeções de penicilina... e raiva que tinhamos... foram as que você levou.
Kalan son penisilini ve kuduz aşısını size vereceğim.
Últimas notícias no caso de Vicente Cortez.
Vicente Cortez olayında son dakika gelişmesi :
Jiuxing, as nossas últimas coordenadas são : 19º, 14'sul. 71º, 33'leste. Escuto.
Jiuxing, koordinatlarımız 19 derece, 14 dakika Güney... 71 derece, 33 dakika Doğu.
Podem dar-nos as vossas últimas coordenadas conhecidas?
Bilinen son koordiatlarınızı söyleyebilir misiniz? Tamam.
Estão aqui as últimas da vigilância.
İşte gözetimden elimize ulaşanlar, efendim.
Com um bilhetinho a dizer que as últimas palavras foram :
Üzerinde " Annem berbat biriydi.
São as últimas.
Bu sonuncu.
A WQXR traz-lhe as últimas... - Vou sair.
- Ben çıkıyorum.
Chegou-nos a indicação de que pelo menos quatro veículos foram roubados nas últimas horas.
Gelen raporlara göre, son birkaç saat içinde 4 farklı araç çalındı.
Dá-nos as últimas.
Son gelişmeleri senden alalım.
O tipo do tribunal, o Brian Nichols, tem-me mantida refém durante as últimas sete horas.
Mahkeme salonundaki adam Brian Nichols son 7 saattir beni rehin olarak tutuyor.
A caça ao homem das últimas 24 horas manteve as pessoas de Atlanta num estado de medo de um assassino sem consciência.
Atlanta şehri sakinlerini korkuya salan acımasız katili yakalamak için başlatılan insan avı son 24 saattir devam ediyor.
FILMADAS AO LONGO DE QUATRO ANOS, EIS AS SUAS ÚLTIMAS ENTREVISTAS COMPLETAS.
Dört yılda çekilen bu film onun verdiği son uzun belgesel röportajlarıdır.
Não tenho caço nenhuns nas últimas noites.
Son birkaç gece hiç yakalayamadım.
- O que significa que estas podem ser as nossas últimas horas de vida.
Yani bu yaşayacağımız son saatler olabilir.
Sabes, com as últimas horas de vida que nos resta?
Yani, son saatlerinde?
São as últimas relíquias conhecidas da civilização humana, uma civilização que se extinguiu
Onlar insan uygarlığının son kalıntıları.
Últimas notícias da reunião de caridade do Senador Abrahams.
Senatör Abrahams'ın hayır toplantısından çarpıcı haberler.
Meu, nas últimas 36 horas, tiveste uma briga com a patroa, uma ressaca de proporções infinitas, foste fazer uma corrida e encontraste o Tom.
Ahbap, son 36 saat içinde, karınla kavga ettin, sayısız içki içip kafayı buldun, koşuya çıktın, ve Tom'u buldun.
Nas minhas últimas férias, fomos a Atlanta visitar a minha família.
En son tatile çıktığımızda ailemi ziyarete Atlanta'ya gitmiştik.
Tens que entender que, apesar das minhas últimas atitudes darem a entender que não me preocupei contigo, a verdade é exactamente o contrário.
Son zamanlardaki eylemlerimden ötürü seni önemsemediğimi düşünsen de aslında tam aksi geçerli.
E depois, haviam aqueles que de repente, por magia... te faziam esquecer onde estiveste durante as últimas 12 ou 14 horas!
Daha sonra da hayatının son 12-14 saatini ve nerede olduğunu unutturanlar...
- As últimas três balas!
- Son üç mermi!