Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / русский → турецкий / [ A ] / Afford

Afford перевод на турецкий

17 параллельный перевод
Но я не мог позволить себе этого, поэтому я жил дома и пошёл в Бэркли. But I couldn't afford it, so I lived at home and I went to Berkeley.
Ama paramız yetmiyordu, ülkemde kalıp Berkeley'ye gittim.
"Что-ж, их покупают - профессора, доктора, адвокаты... " Well, they're professors, and they're doctors, and they're lawyers... "... и очевидно что это люди, которые могут позволить себе больше. " "... and they're obviously people who can afford more. "
"Profesörler, doktorlar, avukatlar ve belli ki daha fazla alım gücü olan kişiler."
If you would just take on a few more patients, we could afford it.
Bir kaç hasta daha alırsan, parasını rahatça çıkartabiliriz.
Do they really think a dangerous subversive could afford a dress like this? It's... it's really hot in here.
Bir teröristin böyle bir elbiseye parasının yeteceğini mi düşünüyorlar? Burası...
I could afford to grossly overpay for it, still have enough left over for my girlfriend's abortion, a small castle in the south of France, and, uh, prosthetic balls for my dog.
Buna rağmen hâlâ kız arkadaşımın kürtajı Fransa'nın güneyinde ufak bir kale ve köpeğimin prostetik testisleri için para kaldı.
Sorry if you were expecting some soliloquy on tannins and bouquets, but the truth is, I drink it'cause I can afford it.
Taneniyle ya da kokusuyla ilgili bir konuşma bekliyordun belki ama alabildiğim için tercih ediyorum ben sadece.
But how can we afford this?
Peki buna nasıl gücümüz yetti?
Hell, you... you knew how to coax the shy ones and... soften the blow for the ones who... wanted more than their parents could afford.
Tanrım sen... utangaç olanların gönlünü almayı ve... ebeveynlerinin karşılayabileceğinden fazlasını isteyenlerin... üzüntülerini hafifletmeyi biliyordun.
We can afford to live a little.
Biraz daha yaşamaya gücümüz yeter.
I assume someone of your means can afford the best medical treatment money can buy.
Sizin kadar zengin biri paranın satın alabileceği en iyi tıbbi hizmeti satın alabilir.
How could she afford that?
Parasını nasıl ödedi?
We've also established that he can afford to hire a hitman.
Bir de tetikçi kiralamaya yetecek parası olduğunu belirledik.
He said that middle-aged bitches can't afford to be teases.
Yaşını başını almış kancıklar dalga geçilmeyi göze alamaz dedi.
"Can't afford to be teases"?
"Dalga geçilmeyi göze alamayacağını mı"?
And we can also afford self-defense classes.
Ayrıca kendimizi de savunabiliriz.
В общем, я не думаю, что могу позволить тебе пойти в гости на день рождения моей тети.
So I don't think I can afford to go home for my aunt's birthday.
If you can't afford insurance, you got to wait.
Sigortayı karşılayamıyorsanız, sırada bekleyeceksiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]