Arrest перевод на турецкий
43 параллельный перевод
У нас 30.
Nabız 30. Bradikardiyak arrest.
Вам лучше поторопиться, потому что у меня вот-вот остановится сердце.
- Acele etsen iyi olur. Kardiyak arrest geçirmek üzereyim.
Три дня назад был'код'в палате 2037 ['код'- имеется ввиду экстренная ситуация ] и ни одного ординатора ответить на него.
3 gün önce 2037 numaralı odada arrest oldu ve müdahale edecek asistan yoktu.
Значит, остановка сердца и ДВС-синдром.
Öyleyse kardiyak arrest ve DIC.
Подросток с черепно-лицевой деформацией должен был перенести реконструктивную операцию, когда у него произошел необъяснимый сердечный приступ.
Kraniofasyal deformitesi olan bir genç yüz düzeltme ameliyatına gireceği sırada açıklanamayan bir kardiyak arrest geçirdi.
16-летний парень с предсердно-желудочковой блокадой второй степени. Была остановка сердца.
Arrest sonrası ikinci derece kalp bloğu gelişen 16 yaşında erkek hasta.
Остановка сердца означает, что она может принимать большие дозы.
Kardiyak arrest ciddi bir bağımlılığı olabileceği anlamına geliyor.
Нарушение функции тромбоцитов и остановка сердца говорит об опухоли поджелудочной.
Platelet fonksiyon bozukluğu ve kardiyak arrest, pankreas tümörü olduğunu gösteriyor.
Хотите спровоцировать остановку сердца?
Kardiyak arrest oluşturmak mı istiyorsun?
- Пациент чуть не умер. Дважды.
İki defa arrest olmuş bir hastaya stabil mi diyorsun sen?
Нет признаков синюшности, и место сжатия предполагает, что смерть наступила из-за защемления блуждающего нерва и последующей остановки сердца,
Siyanoz belirtileri yok. Basınç noktası, vagus nerve ve kardiyak arrest'i sıkıştırdığında ölüm meydana gelmiş
We've got an arrest to make.
Yapmamız gereken bir tutuklama var.
Peter won't arrest the Vulture if he isn't guilty.
Peter suçu yoksa Akbaba'yı tutuklamaz.
So, I organized your arrest warrants alphabetically and by court date so you can access them more easily.
Tutuklama emirlerini mahkeme tarihine göre ve alfabetik olarak dizdim. Aradığınızı daha kolay bulabilirsiniz.
Fine, we'll just do this the hard way ; you're under arrest for impeding a federal investigation.
İstediğin gibi olsun. Adli bir araştırmayı engellediğin için tutuklusun.
You're under arrest.
Tutuklusun.
Остановка сердца!
Pekala, hasta arrest oluyor.
У нас с пациентом что-то случилось.
- Kardiyak arrest geçiriyor.
Dominique Strauss-Kahn had spent 50 days under house arrest as well as four days in jail on Rikers Island.
Dominique Strauss Kahn ev hapsinde 50 gün ve Rikers Island Hapishanesi'nde dört gün geçirdi.
We stay until our demands are met- - the arrest and prosecution of the people responsible for the crash, the formation of a presidential commission to investigate corruption in politics, the ratification of a constitutional amendment outlawing the legal designation of "corporate personhood."
İsteklerimiz karşılanana kadar bekleyeceğiz iflasa sebep olan kişilerin tutuklanması ve yasal takibatın yapılması politikada bozulmaları araştıracak başkan tarafından kurulacak bir komisyonun kurulması "tüzel kişiliğin" yasal tanımının feshedilmesini sağlayacak bir anayasa değişikliğinin yapılması.
Официально он умер от остановки сердца, в результате удушья.
Resmi olarak, kardiyal arrest ile kaybedildi boğulmuş olarak getirilmişti.
If you're going to arrest me, just do it.
Beni tutuklayacaksanız, sadece yapın.
Теперь он перешел в высшую лигу.
burglary, resisting arrest. Şimdi de büyük lige çıktı.
Синаортальная задержка.
Sinoatrial arrest.
Well, at least you were able to arrest him on possession with intent.
En azından onu uyuşturucu bulundurma suçundan tutukladın.
Agent Booth has a suspect, but... so far, we don't have enough physical evidence to arrest her.
Ajan Booth'un bir şüphelisi var ama şu ana kadar onu tutuklayacak kadar fiziksel kanıta ulaşamadık.
Нет. You don't have enough proof to arrest him, Booth.
Hayır, onu tutuklamaya yetecek kanıtın yok, Booth.
I don't have to arrest him, I just have to bring him in and ask him a few questions.
Tutuklamama gerek yok sadece getirip birkaç soru soracağım.
You're under arrest for murder.
- Cinayetten tutuklusun. - Ne?
Victoria Pavel, you're under arrest for murder.
Victoria Pavel, cinayetten tutuklusunuz.
You want to arrest them or you just want me to shoot them?
Onları tutuklamak mı istersin yoksa vurayım gitsin mi?
Shh. I had to arrest him.
- Tutuklamam gerekiyordu.
Mei Wu, you're under arrest for the murder of Henry Graham.
Mei Wu, Henry Graham'i öldürmek suçundan tutuklusun.
You're under arrest for drug trafficking and murder.
Uyuşturucu ticareti ve cinayet suçundan tutuklusun.
Jane Doe... you're under arrest.
Jane Doe tutuklusun.
If it's any good, when we make an arrest, we'll let you film the perp walk.
Eğer iyi bir şey ise, tutuklama yaptığımız zaman, Suçlunun yürüyüşünü çekmene izin veririz.
Я вынужден задержать тебя.
I'm placing you under arrest, sir.
Скорее всего, еще один респираторный коллапс.
Bir başka respiratuar arrest olmalı.
Остановка сердца плюс носовое кровотечение. Вперед.
Kardiyak arrest artı burun kanaması.
Остановка сердца.
Kardiyak arrest geçiriyor.
Арестуйте Толсона!
Arrest Tolson!
Мы всего лишь хотим задать Колпеперу несколько вопросов об убийстве его дяди.
Arrest Tolson!