Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / русский → турецкий / [ C ] / Clearly

Clearly перевод на турецкий

20 параллельный перевод
Лемэй ответил-бы, конечно-же, - "Надо." LeMay's answer would be, clearly, "Yes."
LeMay'in cevabı kesin olarak "Evet." olurdu.
Джон Бугас, вице-президент, по производственным связям... John Bugas, vice president, industrial relations явно имевший виды на то, что-бы стать президентом компании. ... clearly had his eyes on becoming president.
Endüstriyel ilişkilerden, başkan yardımcısı John Bugas'ın gözü açık bir şekilde başkanlıktaydı.
... pieces of North Vietnamese shells that were clearly identified как Северо-Вьетнамские снаряды, извлечённые из палубы Мэддокса. ... as North Vietnamese shells from the deck of the Maddox.
Maddox güvertesinde Kuzey Vietnam'a ait kovan parçaları bulduk.
It just makes it... kinda hard to... clink clearly.
Düşünmemi oldukça zorlaştırıyor.
Christine clearly needs to be fed.
Christine'in beslenmesi lazım.
Yeah, clearly.
- Evet, açıkçası öyle.
To see Abigail, who is missing, and clearly not with me, so you're wasting time.
Abigail'i görmek için, ki kendisi şu anda kayıp,... ve gördüğünüz gibi benim yanımda değil. Yani zamanınızı boşa harcıyorsunuz. Hey.
♪ And I can see ♪ ♪ Quite clearly now ♪
Ve şimdi bunu görebiliyorum gayet açık bir şekilde
This is Elena leaving Jake's hotel room clearly a bit drunk.
Bu Elena. Jake'nin otel odasından hafif sarhoş olarak ayrılıyor.
You clearly moved my Queen when I wasn't looking.
Ben bakmıyorken vezirimin yerini değiştirdin.
Clearly I think we both know what you want.
Ne istediğini zaten ikimizde biliyoruz.
Она явно им манипулирует.
She's clearly manipulating him, honey, okay?
You clearly have an agenda.
Belli ki bir ajandan var.
Боюсь, тебя это тоже касается, Клири.
Ve korkarım ki Clearly, bu açıklama seni de kapsıyor.
Мистер Клири посидит здесь, сколько захотите, а как ляжете спать, будет караулить за дверью.
Bay Clearly, sizinle istediğiniz kadar uzun kalacak. Siz uyuyorken, kapının hemen dışında olacak.
He clearly had the skill set.
Buna yeteneği olduğu çok açık.
Clearly, you charge for this littlebird service.
Sonuç olarak, Bu küçük kuşun hizmetleri için para alıyorsundur.
He had no particular liking for Surtees, и он номинировал другого гонщика to go out and start the race, to be the hare, even though Surtees was clearly the fastest man available.
Surtees'i sevmiyordu ve yarışa başlayıp tavşan olması için başka bir pilotu aday gösterdi. Surtees'in ellerindeki en hızlı adam olmasına rağmen.
А тот, который речь толкал явно даун.
The one that just gave the speech is clearly retarded.
Она так же сказала, что она ходила на свидание с Робом Паттисоном.
Yeah, she's clearly full of it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]