Common перевод на турецкий
43 параллельный перевод
Это Джон Смит и Обычные Мужчины.
John Smith ve Common Men grubu.
Он описывал бостонский центральный парк и как весенним днем мы будем гулять по парку, держась за руки два влюбленных незнакомца.
Boston Common parkını anlatırdı ve bir ilkbahar günü, sıradan iki insan olarak, el ele parkta nasıl yürüyeceğimizi.
Collective, Material, Proper Abstract, and Common.
'P'enis'V'ajinayla'K'arşılaştığı zaman'B'ir orgazm'Y'aratılır.
24-летний официант, уроженец Лэдлоу, вчера ночью был обнаружен супружеской четой, которая выгуливала свою собаку.
Ludlowlu 24 yaşındaki garson köpeğini gezdiren biri tarafından Clapham Common'da bulundu.
Что всегда есть в лучших фильмах Джона Кьюса?
What do all the best john hughes movies have in common? A love triangle.
Она захочет, чтобы я занимался урегулированием убытков, чтобы я смог оплатить прием родов на батуте, сделанном из одуванчиков, в реконструкции Гринхэм Коммон ( нац. парк ).
Hasar tespitçisi işine girmemi istiyor böylece onun Greenham Common'ın yeniden inşasını andıran bir trambolinde yapacağı doğumu finanse edebileceğim.
Её взяли на митинге против использования ядерного оружия.
Greenham Common'da tutuklandı.
В Вудли-Коммон есть своя ведьма.
Woodleigh Common Cadısı!
— Вудли-Коммон.
- Woodleigh Common'a.
И вы давно живёте здесь, в Вудли-Коммон?
Woodleigh Common'da uzun süredir mi yaşıyorsunuz?
Была очень популярна среди молодых людей Вудли-Коммон.
Woodleigh Common'ın gençleri arasında çok popülerdi.
"Коммон" — по-английски "обычный".
Bizi Woodleigh Common'da nasıl buldunuz, Bay Poirot? Sıradan mı?
Но в Вудли-Коммон есть ещё одно нераскрытое убийство, а?
Woodleigh Common'da çözülmemiş bir cinayet var değil mi?
Мадам Гудбоди сказала мне, что это вы пригласили Ольгу Семёнову сюда, в Вудли-Коммон.
- Bayan Goodbody, Olga Seminoff'u Woodleigh Common'a sizin getirdiğinizi söylemişti.
Только один человек исчез из Вудли-Коммон, и его местонахождение неизвестно.
Aslında Woodleigh Common'da kaybolup nerede olduğu bilinmeyen sadece bir kişi var.
И вдруг он появился в Вудли-Коммон.
Sonra yine geldi Woodleigh Common'a.
И, может, наденешь своё платье, даже если оно из Woodbury common ( сеть магазинчиков, основном, прошлые сезоны - скидка 20-40 %. можно поторговаться )?
Belki gerçekten senin olan bir elbise giyersin, Woodbury meydanından gelsen bile?
Возле южных ворот парка есть телефонная будка.
Fairview Common'un güney kapısının dışında bir telefon kulübesi var.
Our common goal was waiting for the world to end
Ortak hedefimiz Dünyanın sonunu beklemekti.
Я тут доделываю контракты для группы "Common Rotation", тебе останется только вручить их менеджеру, как только он появится, хорошо?
Grubun müşterek rotasyonu için olan kontratları bitirmek üzereyim, menajerleri şöyle bir gözden geçirirken sen de teslim etmiş olursun böylece, olur mu?
You really put yourself out there, and I was so scared that it wouldn't work, you know, that we would have nothing in common, I kind of sabotaged it.
Sen gerçekten elinden geleni yaptın... ben bunun işe yaramayacağından o kadar korkmuştum ki... yani biliyorsun pek fazla ortak yönümüz yok... ben adeta bunu sabote ettim.
- Common. Пойдем.
- Hadi, gidelim.
Common.
Hadi.
And there's times where I feel like we have nothing in common, we don't know each other at all, we weren't even really put on the same Earth by the same god.
Bazen ortak bir noktamız yok, birbirimizi tanımıyoruz gibi hissediyorum sanki yaratıcılarımız farklı kişilermiş gibi.
Мы собираемся пройти с маршем от Роксбери до Бостон-Коммон как семья, и там будет тысячи людей, таких же как и мы.
Roxbury'den Boston Common'a kadar bir aile olarak yürüyeceğiz ve orada bizim gibi binlerce kişi olacak.
Америка процветает при президенте Нике Кэнноне, и завтра Крис Трэгер женится.
Nick Common başkanlığındaki America gelişiyor ve ertesinde Chris Traeger evleniyor.
And I don't really want to spendthe rest of my life among people who think me loudand opinionated and common.
Hayatımın geri kalanını da beni gürültücü, inatçı ve sıradan gören insanlar arasında geçirmek istemiyorum.
Читал Джедидая Парди, "Обычные вещи"?
Hiç Jedediah Purdy'nin yazdığı For Common Things'i okudun mu?
И если вы читали замечательную книгу Джедидайа Парди "Для обычных вещей"
Eğer Jedediah Purdy'nin müthiş kitabı For Common Things'i okuduysan...
That's common in that kind of industry.
Bu tarz şeylere porno endüstrisinde sık rastlanır.
Sergeant Dunne, Olivia Chandler and Wendell Kaiser all have one thing in common.
Çavuş Dunne, Olivia Chandler ve Wendell Kaiser'ın tek bir ortak noktaları var.
I think that you and me have a few things in common.
Seninle pek çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum.
Дилан сказал "Тутан Мамон"
Dylan, Tutan Common dedi.
Гарри? - Сегодня вечером, люди собираются почтить память погибших на Harvard Memorial Church в Cambridge, Parkman Bandstand в Boston Common, а также память погибшего мальчика в Garvey Park, Dorchester.
- Bu gece Cambridge'deki Harvard Anıt Kilisesi'nde Boston Common'daki Parkman Bandstand'de ve küçük çocuk için de Dorchester'daki Garvey Park'ında nöbet planlıyorlar.
♪ Well, maybe it's the common curse ♪
Belki ortak bir lanettir.
A common injury when a victim is beaten and tries to defend himself.
Dayak yiyip, kendini savunan mağdurlarda çok sık görülür.
Turns out, we have a lot in common.
aslına bakarsan, bir sürü ortak yanımız var.
You wouldn't believe how common it is, actually.
Bunun ne kadar sık olduğuna inanamazsın.
- Что такое Коммон Рич?
- Common Reach nedir?
Он следует на юг к центральному парку Бостона.
Boston Common'dan güneye devam ediyor.
Думаешь, что ты эдакий крутой наёмник, лучше нас, простых жуликов.
Bizim gibi paralı askerlerden daha iyi bir asker olduğunu düşünüyorsun. rest of us common crooks.
Ты слышишь гобой?
♪ No common ground, no common ground ♪
Hardly a common narcotic on these streets, though.
Sokaklardaki yaygın bir uyuşturucu değil oysa. Bu nereden temin edilir?