Everywhere перевод на турецкий
28 параллельный перевод
Немножечко Филлис да везде...
A little bit of Meredith everywhere
Probably Jarvis probes everywhere.
Burası Kral Toprakları.
Я клянусь в верности флагу Соединенных Штатов Америки и республике, которую он символизирует, одной нации под Богом гав-гав там и гав-гав тут там гав, тут гав, и повсюду гав-гав
* I pledge allegiance to the flag of the united states of america * * and to the republic for which it stands * * one nation under god * * with a woof-Woof here and a woof-Woof there * * here a woof, there a woof everywhere a woof, woof *
So I look in the window, and there's blood everywhere- - all over the walls and the ceiling...
Pencereden içeri baktığımda, her yerde kan vardı. Duvarlarda ve yerde..
Damn Trekkies are everywhere! Проклятые "трекки" - они везде!
Lanet Uzay Yolu hayranları heryerde.
"Всегда и везде, найдем по - -"
# Everywhere we go, We see the same- - #
They're everywhere, and you can't get fully raped under a car.
Arabalar heryerde ve bir arabanın altında tecavüze de uğramayız.
♪
♪ Everywhere I go ♪
The story is everywhere.
Her yerde bu haber var.
Can't everywhere?
- Her yer olabilir.
Jesus, he is everywhere.
Vay canına herif her yerde.
- I wanna travel with you, everywhere.
- Seninle her yeri gezmek istiyorum.
Я слышу его иногда ночью, как он напевает у детской кроватки, "Здесь, там и везде."
Bazı gecelerde, beşiğinin yanından ona "Here, There and Everywhere" i söylediğini duyuyorum.
Hands everywhere.
Eller her yerde.
Anyway, he doesn't drive, so, I pretty much had to take him everywhere.
Onu her yere ben götürmek zorunda kalıyordum.
Я могу рассказать вам о языках программирования и как я попал в Везде, сообщество хакеров, где познал основы, но серьёзно... не лучше ли посмотреть какие-нибудь ролики или то, как взрываются всякие штуки?
Yani programlama dillerinden veya bana temelleri öğreten hacker grubu Everywhere ile nasıl iletişime geçtiğimi falan anlatabilirdim ama bu mudur yani? Bunun yerine patlayan şeylerin Vinelarını izlemeyi tercih etmez miydin?
Мой новый друг-хакер в Везде сообщил, что мне не удастся взломать протез Квентина.
Everywhere'deki yeni hacker dostlarım Quentin'in protez kolunu hacklemenin hiçbir yolu olmadığını söyledi.
Я провёл достаточно времени в Везде, они учили меня хакерству, и никто из них не знал, как обойти защиту ЦИПУБа.
Everywhere ile bana hacklemeyi öğrettikleri zaman biraz vakit geçirdim ve hiçbiri GGTAM'ın güvenliğini aşmayı bilmiyordu.
Я разговаривал с программерами в Везде и там был один юзер...
Everywhere'de kod yazarlarıyla konuşuyordum ve bir kullanıcı vardı.
Держу пари, что Эллен Канг так же хакер под ником BlackFlagBaby, она из Везде. И у неё крайне радикальные взгляды.
Ellen Kang'in aynı zamanda BlackFlagBaby ismini kullanan bir hacker ve Everywhere'in bir parçası olduğuna ve radikal inançları olduğuna iddiaya girerim.
Она использовала этот компьютер, чтобы залогиниться на сайты Везде под именем BlackFlagBaby.
BlackFlagBaby adıyla Everywhere ilişkili sitelere girmek için de aynı bilgisayarı kullanmış.
Я болтаю с моими новыми друзьями-хакерами о Дубаи.
Everywhere'deki yeni hacker arkadaşlarımla Dubai hakkında konuşuyorum sadece.
Все любят поспорить.
Everywhere'deki herkes tartışmayı seviyor.
Я передал код взлома твоей руки моим приятелям в Везде.
Kolunu hacklediğim kodu Everywhere'deki yeni arkadaşlarıma attım.
♪ You seem to see her everywhere
# Her yerde onu görüyorsun gibi
♪ Friendly faces everywhere ♪
Her yerde dostane yüzler.
И раз я не принял НЗТ, то за час до прибытия я попросил своих друзей-хакеров закинуть на сервер "Немецкой лиги гостеприимства" какой-нибудь вирус, вырубающий Wi-Fi, чтобы они позвонили в техподдержку.
NZT almamıştım, bu yüzden oraya varmadan yaklaşık bir saat önce Everywhere'deki hacker dostlarıma servisi devre dışı bırakan bir virüsü Alman Ağırlama Derneğinin sunucularına yüklettim ve böylece Wi-Fi'larını göçertip dışarıdan teknik yardım almalarını sağladım.
She took it everywhere.
Her yere götürürdü.