Guilty перевод на турецкий
16 параллельный перевод
Вы чувствуете вину? Do you feel guilty?
Suçluluk duyuyor musunuz?
Виновен в деле о похищении детей в Чаучилла.
Guilty in the Chowchilla kidnapping case.
- Эй, вы получили ваш Guilty Pleasures я получил свой.
Bir kardeşin tek ihtiyacı olan çerez budur. Senin suçluluk hazların var.
And I'm not gonna let you martyr yourself for a two-day-old infant just because you feel guilty because you weren't around for me.
Beni hiç tanımıyorsun. Hiç yanımda olmadığın için suçluluk hissediyorsun diye kendini iki günlük bebek için feda etmene izin vermeyeceğim.
Now if denial is a crime... I plead guilty.
Eğer kabullenememek suçsa suçumu kabul ediyorum.
Peter won't arrest the Vulture if he isn't guilty.
Peter suçu yoksa Akbaba'yı tutuklamaz.
I feel so guilty!
Kendimi suçlu hissediyorum!
I feel... a little guilty about that.
O konuda biraz suçlu hissediyorum.
But instead, he judged us guilty before he even set foot into our camp.
Ama onun yerine, daha kampımıza adım atmadan suçluluğumuza kanaat getirdi.
Кевин, ты сегодня был в доме Guilty Remnant? прим. пер : оставшиеся, чтобы напоминать о вине.
Kevin, bu sabah Kalan Günahkârlar'ın konutuna girdin mi acaba?
Меган в Guilty Remnant. прим. пер : оставшиеся, чтобы напоминать о вине Что?
- Megan, Kalan Günahkârlar'la birlikte.
We're obviously pleading not guilty by reason of insanity, and, Dr. Pierce, I assume you'll be testifying on Elena's behalf.
Akli bozukluk nedeniyle suçu kesinlikle reddedeceğiz ve Doktor Pierce'nin Elena lehine tanıklık edeceğini sanıyorum.
She pleads not guilty by reason of insanity, which normally means spending years in a psych hospital.
Akli bozukluk nedeniyle suçu kabul etmeyecek ama normalde bu durumda yıllarca akıl hastanesinde kalması gerekirdi.
Это такой психиатрический механизм, называется перенос личности... способ избавиться от вины, он берет имя брата, и Эллиот живет, а вместо него погибает Томас, плохой брат, виноватый.
Kimlik transferi denilen psikiyatrik bir... başa çıkma mekanızması var... a way to work out his guilt by taking his brother's name, Eliot lives on, and it's Thomas, the... the bad one, the guilty one that goes away.
Well, whatever is next, I don't want to have to compromise my priorities to get there, and I never want to be guilty of leaving behind what matters most.
Sıradaki her neyse, ona ulaşmak için önceliklerimden ödün vermek istemiyorum ve geride bıraktığım önemli şeyler için asla suçluluk duymak istemiyorum.
Она управляла Виновными Остатками в Мейплтоне.
Mapleton'daki Guilty Remnant'ı çalıştırıyor.