Held перевод на турецкий
28 параллельный перевод
Фотографии, от которых у тебя были галлюцинации... Ты думал, что держал их в своих руках.
Photographs about which you've had hallucinations... which you believed you held in your hand.
♫ FOR THE MAN WHO HELD YOUR HAND ♫
GÜLÜMSEDİĞİN HER ERKEK TUTACAKTIR ELİNİ
You held my hand so tight
~ elimi tuttun gergince ~
Его работа была названа самой трудной в Вашингтоне... His job has been called the toughest in Washington а его самого - самой противоречивой фигурой которая когда-либо была на этом посту. ... and he is the most controversial figure that has ever held the job.
Washington'daki en zor görevde bulunduğu ve bu göreve atanmış en tartışmalı kişi olduğu söyleniyor.
Burned himself to death below my office. Он держал ребёнка в своих руках, его дочь. He held a child in his arms, his daughter.
Baltimore'lu Kuveykır Savaş Protestosunda Bebeğiyle Kendini Yaktı
Вы думаете что он держал всё о чём он думает при себе. You're thinking that he has held things close to his chest.
Bazı şeyleri tamamen kendine sakladığını düşünüyorsunuz.
I just that glue really held, huh?
Oldukça sağlam yapıştırmışım değil mi? Evet.
Because I held her in my arms and she's beautiful- -
Çünkü onu kucağımda tuttum ve o çok güzel- -
I held up my end.
Kendi payımı getirdim.
After my character married his character, Joseph Fox, She was kidnapped, buried alive, trapped in a cave with bears, and held hostage in the sewers of Paris.
Benim karakterim onunkiyle, Joseph Fox ile evlendikten sonra kaçırıldı, canlı canlı yakıldı, ayılarla dolu bir mağarada mahsur kaldı tekrar kaçırıldı ve Paris'in kanalizasyonlarında rehin tutuldu.
/ Два года мама делала всё что могла, /
Two years my mama held
She was kicking and scratching, but I held my breath and hung on until she passed out!
Tırmalayıp debeleniyordu ama bayılana kadar nefesimi tutup bekledim!
♪ Too well to be held with only me in mind ♪
# Bana özel olamayacak kadar güzel
When she's depressed, she can't be held responsible.
Depresyona girdiği zaman yaşananlardan dolayı sorumlu tutulamaz.
Good, good, you held your tongue there.
İyi, iyi, orada diline hakim oldun.
Strauss is being held at an NSA terrorist unit downtown.
Strauss, merkezdeki bir NSA Terörist Bölümü tarafından tutuluyor.
Mein held.
Kahramanım.
♪ you held her, you ruled her like Julius Caesar ♪
Kavradın, yönettin Julius Sezar gibi.
He held his wife's hands.
Karısının elini tutmuştu.
Доктор Кленси, прежде чем начнём, должна признаться Что я не доверяю науке изучения паранормального.
Dr. Clancy, yukarıya çıkmadan, tüm saygımla belirtirim ki, yazar Held gibi normal ötesi şeylere inanmadığımı belirtmek isterim.
Не смог остановить я смерть, и он оставил мне карету, вмещающую нас и вечность.
Because I could not stop for Death, he kindly stopped for me, the carriage held but just ourselves and immortality.
Ты носился с ней по всему городу, забирал ее одежду из химчистки, даже сумочку ее держал!
You shuttled her all around town, you picked up her dry cleaning, you held her purse!
If the election were held tomorrow, it could go either way.
Yarın seçim yapılsa, İki sonuç da mümkün.
He not only was able to take advantage of the woman who owns this house, but he's somehow held 3 girls hostage here for over a decade.
Ev sahibi kadını kullanmakla kalmadı, 10 yıldan uzun süre 3 kızı rehin de tutabildi.
And if she was held captive the longest, she almost certainly fell victim to intense trauma bonding.
Eğer en uzun süre tutulan oysa yoğun travmatik bağlanma kurbanı olduğu kesin gibi.
Well, she'd been held captive most of her life.
Hayatının çoğunu esaret altında geçirdi.
Эддисон, с показателем IQ 78, призналась полицейским после ночи взаперти без адвоката.
Addison, whose functional IQ is 78, confessed to the cops after she was held overnight without an attorney.
# Whose arms have held you # # that you don't know who you are anymore # Помнишь нашу песню?
Şarkımızı hatırlıyor musun?