Ici перевод на турецкий
3,420 параллельный перевод
Ўкола экстремального вождени €. ќтработка побега с высокой степенью угрозы.
Şehir içi tatktiksel sürüş okulunda, tehlikeli kaçış senaryoları eğitiminde.
А я знаю их как свои пять пальцев.
Ben. Avucumun içi gibi bilirim.
Аналитик ЦРУ покинула резервацию с жестким диском, полным информации достаточно ценной, чтобы пригласить офицера Ми 6 на приватную беседу.
Bir CIA analisti, içi tamamiyle istihbarat ile dolu olan, bir MI6 subayıyla özel görüşmeye yarayacak kadar değerli bir sabit diskle kaçıyor.
Скоро мы вернёмся и покажем вам ещё больше потрясающей доты.
Daha fazla heyecanlı oyun içi görüntülerle yeniden karşınızda olacağız.
Чтобы я был окружен природой, лето для мечтаний, а зима бьет так, чтобы ты наверняка проснулся.
Doğayla çevrili, yazları rüya, kışları ise uyandığından emin olmak için tokat atar yüzüne. İçi sevgiyle dolu kocaman bir yer.
Вероятно, ей не потребуется операция, но мы будем следить за её ПМС.
Muhtemelen ameliyata ihtiyacı yok ama kafa içi basıncını kontrol edelim.
Вживляю ИВД для контроля ПМС.
Boşaltıma başlıyorum. Kafa içi basıncı görüntüle.
У них три черепно - мозговых ранения и две эпидуральных анестезии.
Ellerinde üç tane kafa içi silah yaralanması ve iki epidural vardı.
У Джоуи сторожевой кровоподтёк аневризмы.
Joey'nin kafa içi anevrizmasından dolayı bir iç kanaması var.
Я могу легко свернуть это пока вновь не пошла кровь.
Tekrar başlamadan önce ona damar içi tıkama yapabilirim.
А ты высохшая, старая засранка, но я не осуждаю.
Sende içi kurumuş dürüm gibisin ama ben seni yargılamıyorum.
Я уверен, у Франсуа есть столик для нас.
Eminim Francois'in bizim içi bir masası vardır.
Ненавижу домашние разборки. А ты?
Aile içi kavgalardan nefret ediyorum, sen?
Должен быть пустым в середине.
Içi boş olmalı.
Симулятор боеприпасов... патроны с краской.
İçi boya dolu sahte mermi.
Ты думаешь, это иностранцы или местные?
Ülke içi mi ülke dışı mı sence?
Что я могу сделать для вас, Мисс...
Sizin içi ne yapabilirim Bayan...
Напомни мне еще раз, почему ты так и не уехал в Портланд?
Yiyebildiğin kadar patates içi mi? Bana Portland'a neden gelemediğini tekrar hatırlatsana.
У них есть рисунки, понимаете?
Avuç içi çizgilerinde yani.
Как я рад вас видеть.
Seni görünce insanın içi açılıyor.
В самолете так холодно, и везде мужики, которые просто пялятся.
Uçağın içi çok soğuk ve erkekler hep seni süzüyor.
Он уживался с твоим отцом, Но он будет очень рад увидеть тебя в петле.
Babana müsamaha ederdi ama senin asıldığını görmeden içi rahat etmez.
Просто у меня есть еще дела, а тут воняет как внутри моей старой кепки.
Çünkü yapacak işlerim var ve burası eski Malcolm X şapkamın içi gibi kokuyor.
Возможно, у нас есть строго оговоренное место встречи и пара мешков, набитых золотыми монетами и презервативами, в случае если нам придется покупать себе места на борту корабля.
Belirlenmiş bir buluşma noktamız, bir tekneyle takas etmemiz gerekirse diye içi altın paralar ve prezervatiflerle dolu bir çift yaşam çantamız olabilir.
Командир отправил меня, чтобы я выяснила, что ты хочешь.
Komutan beni ne istediğini öğrenmek içi yolladı.
Еще одна старая книга, которая... пуста.
Bu başka bir eski kitap içi boş olan.
Ты думаешь, он сбавил темп, когда она умоляла его не убивать ее... убивать ее детей?
Aile içi şiddete karşı sığınma evlerinin yönetim kurulunda görevli biri. Yani karısı onu öldürmesin diye yalvarırken eli gitmemiştir mi diyorsun?
Пока нет. Есть ли любые случаи домашнего насилия с участием отца?
Daha önce aile içi şiddet olayı olmuş mu?
Семейное насилие обычно основано на комплексах или мести супругу.
Aile içi cinayetler genellikle ya mesleki başarısızlık ya da eşinden intikam alma isteği yüzünden olur.
Это всего лишь пустые умные словечки.
Onların hepsi içi boş klişelerdi.
У моей пра-пра-пра-бабушки Эрнестин был один из первых домашних туалетов и когда Эндрю Джэксон приехал в Алабаму чтобы ознаменовать Битву ему надо было ответить на зов природы
Benim büyük büyük büyükannem Ernestine, ilk ev içi tuvaletlerden birine sahipti. Andrew Jackson Horseshoe Bend Savaşı'nı anmak için Alabama'ya geldiğinde, tuvalet ihtiyacı oldu.
Это внутривенный фильтр для крови.
Kanı için bir damar içi filtresi.
Директор Фьюри чувствовал облегчение.
Müdür Fury'nin içi rahat etti.
И он набит до отказа вещами, которые мне нельзя.
Ve içi dokunmamam gereken şeylerle dolu.
Я оделся в стиле в 80-х на сегодняшний день открытых дверей.
Bugünkü veli toplantısında o içi geçmiş okulun tozunu attıracağım.
Цари Египта, Инки, Король Артур бля, они все следили за чистотой крови.
Mısırlı asiller, İnka'lar, amına koyayım ; Kral Arthur bile aile içi takılıyordu.
А вот те старые купоны наверху надо было выкинуть.
- Buzdolabının içi güzel. - Bütün atılması gereken gereksiz şeyler üst taraftaki kuponlardı.
В смысле, задницы внутри как квартиры?
Götlerin içi, küçük apartman daireleri gibi mi? Evet.
Что до местных новостей, кандидат в мэры Мойра Куин выдвинула предложение возродить программы по плаванию
Evimize daha yakın haberlere göre başkanlık adayı Moira Queen, şehir içi okul sonrası yüzme programlarını tekrar hayata geçirmek için ilk adımları attı.
Знаю тебя, как собственное имя.
Seni avucumun içi gibi tanıyorum.
Так кто вам приказал не вмешиваться? Это с самого верха по цепи инстанций.
McClellan, Lester'ın ortağı, tek başına bir davayı incelemek içi toplantı odasındaymış.
Просто я вытащила твою мать из ванной, полной крови, и мне нужна твоя помощь.
Ama az önce anneni içi kan dolu bir küvetten çıkardım, ve yardımına ihtiyacım var.
По ночам, когда включен свет, весь их дом насквозь видно.
Işıklar yanıkken evlerinin içi görülebiliyor.
Искренние молитвы всегда сбываются, олдермен Ферферт.
İçi dışı bir dualar asla cevapsız kalmaz, Ealdorman Werferth.
Посмотрим, как твое тело будет реагировать. Да, если у меня рука отпадет, будем знать.
Vücudunun nasıl tepki verdiğini görmek için deri içi bir test.
Отлично. Тогда делай, что душе угодно.
Güzel, o zaman eğlenmeniz benim içi sıkıntı değil.
Ты принимаешь или когда-то принимала наркотики внутривенно?
Şu anda veya daha önce damar içi ilaç kullandınız mı?
Вот дерьмо. Наблюдаю вторжение третьего уровня в информационный центр.
Sistem içi kontrolden uçuncu seviye ihlal bildirimi aliyorum.
Мы все скорбим.
-... hepimizin içi acıyor.
Итак, Вы видите, доктор, Ваши угрозы звучат неубедительно.
Tehditlerinizin içi boş, doktor.
Эти полные?
LONDRA Bunların içi dolu mu?