Matters перевод на турецкий
23 параллельный перевод
"Sanitarium," "Nothing Else Matters," и что там было...? Что же...
"Sanitarium," "Nothing Else Matters" ve neydi?
Дмитрий Блохин AKA SantaFox
JDsClone, Teorouge, Matters, Supersimo, gi0v3
¶ This is our song That's all that matters ¶
Bu bizim şarkımız Önemli olan da bu
¶ This is our song That's all that matters ¶
Bu, bizim şarkımız Önemli olan da bu
The only thing that matters is how I feel.
Önemli olan tek şey benim nasıl hissettiğim.
Тогда это единственное, что имеет значение.
Then that's all that matters.
It matters because I'm a cop.
Önemi var, çünkü ben polisim. Ayakkabı Polisi!
I'm a special agent with the Federal Bureau of Investigation, and that's all that matters here, and I wasn't looking for special treatment.
Ben Adli Araştırma Bürosunda bir özel ajanım ve burada önemli olan tek şey de bu. Özel bir ilgi beklemiyorum.
Media Matters считает, что мы развиваемся.
Medya meseleleri gelişim gösteriyor.
But that is not what matters.
Fakat önemli olan bu değil.
Nothing that matters now.
- Artık önemli olan bir şey yok.
Называется "Жизнь важна".
Adı Life Matters.
Because all that matters now is who has a relationship with that client.
Çünkü şu anda önemli olan tek şey, o müşteriyle ilişkileri kimin yürüttüğü.
Как Ребекка так и не отказалась от своего бывшего мужа Пола в романе Даниэлы Стил "Дела сердечные", я не откажусь от Америки.
Tıpkı Danielle Steel'in Matters of Heart kitabında Rebecca'nın eski kocası Paul'dan vazgeçmediği gibi. Ben de Amerika'yı bırakmayacağım.
Отец из сериала "Дела семейные"?
- Family Matters dizisindeki baba mı?
He may need an organ for himself or a loved one, but because of the scarcity of available organs, he could be taking matters into his own hands.
Kendinin ya da sevdiği birinin organa ihtiyacı olabilir, ama organların azlığı nedeniyle soruna el atmıştır.
И сказать мне сейчас, что я не гожусь, когда моя пригодность очень важна, когда не может быть ничего важнее моей пригодности...
Formum önemliyse bana ne kadar formda olduğumu söyleyin şimdi... when my fitness really matters,... daha formda birini bulursanız.
Well, whatever is next, I don't want to have to compromise my priorities to get there, and I never want to be guilty of leaving behind what matters most.
Sıradaki her neyse, ona ulaşmak için önceliklerimden ödün vermek istemiyorum ve geride bıraktığım önemli şeyler için asla suçluluk duymak istemiyorum.
Может, "Дела семейные"?
Family Matters nasıl olur mesela?
Look, I know I'm always busting your balls, but it's just because you're the only person in this house whose judgment actually matters to me.
Bak, her zaman üstüne vardığımı biliyorum. Ama evimizde görüşünü önemsediğim tek kişi sen olduğun için.
"Nothing Else Matters" Metallica ( Black Album ) - 1992
* * * Nothing Else Matters * * *