Ought перевод на турецкий
10 параллельный перевод
Но есть одна вещь, которую ты должен помнить
# But this is one thing you ought to know #
"Мы и вы не должны тянуть за концы веревки... " We and you ought not pull on the ends of a rope... "... на которой у нас завязан узел войны.
" Savaş düğümleri attığınız halatın iki ucundan çekmemeliyiz.
We ought to give the men dinner.It will make it more normal.
Erkeklere akşam yemeği vereceğiz. Daha normal görünecek böylece.
Well, if I'm going to the theatre, then I ought to change.
Eğer tiyatroya gideceksem, kyafetimi değiştirmem gerek.
We ought to concentrate or Sampsonwill have his way with us. ( CHUCKLING )
Odaklanmalıyız yoksa Sampson bizi soyup soğana çevirecek.
We ought to have the outing settledif we're going on Thursday.
Eğer Perşembe gideceksek, tatili kararlaştırmalıyız.
# We ought to go, my dear
* Gitmeliyiz, sevgilim *
I ought to be out there with him.
Onun yanında olmam lazımdı.
You ought to tell Clive he should start writing those circuit breaker assignments in pen, Father.
Clive'a devre kesici isteğini,... yazılı olarak yapmasını söylemen gerekiyor peder.