Pay перевод на турецкий
4,317 параллельный перевод
- Это наше?
- Bu bizim pay mı?
Я оставила голосовое сообщение, сказала, что не в обиде на нее.
Sesli mesaj bıraktım. Darılma olmadığından bahsedip payımı istediğimi söyledim.
Мы что, получим свою долю прямо отсюда?
- Payımızı buradan mı alıyoruz?
Как раз возле аорты.
Şahdamarı kıl payı geçmiş.
I pay him 3 grand a month to pick my dates, my clothes, even my cologne.
Buluşmalarımı, elbiselerimi hatta parfümümü bile ayarlaması için ona aylık üç bin öderim.
I'll pay for my dry cleaning if you pay for my dirty Martini.
Eğer Martinimin parasını sen ödersen kuru temizlemenin ücretini de ben öderim.
I'll still pay for your tuition, and I'll pay for your apartment.
Öğretim ücretini ve dairenin kirasını ödeyeceğim.
I'm not taking your blood money when you don't even pay your employees a living wage.
Daha çalışanlarının yaşam ücretini bile ödemezken senin kirli paranı almıyorum.
я воевал и видел больше смертей, чем положено.
Bir sürü savaşta çarpışmıştım ve ölümden fazlasıyla payımı almıştım.
Она выставляет их на продажу и получает солидный куш.
O da açık arttırmaya çıkarıyor ve iyi bir pay alıyor.
Зачем получать 25 %, когда можно ее полностью получить?
Bütün payı almak varken, neden % 25'ini alsın ki?
Она украла мою половину куша и бросила меня на железнодорожной станции в Марракеше.
Benim payımı da çaldı ve beni Fas'ta bir tren istasyonunda yüzüstü bıraktı.
Моей половины марокканского серебра не достаточно?
Benim payım olan Fas gümüşleri yeterli değil miydi?
Она уклада твою половину куша в Марокко, а потом сбежала с вашего медового месяца.
Fas'taki soygunda senin payını çaldı ve seni balayında bırakıp gitti.
Только в этот раз именно я сбегу с ее частью куша.
Ama bu sefer vurgunda onun payını alan ben olacağım.
Причина в том, что она сейчас на пляже в новой машине и с мешком бриллиантов, пересчитывает лёгкие деньги.
Evet, çünkü yeni arabasıyla, bir sahilde, çanta dolusu elmasıyla sus payını sayıyor.
Ладно, может, он меня немножко к этому подтолкнул.
Tamam, belki biraz payı vardır.
Вы постоянно отправляли их туда, в тот центр, в котором у вас есть доля.
Sürekli onları oraya, finansal pay aldığınız bir kuruluşa mahkûm ediyorsunuz.
Маккуэйду не хватает денег на информаторов?
McQuaid istihbarat ödeneğinden yeterince pay almadı mı henüz?
Ты сыграешь свою роль в том, что грядёт.
Sonraki şeyde payına düşeni yerine getireceksin.
Что с его банком? Может там он хранит свою долю от Солано?
Belki de Solano payını tuttuğu yer orasıdır.
Я думал, что вся эта возня с регистрацией поможет избежать этого, и даст понять как лучше распределить их.
Tüm bu kayıt olayı bunları pay etmek için diye düşünmüştüm.
Ту же, что и ты. Ты начал всё это лишь за тем, чтобы унизить его.
Sen de oraya sırf onun ağzının payını vermek için gitmiştin.
И Дугал принимает их плату...
Dougal da payını alıyor.
Пэйдж...
- Paige. O da payı hak ediyor.
Мы с ними разминулись.
Kıl payı kaçırmışız. - Kriz Yönetimi'nden Saunders'ı ara,
Хотя математика всегда нагоняет дрему. Впрочем...
Yenilebilir pay anlamına da gelebildiğni fark ettim ama...
Так, ты все выдумала?
Peki hiç gerçeklik payı var mıydı?
Я должна была сделать это раньше, но я струсила.
Günler önce payımı üstlenip ortaya çıkmalıydım ama çok ödlektim.
Нам отдашь оптовую стоимость.
Marks'a hiçbir şey gitmez. Biz sembolik bir pay alırız.
Да, но это на следующей неделе, и не похоже, что в продаже есть большой пакет акций.
Evet ama gelecek hafta süresi doluyor ve ortalıkta o kadar çok hisse payı yok.
Нет, ты купил только долю в участии.
Hayır, sen pay aldın.
Мы берем свою долю отсюда? Нет, отсюда.
- Payımızı buradan mı alıyoruz?
Сядь.
Bu sürtük benim payımla kaçtığını da söyledi mi?
В этом есть хоть слово правды?
Doğruluk payı var mı sence?
Пилот "Символа правосудия" получи рейтинг 1.1,
"Adalet Nişanı" ön gösterimde 1.1 pay aldı.
Это совсем не правда.
Tamam, bunun doğruluk payı sıfır.
На волосок, приятель. На волосок.
Kıl payı dostum, kıl payı.
Я хочу полностью контролировать весь творческий процесс и разрезать финальную ленту.
Yaratıcı kontrol ve son pay da isterim.
Слушай, я никому не скажу, где ты был последние 48 часов, а ты не скажешь, что я был кофешопе, но мне нужна часть того, что ты достал.
Son 48 saattir nerede olduğunu kimseye söylemeyeceğim. Sen de kimseye ot dükkanında olduğumu söylemeyeceksin. Ama pay almam gerekecek.
Это твое вознаграждение за совершение сделки.
Bu anlaşmayı sağladığın için aldığın pay.
Мне оно не нужно.
Pay istemiyorum.
We pay a lot of money in tuition to this school, and I think that entitles us to an opportunity to resolve this without an expulsion.
Bu okula ders ücreti olarak fena para ödüyoruz ve bu bize okuldan uzaklaştırma olmadan çözme hakkı tanıyor.
You know... oh, hey, you know, of course I could just take anti-depressants, be just another zombie walking around, just trying to pay his mortgage.
Bilirsin, tabi antidepresan alabilirim ortalıkta dolaşan diğer zombiler gibi ev kiramı öderim.
That was a woman who wants to pay me $ 5,000 to have sex with her for the weekend.
Arayan kadın hafta sonu onunla seks yapmam için bana 5000 Dolar ödemek istiyor.
My cut.
- Benim payım.
Wait, your cut?
Senin payın mı?
Наверное, ты думаешь, что знаешь побольше моего, но и у меня опыт в подобных делах тоже есть.
Çok şey bildiğini sandığını biliyorum ama ben de kendi payıma düşecek kadar deneyime sahibim.
Моя доля от Диосы и Рэд-Вуди отойдет клубу, нашей организации.
Diosa ve Red Woody'deki payım MC ve paravan bir şirkete gidecek.
Для парня, который любит копаться в загадках, одна я так и не могу решить. Загадка в том, почему люди приходят в наши жизни.
Gizemlerden payını almış biri olarak hâlâ bazı insanların hayatımıza neden girdiğini çözemedim.
Твоя доля.
Bu da senin payın.