Pressure перевод на турецкий
19 параллельный перевод
... unless you somewhat reduce the pressure on us в то время как вы просите нас, - уменьшить давление на вас. "... when you ask us to reduce the pressure on you. " - Так-же, мы попытались вторгнуться на Кубу. - Also, we had attempted to invade Cuba.
Ayrıca biz de Küba'yı işgale kalkışmıştık.
"Мы были полны решимости к этому... " We were determined to... "... и никакое количество бомбёжек или американского давления никогда не остановило-бы нас. " "... and no amount of bombing or U.S. Pressure would've ever stopped us. "
Kararlıydık ve hiçbir bomba veya Amerikan baskısı bizi asla durduramazdı. "
Там был слух, что я столкнулся с умственным срывом... There was a rumour I was facing a mental breakdown Я был под таким давлением и стрессом. ... I was under such pressure and stress.
Sinirlerimin bozulduğu, çok baskı ve stres altında olduğum söylentisi çıktı.
Pressure palm! [Ладонь разрушения]
Ezici el ayası!
Вот... "Давление со стороны" Дженис Элингхаус и Труди Монк.
İşte... "Peer Pressure" Janice Ellinghouse and Trudy Monk.
Cracking under the pressure. No.
Tik tak, dostum.
Поэтому я и взял этого парня с собой. Мой "сипап" аппарат. ( аббревиатура от английского термина Continuous Positive Airway Pressure )
O yüzden de bu SPAB cihazını yanımda getirdim.
Придется сделать холецистэктомию
Intrabiliary pressure nedeniyle
Oh. l Не может брать этот pressure. l остаюсь.
Bu baskıyı kaldıramıyorum artık. Gidiyorum ben.
Говоришь, что тебе нужен новый фильтр против пыли для пылесоса "Хувер Макс Экстракт Прешур-Про", модель 60.
Hoover MaxExtract Pressure-Pro, Model 60 için yeni bir toz filtresine ihtiyacın olduğunu söyle.
And I wouldn't be much of a man if I walked out on her just because I was feeling a little pressure.
Ve sadece biraz baskı hissediyorum diye, onu bırakmam pek erkekçe bir davranış olmaz.
модель 60.
Hoover Max Extract Pressure-Pro Model 60 için yeni bir toz filtresine ihtiyacım var.
Was there something, someone, putting pressure on her?
Onu strese sokan birşey,... ya da birisi mi vardı?
- Try to put some pressure on it. - ( Gasping )
Üzerine biraz basmaya çalış.
- All right, well, don't put some pressure.
- Peki, basma o zaman.
Our nanny poisoned him with blood pressure medicine - but Saga discovered it.
Dadısı onu tansiyon haplarıyla zehirliyormuş ama Saga bunu ortaya çıkardı.
We feel so... so much pressure to perform at work that...
Biz işteyken çok fazla baskı hissediyoruz ve...
Frank Cosgrove did indeed try to make a living donation 6 months ago, but he was medically rejected due to high blood pressure.
Frank Cosgrove 6 ay önce canlı verici olmayı denemiş, ama yüksek tansiyonu olduğundan reddedilmiş.
- Well, stroke and pressure look good.
Vuruş ve baskı iyi görünüyor.