Seem перевод на турецкий
52 параллельный перевод
Такое ощущение, что в этом деле все осведомители забастовали.
- No, the stoolies seem to be on strike. ( Birileri grevde gibi gözüküyor )
And truthfully, you don't seem connected to the baby.
Ve açıkçası, sen bebekle fazla ilgili görünmüyorsun.
You seem in such a hurry to lead this kind of life
# Öyle telaş içerisinde görünüyorsun ki # # böyle bir hayata yön vermek için #
I had hoped I wouldn't cry but lately teardrops seem a part of me
# Ağlamamayı dilerdim # # ama son zamanlarda gözyaşlarım benim bir parçam olmuş gibi #
И кажутся более расслабленными, чем люди здесь.
They seem more laid back than people here.
Strange as it may seem.
Olabildiği kadar.
You're not what you seem
Göründüğün gibi değilsin
I just think, Mr Reynholm, you seem to lack a basic understanding насколько действительно большие проблемы у компании.
Bu şirketin ne kadar zorda olduğunu anlamaya pek gönüllü gibi değilsiniz, Bay Reynholm.
People do seem to remember it.
İnsanlar bunu hatırlayacaktır.
I can't seem to do right for doing wrong.
Yanlış yaparken doğru yapar görünemem.
... так он грабил всех и вся от юты до оклахомы но полиция все не могла за ним проследить
¶ well, he robbed his way from utah to oklahoma ¶ ¶ and the law just could not seem to track him down ¶
Honey, you don't seem like your normal self.
Tatlım, hiç kendin gibi değilsin.
* I still ain't got my FEMA check * * got a trailer, no electric * * and I can't seem to find my keys * * meanwhile * * you might as well have a good time *
* FEMA çekimi alamadım hâlâ * * Karavanda yaşıyorum, elektrik hak getire * * Bulamıyorum anahtarlarımı nedense *
Y - you seem very frustrated.
Yılmış görünüyorsun.
Things with House are never as simple as they seem.
House'la işler asla gözüktüğü kadar basit olmaz.
So while this may seem insensitive, this crucial, lifesaving moo shoo- - where are my extra pancakes?
Duyarsız gözükebilir ama bu çok önemli hayat kurtaran moo-shoo- - Ekstra kreplerim nerede?
Only trouble is, the riches never seem to be yours.
Sorun şu ki bu zenginlik hiç size ait gibi durmuyor.
The only reason I went along is because saying no didn't really seem like an option.
Kabul etmemin tek sebebi, hayır deme gibi bir şansımın pek mümkün olmayışıydı.
Mozzie didn't seem too pleased we were pulling a con on Vulture.
Mozzie Akbaba'yı dolandırdığımız için pek sevinmişe benzemiyordu.
My goo doesn't come out every night, but I sure do seem to have a surplus of it.
Her gece çıkmıyor tabii, ama kesinlikle yeterince var.
There didn't seem to be an opening.
Bir açık bulamadım.
She doesn't seem the type, but you, well, you got a reputation.
O öyle bir tipe benzemiyor, ama sen senin namın var.
He made it seem like the partner knew, too.
Ortağı biliyormuş gibi de gösterdi.
Chemistry doesn't seem like his best subject right now.
Kimya şu anda onun en iyi olduğu alan gibi görünmüyor.
Yeah, I just can't seem to bring myself to use it.
Evet de bir türlü söyleyemiyorum.
Do something physical to make me seem emphatic.
Beni sert tavırlı göstermek için fiziksel bir şey yap.
It doesn't seem right.
Bu pek doğru görünmüyor.
You invite me heretoday as an apology and yet you seem benton offending me again.
Beni buraya özür mahiyetinde davet ettiniz ama beni tekrar kırıyorsunuz.
It's allquite proper, whatever it may seem.
- Nasıl görünürse görünsün, düzgün bir şey yapıyoruz.
Of course, I should sing and danceto hear you say that but you seem to have gotthe wrong end of the stickwith Charles.
Elbette bu sözlerin yüzünden zil takıp oynamalıyım ancak Charles konusuna yanlış yönden bakıyorsun.
And you seem totally uninterested of everything outside your own sphere.
Ayrıca kendi dünyan dışındaki hiçbir şey sana ilgi çekici gelmiyor.
Знаешь, иногда самые важные вещи в жизни кажутся нам совсем незначительными.
biliyorsun, bazen bize en anlamlı gibi gelen bir iş may seem meaningless to us. bizim için anlamsız olabilir.
♪ Night breezes seem to whisper "I love you" ♪
Gece sana seni seviyorum diyerek fısıldıyor
The crew seem in good spirit.
Tayfanın keyfi yerine görünüyor.
Не смотря на твои страшные предупреждения Марселю, он, видимо, просто не может бросить моего брата
Despite your dire warnings to Marcel, he just can't seem to quit my brother.
You don't seem that thrilled for me.
Bana o kadar sevinmiş görünmüyorsun.
No, you got to make it seem like you found out by accident there.
Hayır, Sanki tesadüf eseri ortaya çıkmışsın gibi göstermek zorundasın.
Некоторые из этих вещей я хочу обсудить. seem a bit fantastical.
Anlattığım şeyler biraz uçuk görünebilir.
When you interviewed her the first time, - did she seem stable?
- İlk görüşmenizde sağlam görünüyor muydu?
But you don't seem too surprised that NRP was a laundromat for dirty cash.
MYP'de kara para aklandığını duydun ama hiç şaşırmışa benzemiyorsun.
♪ night breezes seem to whisper, "I love you"... ♪
# Gece meltemleri sanki sana "seni seviyorum" diye fısıldıyor # Çeviri :
You seem so... normal.
- Çok normal görünüyorsun.
Четвертак он и есть четвертак.
- # There doesn't seem to be anyone around # - Hey, bir çeyrek, bir çeyrektir.
" Быть надо тем, чем кажешься. [пьеса Отелло] Макбет не будет спать!
" Men should be what they seem. Macbeth shall sleep no more!
♪ It might seem crazy what I'm about to say ♪
# Söyleyeceğim şey çılgınca olabilir #
♪ You seem to see her everywhere
# Her yerde onu görüyorsun gibi
♪ Girl, you seem to change it every day ♪
Beni taklit et.
Cause we seem to understand the urgency
# Sana bir şey söyleyeyim mi?
Не хочу, чтобы казалось, что я откупаюсь.
i don't want it to seem Öyle gözükmek istemiyorum.
- Yeah, well, Martinez, ladies in the'bu don't seem to mind.
Martinez, oradaki kadınlar rahatsız olmuşa benzemiyor.
They seem identical.
- Evet.