Sounds перевод на турецкий
59 параллельный перевод
Звучит неплохо, папочка-лапочка.
Sounds scrum-diddley-umptious, dear old duddely-doodely.
30-летняя тюрьма sentence sounds довольно унылый ко мне.
30 yıl hapis cezası kulağa hiç te hoş gelmiyor.
- Subway Строитель sounds- -
- Metro inşaatçısı sanki...
Это кажется абсурдным, но я помню, что вопрос в одном из тестов был : This sounds absurd, but I remember a question on one of the tests was :
Bu saçma geliyor ama testlerden birindeki bir soru şöyleydi :
Что-ж, это звучит абсурдно, но тот парень был абсолютно прав. Well, that sounds absurd, but that guy was absolutely right.
Saçma geliyor ama adam kesinlikle haklıydı.
That sounds like it's got a lot of ass-kicking.
Pek çok dövüş sahnesi olan bir filme benziyor.
You got a lot on your mind- - three kids and a newborn, it sounds like new job.
Aklınız çok dolu.. Üç çocuğunuz ve bir bebeğiniz var. Bir de yeni iş.
When you say it all out loud, it's just - - well, it sounds really exhausting.
Bunları yüksek sesle söylediğinde kulağa çok yorucu geliyor.
I know what it sounds like. And that's why I didn't say anything before, because I knew that you would think I was crazy.
Bak, kulağa nasıl geldiğinin farkındayım ve bu yüzden daha önce bir şey söylemedim çünkü delirdiğimi düşüneceğini biliyordum.
Sounds like you're pretty desperate.
Sesiniz oldukça çaresiz geliyor.
Звучит по-дурацки.
Sounds lame.
This sounds like the world's most expensive date.
Dünyanın en pahalı randevusu gibi geliyor kulağa.
Sounds fun.
Eğlence büyük.
Actually, yeah, that sounds dope and so not like you.
Aslında evet, harika görünüyor ama sana hiç uymuyor.
Tijuana sounds good.
Tijuana kulağa güzel geliyor.
Забрал диск "Pet Sounds", как я и думала.
Pet Sounds albümümü de almış. Böyle olacağını bilmeliydim.
Намного лучше чем "Pet Sonds", если спросить меня.
Bana sorarsan "Pet sounds" dan bin kat iyidir.
And I would put the necklace in the wine. Yeah, that's a little too elaborate for me. Plus, it also sounds a lot like a choking hazard, so...
- Evet, benim için biraz fazla ayrıntılı... ayrıca biraz da boğulma tehlikesi var gibi...
It sounds complicated.
CRICKETT : Biraz çapraşık gözüküyor.
Heard a song on the radio just after school
If it sounds as good in your room as it does in your car
We had equal bilateral breath sounds.
Eşit bilateral solunum sesi.
Sounds like a john.
Sanırım Damon ile yatmış.
That sounds great.
Harika bir fikir.
Sounds pretty complex for a high-school dropout.
Liseden terk birine göre, karmaşık bir iş gibi duruyor.
Gibbs, Gibbs, Gibbs, Gibbs! Sounds like Abby had a breakthrough.
- Abby, önemli bir ilerleme kaydetti anlaşılan.
I know this sounds rather dodgy, Bates, but there is nothing underhandin what we're trying to achieve - quite the reverse.
Biliyorum kulağa şüpheli geliyor Bates,... ama yaptıklarımızın sinsi bir tarafı yok, tam aksine.
That sounds like a challenge.Does it?
- Meydan okuyor gibisin. - Öyle mi?
It sounds as if she's doing the right thing, as you are.
Doğru olanı yaptıysa, sen de yapacaksın.
Now, I know this sounds crazy, but that's a plus.
Delice gelecek biliyorum ama bu bir avantaj.
Sounds like a great guy.
Harika birine benziyor.
Wait, this sounds exactly like someone the Arrow would go after.
Bu tam da Ok'un peşine düşeceği tipte bir adama benziyor.
Sounds like a dude ranch.
Erkek çiftliğini andırıyor.
Sounds like they were really great parents.
Harika bir ailen varmış anlaşılan.
Мой друг никогда не ошибается, which is... as annoying as that sounds.
Arkadasim asla yanilmaz, bu kulaga ne kadar sinir bozucu gelse de.
Sounds like you need this more than anyone.
Buna herkezden daha fazla ihtiyacınız var gibi görünüyor.
That sounds horrible.
Kulağa berbat geliyor.
He sounds as bad as Steven, Stefan, and Longines.
- Steven, Stefan ve Longines'ın da sesi çatallaşmış.
Sounds like she was more upset than acutely delusional.
Kafasında kurmaktan daha çok sinirliymiş gibi görünüyor.
It sounds important.
Önemli gibi duruyor.
Well, that sounds like a complete waste of time.
Bu kulağa tam olarak vakit kaybı gibi geliyor.
And frankly, it sounds like you've had a pretty normal life.
Doğrusu hayatın gayet normal duruyor.
Но "Звуки Домашних Животных" не покупают.
"Pet Sounds" satmadı.
Звуки Домашних Животных теперь считается одним из величайших альбомов всех времён, а Брайан Уилсон всемирно признан в качестве подлинного гения в истории популярной музыки.
Pet Sounds ise artık gelmiş geçmiş en iyi albüm olarak nitelendiriliyor Brian Wilson'ın ise nasıl bir deha olduğu anlaşıldı ve popüler müzik tarihine geçti.
♫ The Sounds — Living in America ♫
_ _
– Злобным? Похоже, что он первый ребенок, который понял намерения Дрилла.
Sounds like he's the first kid to see through Drill's act, who is he?
As difficult as it sounds, it's best to try to resume your normal life in the meantime.
Ne kadar zor olsa da şu an normal bir şekilde hayatına devam etmen en iyisi.
Sounds like my mother wouldn't have given the old David Rossi the time of day.
Annem olsa eski David Rossi'yle zerre ilgilenmezdi gibi.
Yeah, sounds great.
- Olur, güzele benziyor.
Look, we'll just never talk about work, or interact with each other's friends, or acknowledge each other in public, and I know this sounds like I'm describing enemies, but we can make this work.
Hiç işlerimizden ya da arkadaşlarımızın birbirimizi etkilemesinden ya da halk içinde birbirimizi tanımaktan konuşmayız. Ve bunun düşmanlığın tanımıyla aynı olduğunun farkındayım ama bu işin üstesinden geliriz biz.
As unlikely as it sounds, you have both.
İmkânsız gibi gözükse de ikisi birden var.
If it sounds as good in your room as it does in your car
Rockin'all night like it'll never end