Talk перевод на турецкий
378 параллельный перевод
У нас есть замечательные носовые платки. Шелковые. Нет, спасибо.
İpek kadar yumuşak talk pudramız da var.
"Любишь кататься? Люби и саночки возить."
You're gonna talk the talk, you walk the walk.
Горе тому, кто, как говорил великий кормчий Павел, проповедуя другим, сам остается недостойным.
Evet, yazıklar olsun o kimseye ki, Büyük Pavlus'un dediği gibi,... kendisi günahlara batmışken, başkalarına talkın verir.
Вы были бы чемпионом зануд.
Neden talk show hazırlamıyorsun ki?
Леди принимали ванну в полдень и после трехчасового сна... но к вечеру были, как мягкие чайные булочки... с глазурью из пота и талька.
Kadınlar öğleyin 12'den önce ve saat 3 uykularından sonra yıkanırlardı... ve akşam karanlığı bastığında pasta gibi yumuşacık olurlardı : Üzeri şekerli krema yerine ter ve tatlı talk pudrasıyla kaplı bir pasta.
- Глория, тальк. - Ах, да.
- Gloria, talk pudrası.
Влажная рука.
Talk podrası kurumuş!
And talk that talk
O dillerinle konuştuğunda
I love that talk
O dilleriniseviyorum
That baby talk
O bebek dillerini
When she talk like that
Öyle konuştuğunda
Walk your walk Talk your talk
Endamınla yürü Dillerinle konuş
Talk your talk, baby
Dillerinle konuş, bebeğim
Мыло, мази, лавандовая вода,. Гигиеническая пудра, средство от боли в желудке.
Biraz sabun, merhem, lavanta suyu... talk pudrası, Enolar...
Джулия, положи немного талька.
Julia, biraz talk pudrası serp.
Я принимал участие в одном шоу с вашим отцом
Babanızla bir talk şovdaydım.
Телефонные линии KGAB открыты и ждут звонков от вас... набирайте 555-TALK.
KGAB'nin 555-SOHBET hatları sizin aramanızı bekliyor.
Выньте руку из пакета с чипсами Fritos, отшвырните в сторону National Enquirer, снимите телефонную трубку, поднесите ее к уху... и наберите 555-TALK.
Eliniz çerezlerden çekin. National Enquirer'ı da bırakın ve telefonu alın. Yüzünüze yaklaştırın. 555-SOHBET'i tuşlayın ve bana bu ülkeyi içine battığı pislikten kurtarmak için ne yapacağımızı söyleyin!
... 555-TALK.
Telefon hatlarımız açık ve 555-SOHBET'i aramanızı bekliyor.
Телефонные линии открыты, и мы уже принимаем ваши звонки звоните 555-TALK.
Telefon hatlarımız açık. Hemen 555-SOHBET hattını arayın.
Телефонные линии KGAB открыты и ждут ваших звонков... набирайте 555-TALK.
KGAB telefon hatları 555-SOHBET sizlerin aramasını bekliyor.
Набирайте номер 555-TALK.
Numaram 555-SOHBET.
Что если стать ведущим ток-шоу?
Peki ya talk-show sunuculuğu?
Ведущий ток-шоу, хорошо.
Talk-show sunuculuğu. Güzel.
Кто-то однажды сказал что я буду отличным ведущим ток-шоу.
Hatta birileri bana iyi bir talk-show'cu olabileceğimi söylemişlerdi.
Ты не можешь зайти в здание и сказать, "Я хочу быть ведущим ток-шоу."
İçeri girip "Ben talk-show'cu olmak istiyorum" diyemezsin.
Ладно, спорт, кино, ведущий ток-шоу.
Pekala. Tamam. Spor, filmler, talk-show'culuk...
Ведущие ток-шоу никогда не знают сколько времени осталось в шоу.
Talk show sunucuları, şovda ne kadar süre kaldığını hiçbir zaman bilmezler.
Нет, Гастингс, это был не тальк, это был портняжный мел, который применяют столяры, для того, чтобы деревянные ящики легче двигались в пазах.
Talk pudrası değildi. Marangozların çekmeceler daha kolay açılsın diye kullandıkları Fransız tebeşiriydi.
Надо вернуться домой : к дочери, пока не началось ток-шоу нудистов.
Kızım müstehcen talk şovları izlemeye başlamadan önce eve gideyim ben de.
- Я сейчас принесу тальк! - Да нет...
- Talk pudrası getireyim.
Ракель Велч и знаменитый ведущий телевизионных программ - Фил Донахью!
Raquel Welch ve kendi talk show'unun sunucusu Phil Donahue geliyor.
Напишем книги, в ток-шоу будем выступать перед публикой.
Sadece kitaplar, talk-showlar. Saklanır, bazen görünüp, kayboluruz.
Это честь - быть в его шоу.
Talk-Show'unda olmak bir onurdur.
Не уверен, что я был готов вести своё собственное ток-шоу.
Kendi talk-show setimin olması konusunda pek hazır değilim.
Когда Элли пошла на то радио-шоу, она посмотрела мне в глаза и сказала : "Двум смертям не бывать".
Ally o talk şova çıktığı zaman, gözlerimin içine bakıp bana "sadece bir kere ölünür" dedi.
Джон Кеннеди Младший не помогал журналу "George". Редакторство Тины Браун не помогло журналу "Talk".
J.F.K. Jr'ın şöhretinin, George'a, Tina Brown'ın geçmişinin Talk'a faydası olmadı.
Not a thing to do
But talk to you
- Широкая улыбка, чёрнокожий, ток-шоу.
- Koca ağızlı, zenci, talk show'a çıkmıştı.
Боже. Побереги свою речь для ток-шоу
Aman Tanrım, git bir talk şova anlat bunları.
Тальк.
Talk pudrası.
Там был тальк.
Talk pudrası vardı.
Стоило произносить пламенные речи про бегущих мустангов.
What good did all that talk of mustangs do me?
You could treat me like I'm an equal or talk down to me like I'm a child.
You could treat me like I'm an equal or talk down to me like I'm a child.
- Like I'd let you talk to the queen.
- Sanki Kralice ile konusmana izin veririm.
- Ross, can I talk to you in private?
- Ross, biraz konuşabilir miyiz?
For example if you look at the ground when you talk, people know you're lying.
Örneğin... ... konuşurken yere bakarsan, insanlar yalan söylediğini anlarlar.
I could talk to the producers for you.
I could talk to the producers for you.
Позвоните нам по номеру 555-TALK...
Numaramız 555-SOHBET.
Я думал, что это был тальк.
Ben, talk pudrası olduğunu sanmıştım.
But talk to you
Whoa, yeah