Talked перевод на турецкий
21 параллельный перевод
None of this would be happening if Caine had not talked those people into staying on that planet.
Caine bu insanları o gezegende kalmaya ikna etmeseydi bunların hiçbiri olmazdı.
Well, we talked about having a threesome.
Grup seks yapmaktan bahsetmiştik.
So, you talked to your mom?
Annenle konuştun mu?
So I talked to the doorman, and he said
Apartman görevlisiyle görüştüm.
I found the earrings that Gloria talked about - In Sarah's apartment.
Gloria'nın bahsettiği küpeleri Sarah'nın dairesinde buldum.
- You think someone talked?
- Birinin öttüğünü mü düşünüyorsun?
Jim talked to Adrianna, he's been watching us for a week.
Jim Adrianna'yla konuşmuş. Bir haftadır bizi izliyormuş.
I think your food is ready. You know, I wish we could've talked more, Val.
Sanırım siparişin hazırlandı, daha fazla konuşmak isterdim, Val.
What about that creamy filling you talked about?
Geçenlerde yaptığın o kremli konuşma neydi öyle?
Remember what we talked about, sometimes our happy creamy feeling just gets so full it comes out at night.
Konuştuklarımızı unutma, bazen kaygan hislerimiz geceleyin çok baskın oluyor.
I talked to Michelle, and she informed me that you're not the happiest seed on the strawberry about my dating her.
Michelle'le konuştum. Onunla çıkmam konusunda çileğin en mutlu tohumu olmadığınızı öğrendim.
But, we never talked about it.
Hiç konuşmadık bu konuda.
I talked him out of it.
Bunu ondan ben istedim.
You mean that otherwise you would've talked shit about me?
Öyle olmasaydı hakkımda bir sürü boktan şey söyleyecektin yani?
We talked to your wife, okay? She claims that you knew, okay? That she was having an affair with your brother.
Karınızla konuştuk ve kardeşinizle ilişkisi olduğunu bildiğinizi söyledi.
The... the... the... the guy we talked to that got a room with Elena, he was an ex-con. What was he in for?
Daha önce görüştüğümüz, Elena ile oda kiralayan eski mahkum neden hüküm giymişti?
You're the one she always talked to when she had a problem.
Bir sorunu olduğunda konuştuğu kişi daima sizdiniz.
All this "she would've talked by now," that's a whatsit- - that's a, um, a fantasy.
Çünkü ben bu kaz kafalı İngiliz maymunun ağzından çıkan tek kelimeyi anlamıyorum.
It's 60 % less than what we talked about on the phone.
Telefonda konuştuğumuzdan % 60 daha az.
We talked to several of your workers who saw you with Henry at the factory the night he was murdered.
Öldürüldüğü gece seni Henry'yle fabrikada birlikte gören birçok çalışanınla konuştuk.
Geils talked to her.
Geils Jean Nate ile konuştu.