Ветра перевод на турецкий
900 параллельный перевод
В номере ещё есть классный эффект ветра, но сейчас просто представьте.
Bu numarada bir rüzgar efekti var. Ama sizin hayal gücünüzü kullanmanız gerekecek.
По крайней мере, мы встанем против ветра. Шумашер покажет вам ваши места.
Baylar, Schumacher sizlere eşlik edecek.
Если бы миссис де Винтер спустилась вниз и оставила бы штурвал, порыва ветра было бы достаточно, чтобы перевернуть лодку?
Peki, sanıldığı üzre, Bayan de Winter aşağı indiğinde anî ve şiddetli bir rüzgar çıktıysa bu, teknenin alabora olması için yeterlidir, değil mi?
Жужжит весь день, и ничего не выпускает кроме ветра.
Vızıldıyor ama sonuç yok.
Или ветра по ночам?
Ya da gece esen rüzgar?
Твое сердце изнашивается, его стегают ночные ветра и дождь.
Gecenin rüzgarlarını ve yağmurun tokadını yiye yiye, yüreğin yıpranmaya başlıyor.
Тут нет ветра.
Burda rüzgar yok.
Почему ты выглядишь так, словно идешь против ветра?
Neden rüzgardaymışsın gibi görünüyorsun?
Если бы не было ветра, Я бы не убил его.
O rüzgâr esmeseydi adamı öldürmezdim.
этот комок нервов, и Макс, и мертвая обезьяна наверху, и завывание ветра в органе, время от времени.
Gergin sinirler, Max, üst kattaki ölü maymun ve zaman zaman sesi duyulan org.
Это из-за ветра, он делает дорогу волнообразной, как старческая кожа.
Çok rüzgar alan bir bölge. Rüzgar o kadar şiddetli ki kayaları parçalıyormuş.
Это Ветра войны.
Adı Savaş Rüzgarları.
Я приехал купить вашего жеребца Ветра войны, если ваша Лесли не будет против.
Eğer kızınız da uygun görürse, aygırınız Savaş Rüzgarları'nı almaya geldim.
Мама, позволь мне продать мистеру Бенедикту Ветра войны.
Anne! Bay Benedict'e Savaş Rüzgarları'nı ben satayım.
Понимаете, один из нас должен уехать или я или Ветра войны.
Ya Savaş Rüzgarları, ya ben. İkimizden birinin gitmesi gerekiyor.
Он не чувствовал запах ветра и волн.
Ne rüzgârı hissediyor ne de denizin havasını kokluyordu.
Без ветра он уйдет.
Rüzgâr da yok. Onu kaybediyoruz.
Чувствуете запах ветра, парни?
Rüzgârın getirdiği şu kokuyu duymuyor musunuz?
Нужно укрыться от ветра.
Şu rüzgardan kurtulmamız lazım. Hadi gel.
Да будут перед лицем верного ти воинства, яко прах пред лицом ветра.
"Mızrak ve kalkanını kaldır ve bize yardım et." "Bize karşı kötülük yapanları cezalandır."
Это потому, что ветра нет.
Hiç rüzgar yok da ondan.
Дэн ее тоже видел. Потом всю кабину озарил слепящий свет, налетел мощный шквал ветра.
Üstümüzden geçtiğinde tüm kabin kör edici bir ışıkla kaplandı.
Вас бросил на землю порыв ветра. Ветер был холодный или горячий?
Son birşey daha var, patlamanın şiddetiyle yere yığıldığınızda... sıcak mıydı yoksa soğuk mu?
Я, вообще, ничего вокруг не видела, а только чувствовала напор ветра.
Işık gözlerimi neredeyse kör etmişti, hiçbir şey göremedim.
Но некоторые деревья цвели вне зависимости от того, насколько холодные ветра их обдували.
Ama rüzgâr ne kadar soğuk eserse essin yol boyunca ağaçlar yine de tomurcuklanır.
"Она приближалась к нему, прерывисто дыша."... "Щёки её порозовели от ветра."
"Kız ona doğru yürür beklemekten soluğu tıkanmış"..... "rüzgardan yüzü kızarmıştır."
Это все из-за ветра.
Hepsi rüzgarın yüzünden.
Приходится ждать ветра.
Rüzgarı bekle.
А если нету ветра?
Zaman kaybı.
Быть слишком честным в нечестном мире то же самое, что ощипывать курицу против ветра.
Namussuz bir dünyada bu kadar namuslu olmak, rüzgara karşı tavuk yolmaya benzer.
И от ветра дрожа, в небе вьётся душа, если нитка крепка, что ведёт в облака.
Ayaklarınız yere basarken Uçan bir kuş olursunuz Bileğinize iyice dolayın
Отдал лошадь - вот теперь ищи ветра в поле.
Atını da verdin. Şimdi ara ki bulasın.
Ты хочешь сказать, я выгляжу естественнее среди птиц, цветов... и тихого ветра, что шумит, как волна?
Söylemeye çalıştığın şu mu : Kuşlar, çiçekler ve huzursuz bir deniz gibi ağaçların arasından esip geçen rüzgar arasında evimde gibiyim.
В его центре, возрастающая температура от множества источников огня, вызванных как световым излучением, так и ударной волной, опрокинувшей плиты и открытые печи, впитывает потоки ветра на уровне земли, заставляя ветер распространяться со скоростью более 100 миль в час.
Ani ateş parlamaları ile basınç dalgasının... yanan ocakları körüklemesi sonucu... fırtınanın merkezinde oluşan yangınlar, ısının artmasına ve havayı emerek... saatteki hızı 185'yi aşan... rüzgarlar oluşmasına neden oluyor.
Я видела... человека... который был захвачен... большим порывом ветра!
Bir... adamın... rüzgara... kapıIdığını gördüm!
- Тогда идем в "Четыре ветра".
- O zaman Dört Rüzgara gidelim.
"Эм шаск кепоп" - "Четыре ветра".
"Em Shask Kepop" - "Dört Rüzgar".
Герой? Они вернулись в космос на крыльях ветра.
Rüzgarın kanatlarında evrene geri döndüler.
Как взрывы ветра, рыщущего слепо то к северу, то с севера на юг
Rüzgardan daha tutarsızdır düşler. kah kuzeyin donmuş bağrını okşayan.
Тогда можно было почувствовать дыхание ветра на спине.
O günlerde, rüzgarı arkanda hissedebilirdin.
Я дождусь порывистого юго-западного ветра, тут он преобладает.
Güney batı rüzgarının estiği günü bekleyeceğim.
Я дождусь сильного порыва ветра и резко выверну руль. Это будет в самую точку.
Sonra güçlü bir fırtına çıkmasını bekleyeceğim dümeni fırtınaya doğru çevireceğim ve sonra duracağız
А когда нет ветра, ослабляешь шкод.
Rüzgar olduğu zaman bırak gitsin.
Афамант был сыном бога ветра Эола. Когда-то Ино была и его женой.
Atamante, rüzgar tanrısı Eolo'nun oğluydu.
В мире веет два ветра – ветер восточный и западный ветер.
Bugun dunyada iki ruzgar esmektedir - doğu ruzgari ve bati ruzgari.
Затем нарисуйте дерево, выбрав лучшую ветку для птицы, нарисуйте листву зелёную, свежесть ветра и ласку солнца,
# Yerine bir ağaç resmi yaparsın # # Dallarının en güzeline kondurursun kuşu # # Tabii ne yapraklarının yeşilini unutacaksın #
Да не было никакого ветра.
Aslında, iş hiç iyi değil. Eve dönüyorum.
Это, наверное, от ветра наэлектризовалось.
İnsanlar arasında elektrik yaratan tek şeyin... kuru rüzgar, sürtünme ve kalın bir halı olduğunu söyleme sakın.
- Они полетят быстрее ветра!
Onun için rüzgarı bile yenerler.
- Ветра нет.
Rüzgar durdu.
Вам нечего бояться, здесь кроме нас, ветра и собак, никого нет.
Neden korkuyorsunuz?