Гляну перевод на турецкий
221 параллельный перевод
Наверное схожу, гляну, как Анита.
Anita nasıI gidip bir bakacağım.
- Гляну, что там.
- Bir bakmaya.
Так, сейчас гляну, куда я засунул деньги.
Bakalım, para nerdeymiş?
Как пойду за овцами по-над мельницей, гляну вниз на ручей...
Su değirmeninin üstünde koyunları toparlıyordum, nehre bakıyordum.
Пойду гляну, не заехал ли Билл в озеро.
Bill arabayı göle uçurdu mu, bir bakayım.
- Слезай с дерева, я на тебя гляну, бесстыжий извращенец!
- İn aşağıya da yüzünü göreyim. Irz düşmanı!
Что ты находишь такого потрясающего в этом туалете? Пойду-ка я отолью и гляну...
Şu tuvalette bu kadar eğlenceli ne var bilmiyorum?
Давайте я еще раз гляну на нее.
Son bir kez daha bakayım.
Я гляну что там. Я могу ее наладить.
Ona bir bakayım, tamir edebilirim.
- Ладно, дай гляну...
- Peki, bakayım.
Дaй-кa еще paзoк гляну.
Orada bir yerde eee.
Я гляну на новые поступления.
Daha çeşitli yeni doğan giysilerine bakacaktım.
- На твой вкус есть что-нибудь хорошее? - Дай-ка гляну.
- Beğendiğin bir şey var mı?
Сейчас гляну, есть ли у нас лёд.
Buzu var mı ona da bak.
Сейчас гляну.
Bir bakalım.
Пойду гляну, не прошла ли у твоего отца боль в желудке.
Bakayım babanın midesi düzelmiş mi.
Можно гляну?
Bakmamın bir sakıncası var mı?
Дай-ка гляну. "Самая Обаятельная Малышка Нью Йорка"?
Bakayım. "En Üstün Minik Bebek, New York Bölgesi" mi?
Так что, может, я схожу вниз и гляну, как там группа Мейби, а ты сходи, глянь, как там мальчишник Джоба.
Bu yüzden düşünüyordum da gidip Maeby'nin grubuna bakayım sen de Gob'un bekarlığa veda partisini görmeye gidebilirsin.
- Можно я гляну, мистер Фарнум?
- Bakabilir miyim Bay Farnum? - Bak.
Пойду гляну как там моё жаркое.
Ben gidip rostoma bakayım.
Пойду гляну что там.
Bir baksam iyi olacak.
Гляну в трюме.
Ben aşağı iniyorum.
И уж точно не "я прощупаю почву,.. ... гляну, может, там ещё есть кто получше".
"Durumu bakacağım ve dışarıda bir yerlerde daha çok hoşuma giden biri olup olmadığına bakacağım" demek kesinlikle değildir.
Так что я гляну, что здесь захоронено.
Ne gömülü olduğunu bulacağım.
- Так что я к вам забегу, гляну.
Ama neyse zaten size geleceğim anlatırım orada.
Погоди, щас гляну.
Bekleyin, ben bir bakayım şuna
Урод вонючий. Дай хоть на рожу гляну.
Kötü kokular alıyorum, hadi bana gerçek yüzünü göster
Джонни, давай я уже пойду новых баб гляну, пока меня снова не пропесочили.
Gidip şu yeni karıları araştırayım Johnny. Yoksa yine azar işiteceğim.
Пойду вниз, гляну чё там.
Gözlemci olarak aşağı geleceğim.
Добро, сейчас гляну.
Tamam, bir bakayım.
Гляну-ка я по-тихому на репетицию.
Provalarını birazcık gözetleyeyim bari.
- Не ломайся, дай гляну.
- Haydi, bakayım. - Dokunma.
Вон - на малюток лучше гляну.
Şu ufak şeyler elma değil, gözlerim.
Вы не против, если я гляну на комнату Винса?
Vince'in eski odasına bir bakabilir miyim? Ne?
Гляну, что да как.
Ortalığı kolaçan edeyim.
Дай гляну.
Bakabilir miyim?
Что ж, гляну, что делает парень.
Sanırım gidip çocuk neler yapmış ona bakacağım
Пойду гляну.
Olmaya başlıyorum.
Знаете, что? Поднимите капот. Я гляну на ваш двигатель и удостоверюсь, что вы доедете.
Bak ne diyeceğim, kaputu aç motoru kontrol eder, oraya kadar idare etmesini sağlarım.
Дай гляну что ты написал.
Ver de bir bakayım. Versene!
- Ну-ка дай гляну.
- Çok iyi marka.
- Схожу гляну.
Gidip göz atacağım. - Tamam.
Кажется, не по правилам, щас гляну.
Bunun için kural kitabına bakacağım.
И глаза. Как гляну, так вижу тебя.
Ona ne zaman baksam seni görüyorum.
Ладно, сейчас гляну.
Peki, bir bakayım.
- Гляну на стол.
- Yemek masasını bir kontrol edeyim.
Гляну на них исподлобья...
- Neye çekerlerse çeksinler.
Побегу туда, гляну, там ли он.
Orada mı diye bir bakacağım.
Дай гляну.
Bakayım.
- Дай гляну.
- Göster bakalım.