Госдеп перевод на турецкий
64 параллельный перевод
Госдеп США дал указание...
Amerikan Dışişleri Bakanlığı tüm ikinci derece...
( Госдеп ) Итак, Лайза, приоритеты : душ, устроить меня к Линтону на военный комитет и найти зубного врача. Порядок можешь поменять.
Tamam, Liza, öncelikler, duş, beni Linton'ın savaş komitesine sok ve beni bir dişçiye götür, sırayla olmak zorunda değil.
Госдеп обеспечил приглашения для Вас двоих
Dışişleri Bakanlığı ikiniz için davetiye ayarladı.
Мистер Гарун, у вас есть 2 варианта, либо вы сотрудничаете и рассказываете нам, все что знаете, либо я звоню в Госдеп, и сообщаю, что у вас на руках произведение искусства имеющее отношение к убийству, которое мы расследуем.
Bay Harun, iki seçeneğimiz var. Ya bana yardımcı olur bilmem gerekenleri anlatırsınız ya da Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp elinizde cinayet soruşturmamızla yakından ilgili bir sanat ürünü olduğunu söylerim.
Госдеп должен возглавить идиот, который разосрётся с половиной мира?
Birleşmiş Milletler'in en önemli on birimini kapatmak isteyen birine dışişleri bakanlığını mı vereceğim yani?
Я звонила в Минюст, в министерство внутренних дел, в Госдеп и Министерство обороны, которые отправили меня к вам.
Adalet Bakanlığı'nı aradım. Ayrıca Ulusal Güvenlik Bakanlığı Dışişleri Bakanlığı'nı ve Savunma Bakanlığı'nı da aradım. Beni size yönlendirdiler.
Госдеп не отменит мероприятие, как и Медина.
Ne Dışişleri ne de Medina bu organizasyonu iptal edecek.
Ильза, не звоните в Госдеп.
Ilsa, Dışişleri bakanlığını arama.
Госдеп считает, что Фишер занимался в Ираке преступной деятельностью. Деньги нажиты незаконным путём?
Eyalet, Iraktaki babanın ölümünden dolayı Fisher'ın müdahil olduğunu düşündü ve bu yüzden size para mı vermek istedi?
Он уже исчез, а она признала, что работала на госдеп, который подозревал Фишера в контрабанде и воровстве.
Ruger çoktan ortadan kayboldu, Griswold da Dışişleri Bakanlığının kendisini Fisher'ın kaçakçılık ve hırsızlık yaptığı şüphesi üzerine görevlendirdiğini itiraf etti.
Извини, но госдеп хочет, чтобы вы прекратили это.
Üzgünüm ama Bakanlık olayın kapatılmasını istiyor.
Госдеп попросил прекратить операцию.
Dışişleri bize uzak durmamızı söyledi.
Ты не работаешь ни на Госдеп ни на этого вспыльчивого Стива Бара.
Dışişleri veya şu kalın kafalı Steve Barr için çalışmıyorsun.
- Госдеп её координирует.
- Dışişleri, kendi içinden.
Госдеп?
Dışişleri mi?
И если Госдеп хочет позора, то он его получит.
Dışişleri sorumluluk istiyorsa, verelim.
Нас попросили оценить операцию, которой руководит Госдеп.
Bizden uzman görüşü istendi sadece. Operasyon Dışişleri'nin.
Босс, Госдеп только что передал фотографии полученные с камер наблюдения рядом с посольством США в Исламабаде.
Patron, Dışişleri Bakanlığı'ndan İslamabad Büyükelçiliğimizin yanındaki kameradan alınan görüntüleri gönderdiler.
АНБ, Пентагон, ФБР, Госдеп, не говоря уж о ЦРУ.
Milli Güvenlik Teşkilatı, Pentagon, FBI, Dış İşleri CIA'den bahsetmeye gerek bile yok.
Госдеп разрешил ему въезд в США только для лечения.
Dışişleri tıbbi tedavi için Amerika'ya gelmesine izin verdi.
Значит, Госдеп торгуется за низкие цены на топливо в обмен на человеческую жизнь.
Yani Dışişleri bir insanın hayatına karşılık petrol pazarlığı yapıyor.
Уже не говоря о том, что Госдеп не хочет, чтобы мы подвергли риску их сделку.
Dışişlerinin pazarlığı zora sokabileceği için bizi istememesini bir kenara bırak.
ЦРУ и Госдеп - две различные организации.
CIA ve Dışişleri Bakanlığı iki ayrı kurumdur.
Госдеп никогда этого не допустит.
- Bugün yaşananlardan sonra.
Но нам необходимо его получить. Госдеп пытается предотвратить международный скандал.
Dışişleri Bakanlığı uluslararası bir sorun çıkmaması için uğraşıyor.
Значит, вот какую сделку заключил Госдеп.
Dışişleri ile bir anlaşmaya varılmış gibi görünüyor.
Госдеп в гневе.
Dışişleri Bakanlığı öfkeli.
Звоните в Госдеп, в Минобороны.
Dış İşleri, Savunma Bakanlığı'yla konuşun.
Попросил Госдеп об услуге.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir iyilik istediler.
При всём уважении, господин президент, ваш госдеп повесил на меня ярлык террориста и сделал из меня преступника.
Tüm saygımla Sayın Başkan, bana terörist yaftası vurup beni aranan bir adam yapan sizin Dışişleri Bakanlığınızdı.
Я не могу обойти весь Госдеп США.
Devletin bütün departmanını alt edemem.
Если Госдеп решит вмешаться, я бы предпочел быть там.
Dışişleri Bakanlığı olaya el atmak isterse buna dâhil olmak istiyorum.
Хотите привлечь Госдеп к этому?
Olaya Dışişleri Bakanlığı'nı sokmamı ister misiniz?
Хотч едет в Госдеп, чтобы добиться хоть каких-то ответов.
Hotch cevap almak için Dışişleri'ne gidiyor.
Госдеп, Министерства юстиции и обороны так бы не ёрзали, если бы речь шла всего лишь о двух пропавших агентах.
Adalet, Savunma ve Dışişleri Bakanlığı, iki ajanın basit bir kayboluşu olsaydı bu kadar küplere binmezlerdi.
Госдеп делает хоть что-то, чтобы найти ДжейДжей и Круса?
Dışişleri JJ ve Cruz'u bulmak için bir şeyler yapıyor mu?
Госдеп и так не был в восторге от наших действий на границе.
Dışişleri Bakanlığı sınır bölgesinde yaptıklarımızı hiçbir zaman onaylamadı.
Ты нужна мне здесь - убеди комиссию, что то, чего добивается Госдеп, плохо для Америки, и что мы никогда больше так не облажаемся.
Sana burada, Komite'yi Dışişleri Bakanlığı'nın istediği şeyin Amerika için kötü olacağına ve böyle bir çuvallamanın asla tekrar yaşanmayacağına ikna etmen gerek.
Госдеп ведет переговоры с правительством Франции о совместном расследовании.
Hükümet, ortak soruşturma için Fransa ile görüşüyor.
До того, как Аарон Райли перевёлся в Госдеп, он недолго работал на американскую нефтяную компанию, у которой был контракт на нефтяные поля в Саудовской Аравии.
Aaron Rawley, Dışişleri Bakanlığı'na girmeden önce, kısa bir süre için,... Suudi Arabistan'la dev petrol anlaşmaları olan bir Amerikan şirketinde çalışmış.
Но без них, Госдеп считает, что ты справишься со своим братом.
Dışişleri bakanlığı, onlar yokken kardeşini senin idare edebileceğini düşünüyor.
Госдеп берёт агента, умеющего реагировать на усилившуюся активность картелей.
Dışişleri Bakanlığı, yoğun kartel saldırılarına cevap verebilecek kabiliyette bir aktif ajan seçmek istiyor.
Госдеп уже инструктирует все заинтересованные стороны.
Dış İşleri Bakanlığı ilgili tarafların tamamını bilgilendiriyor.
Госдеп не будет вмешиваться.
Dışişleri Bakanlığı karışmayacak.
Пару часов назад, Госдеп США подтвердил, что Реддингтон передан под контроль США, но о его сегодняшнем местонахождении комментариев не дал.
Birkaç saat evvel Amerikan yetkilileri Reddington'ın iade edildiğini doğruladı.
Ты передал Руслану, что Госдеп готов к расследованию.
Ruslan'a, Dışişleri Bakanlığının soruşturma fikrine açık olduğunu söylemişsin.
Все необходимое, чтобы убедить Госдеп США, что Лиен Ма была гражданкой Китая, умершей во время визита в США, чтобы организовать перевозку ее тела на родину.
Amerika Dışişleri Bakanlığını, Lien Mah'ın ABD'yi ziyareti sırasında ölen bir Çin vatandaşı olduğuna inandırmak ve cesedinin memleketine götürülmesini ayarlamak için gerekli olan her şey.
Госдеп заявляет о 134 погибших, большинство из них сотрудники Минюста, таким образом, это самая смертоносная атака в Ираке за последний год.
Dışişleri Bakanlığı 134 ölü olduğunu tahmin ediyor çoğu Adalet Bakanlığı'nda çalışan kişilerdi bir yıldan uzun süredir Irak'ta meydana gelen en büyük saldırı bu.
- Госдеп?
- Bilmem gereken nedir?
Госдеп?
-... yüksek yerlerde insanlar var.
— Госдеп. Власть имущие.
- Yukarıdakiler.