Жадничать перевод на турецкий
32 параллельный перевод
Ты и так получаешь половину его состояния, и этого достаточно, мы должны быть довольны, и не надо жадничать.
Herşeyin yarısı sana kalıyor. Zaten bu da çok fazla. Fazla obur olmayalım.
Мы не будем жадничать.
Peki, açgözlü olmak istemiyoruz.
Я не должна жадничать парнем.
Onun sevgililerine karışmaya hakkım yoktu.
И на этот раз мы не будем жадничать.
Bu sefer cimrilik yapmayacağız.
- Зачем так жадничать, хватать.
- Böyle saldırgan olmamalısınız.
Ребята, не будем жадничать.
- Neydi o? Define... - Define Adası.
Может, хватит уже жадничать?
Bırakır mısın artık şunu?
- До тех пор, пока не стал жадничать. Он решил, если он оказывает эти услуги, эти деньги принадлежат ему.
Hizmeti kendisi verdiği için parayı paylaşmaktan vazgeçinceye kadar.
Я не хотел жадничать.
Açgözlülük yapmak istemezdim.
Жадничать не будешь.
Oh olsun!
Слушайте, не надо жадничать.
Aç gözlü olmaya gerek yok.
Арчи, он преданный, как собака, но начинает жадничать.
Archy, bir köpek kadar sadıktır ama biraz hırslanmaya başladı.
Пару раз получилось, стала жадничать и потеряла вообще все.
Kazandığımda da açgözlülük yaptım. Kaybetmeyi başardım.
- Мы не будем жадничать.
Makul davranıyoruz.
Не нужно было жадничать.
O solucanı yememeliydim.
Жадничать смысла нет.
Frisbee-kun.
Работал в конторе, но стал жадничать, сбежал и скорешился с генералом, чтобы прибрать все доходы от наркотиков себе.
O da eskiden CIA ile çalışıyordu. Ama açgözlülüğü ağır bastı. Tüm uyuşturucu ticaretini kendilerine yönlendirmek için generalle işbirliği yaptı.
Всё будёт идти хорошо, пока я не буду жадничать
Açgözlü olmadığım sürece, her şey güzel olacak.
И я не буду жадничать
Açgözlülük etmeyeceğim.
Не будем жадничать...
Aç gözlü olmayacağız.
Если все так как говорит Джесси и мы не будем жадничать...
Jesse'nin dediği gibi olacak ve açgözlü davranmayacaksak...
Прокурор начал жадничать, попытался повесить два глухаря, подшаманить с доказательствами, чтобы всё выглядело так, будто это работа моего парня.
Savcılığın gözü döndü. Faili meçhul iki cinayeti, birlikte çözmek istediler. Delillerle oynadılar, sanki müvekkilim yapmış gibi gösterdiler.
Не надо жадничать, мои драгоценные.
Açgözlülük yapmayın. Benim narinlerim.
Когда вы выдаете себя за потенциального клиента для частной военной компании не стоит жадничать на деталях.
Özel bir askeri şirketin olası müşterisi gibi davranmanız gerektiğinde kurnazlık işinize yaramaz.
Не предлагай заплатить, если собираешься жадничать.
Eğer cimri davranacaksan ödemeyi teklif etme.
Давайте не будем жадничать.
Açgözlülüğe gerek yok.
Немая подошла бы идеально, но не хочу слишком уж жадничать.
Dilsiz olması daha iyi olur ama, o kadar da açgözlülük yapmak istemem.
Я не хочу жадничать по этому поводу, потому что я уже примеряла самое прекрасное платье сегодня, и мне стоит подождать... – Ты думаешь о том же, о чём и я?
Bu konuda aç gözlü olmak istemiyorum çünkü bugün bir kere... dünyadaki en güzel elbiseyi giydiğimi biliyorum ve beklemeliyim... - Benim düşündüğümü mü düşünüyürsun? - Gerçekten onu yine ğiymek istiyorum.
Через неделю, мужик, который был главным, стал жадничать, он пытался выплатить мне только половину.
Bir seferinde, mekânı yöneten herifin açgözlülüğü tuttu haftalığımın sadece yarısını vermeye kalktı.
Не стоит так жадничать с парнями.
Çocuklara ufak bir şeyler vermelisin. Onları tanıyorsun.
С каких пор? С тех пор, как этот парень стал жадничать.
Bu adam açgözlü olmaya başladığından beri.
Может, в этот раз ты не будешь жадничать.
Şişe suyu diyorlar ona McGee.