Жгли перевод на турецкий
50 параллельный перевод
"Господа, шары запущены!" она бросала мне 6 фишек по 20 франков которые были так горячи, что жгли мне пальцы.
Can alıcı bu cümle akabinde bana 6 Louis D'or fırlatır ve o kadar sıcak olurlardı ki parmaklarını yakardı.
ѕросто фермеры жгли кукурузную шелуху.
Çiftçiler mısır kabuklarını yakmış sadece.
Имя ему Киловатт И мы жгли благовония в честь его мощи
Kilovattı onun adı Gücüne tütsüler yakılırdı
Жгли, кричали, причиняли людям боль.
İnsanları yaktınız, onlara bağırdınız, canlarını acıttınız.
Кричали, делали больно, жгли.
Bağırmak, can yakmak, yakmak.
Ночью было темно. Костров не жгли.
Çok karanlık bir geceydi, ateş de yakılmamıştı.
Я была на сцене, и люди жгли меня сигаpетами.
Sahnedeydim ve insanlar üzerimde sigara söndürüyorlardı.
Они жгли деревни и насиловали женщин.
Köyleri yerle bir etmek ve tecavüz.
Меня резали, стреляли, травили морозили, вешали, убивали током и жгли.
Bıçaklandım, kurşunlandım, zehirlendim donduruldum, asıldım, elektriğe çarpıldım ve yandım.
Ну, тогда это всего лишь чистое совпадение, что на листке бумаги, который Вы жгли в своем камине, напечатано название Эддисленд Корт.
Öyleyse burada, sizin şöminenizde yanan kağıttan kalanlarda "Addisland Court" yazması büyük bir tesadüf olsa gerek.
Музыканты жгли, а Кристиан был самым классным парнем из всех.
Orkestra harikaydı ve Christian oradaki en müthiş erkekti.
Жгли ему подошвы ног.
Ayaklarının altını yakmışlar.
Поскольку мои неправильные деньги также жгли мне карман... мы с Самантой решили кутнуть в "Бальзаке".
Fahişelik param, cebimde yanıp tutuşurken Samantha ve ben, Balzac'ta boy gösterdik.
Его дом сгорел, когда мы жгли твой.
Senin evini yakarken onun evi yandı.
Резали, накачали ЛСД, жгли.
Kesilmiş, zorla LSD verilmiş.
Они там жгли тела.
Vücutları eritmek için.
Неизвестный объект, которым жгли наши жертвы.
Kurbanları delen bilinmeyen obje.
Словно меня жгли на костре.
Ateşler içindeydim.
Жгли его, ломали пальцы, выбили глаз, веселились по-полной.
Yaktılar, parmağını kırdılar, gözünü çıkartılar, eğlencesine yaptılar.
они придумали игру, в которой они подходили и спрашивали людей на улице. Спрашивали на иврите : "Где вы были когда мое семейство жгли в лагерях?"
Bu şekilde, yolda giderken caddedeki herkesi bu oyuna katmışlar ve onlara sormuşlar : "Ailem kamplarda yakılırken, siz neredeydiniz?"
И для этого нужно чтобы одни жгли сигнальный костёр, пока остальные прочёсывают остров в поисках еды.
Ve bunun için, birileri levazım için adayı araştırırken herkesi uyarı ateşini yanık tutmak için bir araya getirmemiz gerek.
Здесь они жгли меня кислотой.
Bu asitle yaktıkları yer.
Они жгли женщин на кострах за одержимость, во время охоты на ведьм.
Eskiden cadı avı sırasında içine şeytan girenleri kazığa bağlayıp yakarlarmış.
Они жгли туристов, Чай.
Batılılar'ı yakıyorlar, Chai.
Её резали, жгли.. Пять зубов были удалены.. кусачками.. или молотком.
Yakılmış, kesilmişti beş dişi kerpeten veya çekiçle sökülmüştü.
Вы жгли игрушечных солдат и бросали камни в кошек.
G.I Joe'ları yakıyordunuz ve kedilere taş atıyordunuz.
Нет, вы просто нападали, резали и жгли.
Hayır. Saldırıp yakıp yıktınız.
Приятно пахнет. Что бы вы там... что бы вы там не жгли - пахнет приятно.
Bu çok güzel koktu.Her ne yakıyorsan, güzel kokuyor.
Нужно больше патрулей, чтобы жгли этих вонючих крыс...
Bu pislikleri küle çevirecek daha çok devriye lazım.
Он молчал. Они запалили сосновые ветки и жгли ему ноги.
Söylemeyince ayağında kozalak yakmışlar.
Спали под звёздами. Сами жгли костры.
Yıldızların altında uyuyup ateşler yaktık.
Перед тем, как разбежаться, они что-от жгли.
Gitmeden önce küçük bir kamp ateşi yakmışlar.
Они облили наших детей смолой и жгли их.
Çocuklarımızı bir yerde toplayıp ateşe verdiler.
Владыка Света хочет, чтобы его врагов жгли, Утонувший Бог — чтобы их топили.
Işığın Tanrısı düşmanlarının yanmasını istiyor Boğulmuş Tanrı, boğulmalarını istiyor.
Вы жгли и резали каждый сантиметр моего тела.
Vücudumun her santimini dagladiniz ve dogradiniz.
Здесь что-то жгли.
Lanet olsun, bir şeyler yanmış.
Они разожгли чертов костер. - Всё документы жгли.
Belgeler büyük şenlik ateşinde yakıldı.
Мы обратили внимание, вы что-то жгли за теплицой.
Arka tarafta bir şeyi yaktığınızı fark ettik.
Вы жгли шалфей.
- Adaçayı yanıyor.
Мужчина кричал так громко, как будто его огнем жгли.
Adam sanki ateşe verilmiş gibi o kadar yüksek bir sesle bağırdı ki.
Похоже, жгли какие-то записи.
Kayıtları yok ediyorlar gibi görünüyor.
Что у нас зеленая кожа и носим остроконечные шляпы, и всехпроклинаем и жгли на костре в Салеме?
Yeşil derimiz olduğunu sivrili şapkalar taktığımızı ve kötü olduğumuzu. Bir de Salem'da kazığa bağlanıp yakıldığımızı.
За последние 10 дней, на меня нападал спятивший биотехник, меня подрезал брат, мне делали операцию, сам помогал оперировать, меня били, в меня стреляли, меня жгли.
Son 10 günde... Biyotekin saldırısına uğradım, kardeşim tarafından bıçaklandım büyük bir ameliyat geçirdim, ameliyatımın gerçekleşmesine yardım ettim itildim, kakıldım, ve yandım.
От города к городу шла охота, всех жгли без разбору.
Şehirden şehre avlanıyorduk. Kazıkta sürüler halinde yakılıyorduk.
Нас жгли и вешали тысячами.
Binlercemiz yakıldı veya asıldı.
Он пришёл вечером, мы жгли костёр и он был дома в 9, потому что в 9 мне звонила Джоди, и я уже был дома.
O gece bana geldi, ateşi yaktık, saat dokuzda da evine döndü. Çünkü dokuzda Jodi beni aradı, ben de o saatte evdeydim.
Их жгли на костре Тамплиеры, Торквемада и Охеда.
Tapınak Şövalyeleri olan Torquemada ve gördüğün kara şövalye Ojeda tarafından yakılarak öldürüldüler.
Он отдал им землю, которую они жгли, на которой они насиловали и убивали.
Onlara daha önce yağmaladıkları tecavüz ettikleri ve katlettikleri toprakları verdi.
Эту книгу не просто так жгли, Джо.
Onu yakmalarının bir sebebi vardı Joe.
Я делал, что мог, а они жгли и били меня.
Elimden geleni yaptım ama beni yakıp dövdüler.