Залёг перевод на турецкий
133 параллельный перевод
Ты что, в спячку залёг?
Ne yapıyorsun? Kış uykusu mu?
Зачем в спячку залёг?
Neden bunu yapıyorsun?
Лио Джонсон залёг на дно.
Leo Johnson yerin dibine girdi sanki.
Он залёг на дно, если ты понимаешь, что я имею в виду.
Alçakta yatıyor, tabi demek istediğimi anlıyorsan.
Губернатор Конналли, после того как на секунду дёрнулся влево, залёг на полу возле задних сидений.
Vali Connally ise bir an sola doğru yığıldı sonra arka koltukların arasına düştü.
Залёг бы на дно, пока всё не утихнет.
İşler durulana kadar gömerim.
Есть один беглец, думаем, он залёг в доме бывшей жены.
Eski karısının evinde saklandığını düşündüğümüz bir kaçak var.
А ты до этого додумалась после того, как отец твоего малыша залёг на дно?
Bunu çocuğunun babası yeraltına girince mi anladın?
После убийства полицейского он залёг на дно.
Dikkat çekmemeye çalışıyor.
Залёг глубоко под землю.
Yerin oldukça derinlerinde.
Нет, я не хочу напугать его, чтобы он залёг на дно.
Hayır, onu ürkütüp yeraltına çekilmesini istemem.
Агент Моссада залёг на дно, а Энни, вероятно, погорела.
Mossad de çoktan çekildi. Annie'nin başı derde girebilir.
Я залёг на дно на пару лет.
Birkaç yılımı yatarak geçirdim.
Ладно, он залёг на дно?
Pekala, bu kişi geri çekilecek mi?
Я залёг на дно, пытаясь обдумать идею для моей новой книги.
Evet, yeni kitabımın konusunu bulmak için köşeme çekildim.
Если он не залёг на дно, то значит, прячется на виду.
Eğer bir yerde saklanmıyorsa, insanların gözünün önündedir.
Кёртис залёг на дно, его сейчас хрен найдешь.
Curtis şu an çok dikkatli ilerliyor.
Его не видели с другими с тех пор, как они прибыли, но если он здесь, то наверняка залёг на дно.
Diğerleri vardığından beridir kendisine rastlanmadı ama buradaysa dikkat çekmemeye çalışıyordur.
Я хочу, что бы ты залег на дно...
Gerekiyorsa biraz indirim yapmanı...
Кровавый, мерзкий, бешеный кабан, Что ваши истоптал сады и нивы, "Залег поганый боров, - пишет Стенли, - Близ Лестера, отсюда - день пути".
O sefil, elleri kanlı, zorla tahta konan yabandomuzu yazlık tarlalarınızı ve verimli bağlarınızı mahveden o iğrenç domuz şimdi bu adanın tam ortasında kısılıp kaldı.
Он залег на дно, Барнс...
Adam kararıyor Barnes.
- Он, скорее всего, залег во Флориде.
Herhalde Florida'ya gitmiştir.
Если бы я только поверил своим предчувствиям и залег на дно на какое-то время, ничего бы этого не произошло. Но я этого не сделал, и мне некого винить, кроме самого себя.
Şayet içgüdülerime kulak verseydim bunların hiç biri olmayacaktı ama ben dinlemedim, ve bu konuda sadece kendimi suçluyorum.
Залег на дно?
Dikkat çekmemeye çalışıyorsun.
Убиты две женщины. Убийца продает минивэны, и у меня есть возможность это доказать, Пусть даже сейчас я залег на дно.
İki kadın öldü, katil minivan araçlar satıyor ve ortalarda görünmesem bile bunu kanıtlamak için bir fırsatım var.
Я залёг на дно, пока всё не кончилось.
Onlar gidene kadar saklandım.
Он залег с ними на дно.
- Joey elmaslarla saklandı.
Он будто залег на дно.
Sanki yer yarıldı da içine girdi.
а Барсук залег на дно в Кали... чувак.
Söylediklerini anlıyorum ama Combo öldü, Badger Cali'de saklanıyor... Ben şartlı tahliye edildim.
Он залег на дно несколько лет назад.
Yıllar önce yer altına çekildi.
Парень залег на дно.
Adam yer altına girdi.
Может какие-то проблемы, может залег на дно.
Başı belada olabilir, saklanıyor olabilir.
Однажды я охотился на тигра, который залег в бенгальском храме.
Bir keresinde Bengal tapınağının oralarda dolanan bir kaplan avlamıştım.
Он залег на дно и прихватил с собой кольцо КЭД.
Adam o QED yüzüğünü de yanına alarak ortadan kayboldu.
Сказал, что залег на дно. Просил не волноваться.
Şimdilik göze batmamaya çalıştığını ve endişelenmeye gerek olmadığını söyledi.
Он залег на дно и обзванивает людей, близких к правительству, чтобы вычислить того, кто украл его файлы.
Şimdi saklanıyor, Dosyalarını kimin çaldığına dair Hükümete yakın kişilerle görüşüyor.
Дин залег у себя дома.
Deans evinde gözlerden uzak duruyor.
Хоббс говорит, Паркер залег на дно здесь.
Hobbes, Parker'ın şu binada kaldığını söylüyor.
Залег на дно в маленьком женском монастыре к югу от Ла Паза.
La Paz'ın güneyinde küçük bir manastırda kaldım.
К нему обращались парни из Аль-Каиды в Ираке, но недавно он залег на дно, с тех пор его ищет Интерпол.
Irak'ta El Kaide'nin has adamlarındandı. Ama askerler bölgeye geldikten sonra ortadan kayboldu. Interpol o zamandan beri onu arıyor.
Наверняка он залег на дно.
- Bir yerlere girdiği kesin.
Значит пошарм по дну. Наверняка он залег на дно. Значит пошарм по дну.
- Biz de o yerlere girip onu bulalım.
Он полностью залег на дно.
Yer yarıldı içine girdi.
Это просто означает, что он залег на дно на некоторое время.
Belki bir süreliğine beklemededir.
- Он залег на дно.
- Şu an sıradan biri gibi yaşıyor.
Он залег на дно на месяцы.
Bir kaç ay sessiz sakindi.
Ну, я почти залег на дно.
Suyun dibine batmıştım.
В списке прибывших его не было, итак, если Басков все еще в США, он залег на дно.
Araştırmadan henüz sonuç çıkmadı. Baskov hâlâ Amerika'daysa epey derinlere saklanmış demektir.
Он залег на дно, но я подумала, что если смогу выяснить, где он был...
Saklandığını biliyorum ama nerede olduğunu bulursam...
Возможно, возможно он залег на дно, чтобы решить, что делать дальше, но я точно знаю, что он где-то там, так же, как и Кэти.
Belki ne yapacağına karar verene dek bir yerlerde saklanacak ama şunu biliyorum ki buralarda bir yerlerde ve Katie de yanında.
Возможно кровопролитие, так что они решили, что Долан залег на дно.
Kan dökülebilir bu yüzden Dolan'ın gizli işler çevirdiğini düşünüyorlar.