Нечего перевод на турецкий
7,807 параллельный перевод
Ты в меня не веришь, так что.... мне нечего в тебе ломать.
Bana inanmıyorsun.. Seni kıracağım hiçbir şey yok artık.
И тебе нечего сказать, Доктор?
Söyleyecek hiçbir şeyin yok mu Doktor?
- Да и ему и делать там было нечего.
- Burada olmamalıydı.
И... есть... Нечего терять.
Kaybedecek bir şeyin yok.
Мне абсолютно нечего на это ответить.
Buna verecek bir cevabım yok.
Я - слово "фест" в Октоберфесте, и тот кто продает пиво по 8 баксов на стадионе, и мне нечего предложить кроме моей пенки, головы, пива.
Oktoberfest'i ben festival yapacağım. Ve parklarda 8 dolara satılacağım. köpüklerim, kafam ve biramdan başka verecek bir şeyim olmamasına rağmen, ve promosyon nihaleler dışında,
Мне нечего сказать.
- Söyleyecek bir şeyim yok.
"Нам нечего бояться, кроме самого страха!"
Korkmamız gereken tek şey korkunun ta kendisidir.
Таким как я в этом мире ловить нечего.
Bu dünya benim gibi kadınlara kucak açmıyor.
- Тут нечего стыдиться.
- Utanacak bir şey yok.
Мне нечего сказать.
Söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Нечего терять.
Kaybedecek hiçbir şeyin olmuyor.
Мне больше нечего терять кроме своей души.
Ruhumdan başka kaybedecek bir şeyim kalmadı.
На самом деле, тебе нечего меня бояться.
Cidden beni tehdit olarak görmene hiç gerek yok.
Но это не значит, что нечего искать.
Ama bu, olmadığı anlamına gelmez.
Так что теперь... нам нечего терять.
Şimdi, kaybedeceğimiz bir şey yok.
Мне нечего им сказать.
Söyleyecek hiçbir şey yok.
Больше нечего добавить.
Bu kadar.
Мне нечего прятать.
Benim saklayacak bir şeyim yok.
Даже когда лидер думает, что ему больше нечего им предложить, остаётся одно.
Bir lider verebileceği bir şey kalmadığını düşündüğünde bile verebileceği bir şey vardır.
Здесь нечего обсуждать.
Bunu tartışmayacağız.
Пей. Бояться нечего.
Hadi ama bu kadar korkak olma.
И мне о тебе больше нечего было сказать.
Ve bana verdiğin tek şey de bu.
Донне нечего в нём делать.
Donna baloncuğun içinde değil ki.
Расследования не было, потому что нечего было расследовать... дело закрыли.
Hiçbir soruşturma açılmadı. Çünkü ortada soruşturulacak birşey yoktu. Soruşturma olmadan dosya kapatıldı.
Ничего не боятся, потому что им нечего терять.
Onların kaybedecek bir şey yok, çünkü hiçbir şey onları korkutmuyor.
Но я не могу просто стоять на той трибуне и притворяться, что мне нечего сказать по этому поводу.
Sadece o podyumda durup bu konuda bir bilgim yokmuş gibi davranamam.
Тут нечего бояться, странная дева.
Korkacak hiçbir şey yok yabancı kadın.
Поиск электроники ничего не выявит, если нечего будет обнаруживать.
Elektronik tarama elektronik bir şey tarayamazsa bir şey bulamaz.
Все равно тут нечего делать, пока компьютерщики не закончат поиск.
Bilgisayar ekibi araştırmalarını tamamlayana kadar bir şey yapamayız zaten.
- Если тебе нечего скрывать, и если ты действительно отвёз жену к поезду, зачем нанимать адвоката по уголовному праву?
İşte, saklayacak hiçbirşeyiniz yoksa, ve eşinizi tren durağına bıraktıysanız neden bir ceza avukatı tutasınız?
Нам нечего скрывать.
- Saklayacak bir şeyimiz yok.
- Я к тому, что нечего тут пляски разводить, мужик.
Demeye çalıştığım, adamı bu kadar pohpohlamamız gerek.
- Мне тебе сейчас нечего сказать, Реджи. Свали.
- Sana söyleyecek bir şeyim yok, Reggie.
Вам нечего бояться.
Korkacak bir şey yok.
Нечего тут обсуждать.
- Konuşacak bir şey yok.
Ага, больше здесь послушать было нечего.
Evet biraz müzik dinliyordum.
Тебе нечего тут делать сегодня.
Bu gece burada bir şey yapamazsın.
- Нечего отдавать.
- Daha fazla para harcayamayız.
Нам нечего нести в ФБР?
Yani FBI'a götürebileceğimiz hiç bir şey yok mu?
Нам нечего скрывать, мистер Роджерс.
Saklayacağımız bir şey yok Bay Rogers.
Мне нечего скрывать.
Saklayacak bir şeyim yok.
Но сейчас нам нечего ощутимые подключении ее к Джимми, что нам и нужно.
Ama şu anda onun, Jimmy ile bağlantısı olduğuna dair somut bir şeyimiz yok. İhtiyacımız olan şey de bu.
А когда у тебя дерьмовый босс и нечего надеть...
Kısacası iğrenç bir patronunun olması ve giyecek hiçbir şeyinin olmaması...
У него там нечего есть.
Orada yiyecek bir şeyi yok.
Мне нечего загадать.
Ve dileğim yok.
Нечего тебе здесь делать, солнечный свет.
Görecek bir şey yok, güneş ışığı.
Мне нечего вам дать.
Verecek bir şeyim yok.
Нечего бояться, моя дорогая.
- Korkuyorum, Eric.
Нечего тут изображать удивление.
Şaşırmış gibi davranmayın.
Мне нечего сказать.
Diyecek bir şeyim yok.